"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/309 E., 2024/536 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulması
Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Bölge Adliye Mahkemesince boşanma davasının ve ziynet alacağı davasının konusuz kaldığından bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili adli yardım talepli açtığı davasında; müvekkilinin Midyat 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2019/262 Esas sayılı dosyasında açtığı boşanma davasından feragat ettiğini ancak bu davadan sonra da müvekkilinin darp edildiğini, hakaret ve tehdit edildiğini, davalının babası tarafından cinsel saldırıya maruz kaldığını, davalının arkadaşlarını devamlı olarak eve misafir çağırması nedeni ile aile içinde ki mahremiyetin yok olmasına sebebiyet verdiğini, kadına 22 ayar 2 bilezik, 24 ayar 1 gerdanlık, 2 bileklik, 4 yüzük, 1 küpe vaad edildiğini, vaad edilen ve düğünde takılan takıların büyük çoğunluğunun sahte takılar olduğunu belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, müvekkiline ait altınların aynen iadesini, mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 20.000,00 TL bedelin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek tarafından sürede cevap verilmediği,, 19.03.2021 tarihinde karşı dava açsa da harcının yatırmadığı görülmüştür.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanma davası yönünden; Gaziantep 16. Asliye Ceza Mahkemesi 2019/1226 Esas sayılı dosyası üzerinden devam eden eşe karşı kasten yaralama ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarına dair yargılamada söz konusu şikayetin 17.06.2019 tarihinde yapıldığı, 05.02.2020 tarihinde Midyat 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2019/262 Esas sayılı dosyasından davacı tarafın feragat ettiği bu kapsamda söz konusu eylemlerin af kapsamında bulunduğunun kabulü gerektiği, davacının fiziksel şiddete ve ortak konutta ikamet ettiği davalının babası tarafından sözlü saldırıya uğradığı, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kalan davalı erkeğin kusurlu olduğu gerekçesiyle tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın yararına 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata, aylık 350,00 TL tedbir, toptan 15.000,00 TL yoksulluk nafakasına, ziynet alacağı davası yönünden; tarafların kaçarak evlendiği, tarafların düğünün olmadığı, davacı tarafından sunulan fotoğrafların düğün salonunda çekilmediğinin anlaşıldığı, davalı tarafından altınların varlığı kabul edilmediği, bu nedenle davacının yemin deliline dayandığı hatırlatıldığı, ancak süresinde davacı tarafça yemin metni sunulmadığı anlaşılmakla ziynet eşyasının varlığı ve kadına evlilik hediyesi olarak alındığı olgusu ispatlanmadığı gerekçesi ile ziynet eşyası talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; boşanma kararını istinaf etmediğini, erkeğin karşı dava açtığı, hükmedilen tazminatların yetersiz olduğunu, yine irat şeklinde nafakaya ÜFE artış oranı ile birlikte hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde ve yetersiz miktarda hükmedildiğini, kadına takılan altınların sahte olduğu yargılamanın aşamalarında tanık beyanlarıyla ispat edildiği, sahte veya imitasyon ziynet eşyalarının müvekkile takılmak suretiyle müvekkilin kandırıldığını, kadına takılan altınların sahte olduğu somut delillerle ispat edildiğinden ve müvekkilin emsal gerçek altınlara hak kazandığının kabulü gerektiği, evi terk etmeye zorlanan birinin ziynet eşyalarını almasının olanağı bulunmadığını, hal böyle iken müvekkilin ziynet alacaklarının olduğunun ispat edilemediği belirtilmek suretiyle ziynet eşyaları taleplerinin reddine karar verilmiş olması hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek tazminat ve nafaka miktarları, reddedilen ziynet alacağı ve süresinde karşı dava açmadığı için karşı davanın reddedilerek takdir edilmesi gereken vekâlet ücreti yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; istinaf edilmeyerek kesinleşen kusur belirlemesine göre, erkeğin eşine fiziksel şiddet uyguladığı, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığı ve kadının davalının babası tarafından sözlü saldırıya uğradığı, erkeğin başkaca kusurlu bir davranışının da ispat edilemediği, buna karşılık kadının kusurunun bulunmadığı, erkek tarafından usulüne uygun harcı yatırılarak açılmış bir karşı dava bulunmadığından Mahkemece bu hususta bir değerlendirme yapılmaması ve kadın yararına vekâlet ücreti takdir edilmemesi usul ve kanuna uygun olduğu, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu, davacı kadının ziynet alacağına ilişkin istinaf talebinin incelenmesinde; davacının dava konusu ettiği ziynet eşyasının varlığını, bunların zorla elinden alındığını ispatla yükümlü olduğu, somut olayda; kadının dava dilekçesinde düğünde takılan ziynetlerin sahte çıktığını belirterek ziynetlerin aynen iadesini, mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsilini talep ettiği ancak iddiasını dinlenen tanık beyanları ile ispat edemediği, yemin deliline de başvurmayacağını beyan ettiği, bu durumda, İlk Derece Mahkemesinin davanın reddine yönelik kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun tazminatların miktarı yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın yararına 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata, kadının sair istinaf taleplerinin ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemiz 14.12.2023 tarihli ilamı ile davalı erkeğin 13.06.2023 tarihli dilekçesi ile tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını ve boşanma kararının 19.04.2022 tarihinde kesinleşerek nüfusa işlendiğini beyan ettiğini, buna göre sunulan anlaşmalı boşanma kararında boşanmanın fer'î hükümlerine ve ziynet alacağına yönelik taraf beyanlarının anlaşmalı boşanma kararı birlikte değerlendirilerek temyize konu hususlarda bir karar verilmesi için hükmün bozulmasına, bozma nedenine göre kadının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma kararına uyulmakla; tarafların Gaziantep 7. Aile Mahkemesinin 2022/252 Esas, 2022/286 Karar sayılı dosyasında anlaşmalı olarak boşandıkları, incelenen anlaşmalı boşanma kararında boşanmanın fer'î hükümlerine ve ziynet alacağına yönelik taraf beyanlarının bulunduğu ve bu hususlarda karar verildiği, kararın 19.04.2022 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakla eldeki boşanma ve fer'ileri ve ziynet alacağı davasının konusuz kaldığına, davanın konusuz kalması sebebiyle bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre tarafların anlaşmalı olarak boşanmış olmaları nedeniyle daha önceden açılmış olan boşanma davalarında birbirlerine kusur izafeleri mümkün olmadığından artık haklılık araştırması da yapılamayacağı gözetilerek davada yargılama giderlerinin davacı kadın üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle; kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve yargılama giderleri ve vekâlet üzreti ile ziynet alacağı davası yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, boşanma ve fer'ileri ve ziynet alacağı davasının konusuz kalıp kalmadığı ve yargılama giderleri ve vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci ve 330 uncu, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.