"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/287 E., 2024/860 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2023/260 E., 2023/971 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı üzerine yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davacı-davalı erkek ile davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek ile davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek dava ile vekilinin ıslah ve karşı davaya cevap dilekçelerinde; kadının, müvekkilini ve üvey oğlunu sevmediğini, çocuğa karşı kötü davrandığını, azarladığını, hırsızlıkla suçladığını, "Salak çocuk" şeklinde, müvekkiline "Sen adam mısın, suratına bak, sıfatına bak" şeklinde hakaret ettiğini, 09.03.2019 tarihinde ortak konutu terk ettiğini, müvekkilinin evin içerisinde muska ve benzeri eşyalar bulduğunu, kadının iddialarını kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine asıl ve karşı davada 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, kadının karşı davasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili karşı dava ve cevaba cevap dilekçesinde; erkeğin iddialarının asılsız olduğunu ve kabul etmediklerini, erkeğin, öfke kontrolü olmadığını ve tartışma çıkardığını, müvekkiline "Şey, baksana lan" şeklinde hitap ettiğini, "Kapa çeneni, kes sesini" şeklinde azarlayarak konuştuğunu, müvekkilini kendi ailesinin yanında dahi aşağıladığını ve küçük düşürdüğünü, hor gördüğünü, hakaret ve tehdit ettiğini, eski eşi ile kıyasladığını, müvekkiline fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, "Defol git ananın evine" şeklinde söyleyerek ortak konuttan kovduğunu, dinen de boşadığını, çocuklarının da müvekkilini beğenmediğini ve istemediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 1.000,00 TL tedbir ve yoksululuk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin 02.10.2020 tarih ve 2019/132 Esas, 2020/451 Karar sayılı kararı ile; tarafların iddialarının soyut nitelikteki tanık anlatımlarına dayandıkları geçimsizliğin sabit olduğu, her iki tarafında boşanmayı istemeleri nedeniyle evliliğin devamında kamu yararı kalmadığı ve eşit kusurlu oldukları gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 350,00 TL tedbir nafakası ile toptan 20.000,00TL yoksulluk nafakasına, karşı davada maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, kararın davacı-davalı erkek vekili tarafından katılma yolu ile karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile erkeğin maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden, davalı-davacı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, tedbir ve yoksulluk nafakası miktarı, kadının maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, tarafların kusurlu davranışlarının neler olduğunun gerekçeli kararda belirtilmediği ve gerekçeli kararda hem "Her iki tarafın iddialarını soyut nitelikteki tanık anlatımlarına dayandırdıkları" belirtilip, hem de "Geçimsizliğin sabit olduğu" belirtilmek suretiyle gerekçenin kendi içinde çelişki oluşturduğundan denetime elverişsiz karar verilmesinin, ayrıca erkeğin dilekçeler teatisindeki tazminat talepleri hakkında olumlu, olumsuz karar verilmemesinin usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesi ile tarafların istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının tamamının kaldırılmasına, dosyasının usulüne uygun şekilde yargılama yapılarak karar verilmesi için Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının, üvey oğluna çöpü çıkarmayı unuttuğu için "Geri zekalı, mal, salak mısın" şeklinde, tartıştığı bir sırada erkeğe "Adam mısın, haysiyetsiz" şeklinde söylemlerde bulunduğu, evde parasını bulamadığı zaman iki defa "Paramı kim aldı , kim çaldı" gibi sözler söylediğini, erkeğe karşı duygusal ve psikolojik şiddet uyguladığı, erkeğin, kadının yaptıklarını beğenmediği ve bahane bulduğu, kadına fiziksel şiddet uyguladığı, tartıştıkları sırada kadına "Seni istemiyorum, evden git, defol bu evden" şeklinde söylemlerde bulunduğu, tarafları barıştırmak için birçok kez kadının ailesinin araya girdiği ancak erkeğin barışmaya yanaşmadığı ve "Ben istemiyorum onu" şeklinde söylemlerde bulunduğu, kadına karşı psikolojik ve duygusal şiddet uyguladığı, boşanmaya sebep olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 350,00 TL tedbir nafakası ile toptan 20.000,00 TL yoksulluk nafakasına, tarafların karşı davadaki maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek ve davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek katılma yolu ile; karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat talebi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili; kusur belirlemesi, tedbir ve yoksulluk nafakası miktarı, kadının reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere ve delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri ile re'sen bakılacak kamu düzenini ilgilendiren hususlar dikkate alındığında, İlk Derece Mahkemesinin hukuki değerlendirmesinde kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile tarafların istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek ve davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek katılma yolu ile; karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat talebi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili; kusur belirlemesi, tedbir ve yoksulluk nafakası miktarı, kadının reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık karşılıklı açılan boşanma davasında kadının davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı tarafların reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 175 inci ve 176 ncı maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı kadın vekilinin tüm, davacı-davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Taraflarca karşılıklı açılan evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasında, İlk Derece Mahkemesinin 02.10.2020 tarihli ilk kararı ile, tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın lehine yoksulluk nafakasına, karşı davada maddî ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiş, karar taraf vekillerince istinaf edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesinin 31.03.2023 tarihli kararı ile; tarafların kusurlu davranışlarının neler olduğunun gerekçeli kararda belirtilmemesi, gerekçeli kararda hem "Her iki tarafın iddialarını soyut nitelikteki tanık anlatımlarına dayandırdıkları" belirtilip, hem de "Geçimsizliğin sabit olduğu" belirtilmek suretiyle gerekçenin kendi içinde çelişki oluşturulması, ayrıca erkeğin tazminat talepleri hakkında olumlu, olumsuz karar verilmemesinin usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesi ile kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın lehine yoksulluk nafakasına, tarafların karşı davada maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. Taraf vekillerinin karara karşı istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir. Karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir. İlk Derece Mahkemesince erkeğe yüklenen kusurlar yönünden yapılan incelemede kadın tanıklarının, bu kusurlara ilişkin olarak kadından duyuma dayalı beyanlarda bulundukları, başkaca bir delilin bulunmadığı, duyuma dayalı beyanların hükme esas alınamayacağından belirtilen kusurların erkeğe yüklenmesinin hatalı olduğu anlaşılmıştır. Evlilik birliğinin sona ermesinde, kadın tam kusurlu olup erkeğin kusuru bulunmamaktadır. Bu hale göre, kadının davasının reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesi doğru değil ise de, erkeğin davasında boşanma hükmü istinaf edilmeyerek kesinleştiğinden, kadının davasının konusu kalmamıştır. Kadın davasında boşanma yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi ve haklılık durumuna göre yargılama giderleri ve vekâlet ücreti hususunda karar verilmesi gerektiğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
3.Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Yukarıda açıklandığı üzere boşanmaya sebep olan olaylarda kadın tam kusurlu olup, 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi koşulları somut olayda kadın yararına gerçekleşmemiştir. O halde, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde talebin kabulü doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrasında mevcut ve beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz yada daha az kusurlu olan tarafın, kusurlu taraftan uygun bir tazminat isteyebileceği, aynı maddenin ikinci fıkrasında boşanmaya sebebiyet vermiş olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevî tazminat isteyebileceği öngörülmüştür. Yukarıdaki paragrafta açıklandığı üzere, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen erkeğin ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, kadının kusurlu eylemlerinin erkeğin kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği anlaşılmıştır. Davacı-davalı erkek vekili, 17.04.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile erkeğin asıl davasında maddî ve manevî tazminat talebinde bulunduğuna göre, Mahkemece tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen "hakkaniyet kuralları" da dikkate alınarak erkek yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesi gereğince uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi esastan ret kararının kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası, erkeğin maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının kadının boşanma davası, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası, erkeğin maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden davacı-davalı erkek yararına BOZULMASINA,
3.Davalı-davacı kadının tüm, davacı-davalı erkeğin sair yönlere ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Ayşe'ye yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Abdullah'a geri verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.11.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.