"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2080 E., 2023/1935 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bor 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/623 E., 2022/22 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı kaldırma kararından sonra yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin karşı davasının reddine, kadının asıl davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine, ek karar ile de istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince ek karar kaldırılarak başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde; düğünün ertesi günü düğün takılarının kadının elinden alındığını, tarafların ayrı evde yaşamalarına rağmen sürekli erkeğin ailesi ile birlikte olduklarını, erkek ve ailesi tarafından kadının dışarı çıkmasının yasaklandığını, evin perdelerinin açılmasının yasaklandığını, balkona çıkmasının dahi yasaklandığını, gün içinde kayınbabasının ya da erkeğin kardeşinin eve gelerek kontrol ettiğini, günün farklı saatlerinde eve erkeğin ailesinin ya da akrabalarının gelmesinin taraflar arasında sorun yarattığını, erkeğin nöbet tutulan işi olması nedeniyle bu günlerde erkeğin kardeşinin tarafların ortak evinde kaldığını, erkeğin kardeşinin uyurgezer olduğunu, erkeğin ev içinde yaşanan her şeyi ve cinsel hayatlarını ailesine anlattığını, kayınbabasının kadına neden ayda üç kez birlikte olduklarını sorduğunu, kadının ailesinin eve gelmesini istemediklerini, kadının ameliyat olacağı zaman erkek ve ailesinin kadının kendi ailesinin yanına gitmesini ve kadına bakamayacaklarını söylediklerini, kadın ameliyat olduktan sonra erkeğin kadını eve istemediğini, kadının babasının kadını eve getirdiğini ancak erkek ve ailesinin kadını ve babasını evden kovduklarını, evlilik süresinde kadının namaz kılarken üzerine bir kat daha giymesi nedeniyle erkeğin ailesinin kadına "saraycık çingenesi, çullu sıdıka" şeklinde aşağılayıcı söylemlerde bulunduklarını, evlilik boşunca görgüsüzlükle, bir şey bilmemekle ve cahil olmakla suçlandığını, hakaret ettiklerini belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00TL maddî, 100.000.00TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; kadının güven sarsıcı davranışta bulunduğunu, psikolojik problemlerinin olduğunu, sürekli tartışma ortamı yarattığını, erkeğin ailesine saygı çerçevesinin dışına çıkarak hatta hakarete varacak şekilde tepkiler verdiğini, başkalarının yanında erkeğin gururunu kıracak şekilde konuştuğunu, kadının erkeğe erkeğin silahı ile evde rastgele ateş ettiğini söylediğini, kadının erkeğin ailesinin yanında bir gönül bağının kalmadığını sadece ailesinin hatırı için ve elalem ne der diye evde kalmaya devam ettiğini söylediğini, erkeğe manevî yönden destek olmadığını, çocuk yapmak istemediğini, kadının ailesinin yanına gidince erkeği hiç aramadığını, evliliğin devam etmesini istemediğini söylediğini belirterek karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, 100.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin 13.03.2019 tarihli, 2017/73 Esas, 2019/208 Karar sayılı kararı ile karşı davanın ispatlanamadığından reddi gerektiği, asıl davanın ise ispatlandığı, bu nedenle kabulü gerektiği, erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında ağır bir kusuru olmadığı anlaşıldığından tazminat taleplerinin reddi gerektiği, erkeğin ağır bir kusuru olmadığı ve tarafların evliliğinin kısa sürdüğü anlaşıldığından nafaka talebinin reddi gerektiği gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, asıl ve karşı davaların boşanma dışındaki talepler yönünden reddine karar verilmiştir. Karar karşı davacı-davalı kadın vekili tarafından kusur belirlemesinin yapılmaması, reddedilen nafaka ve tazminatlar, vekalet ücreti yönünden; davalı-davacı erkek vekili tarafından karşı davanın reddi, kısa karar ile gerekçeli karar çelişkisi, vekalet ücreti ve yargılama gideri yönünden istinaf edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesinin 23.09.2021 tarihli, 2019/2139 Esas, 2021/1447 Karar sayılı kararıyla İlk Derece Mahkemesinin kısa kararında, erkeğin davası ile ilgili olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği, gerekçeli kararın gerekçesinde erkeğin davasının sübut bulmadığından reddine karar verildiğinin belirtilmesine rağmen hüküm kısmında bu konu ile ilgili olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği yine kararın gerekçesinde ispatlanan ve taraflara yüklenen kusur ile ilgili bir açıklamanın bulunmadığı, ayrıca karşı dava ile ilgili vekalet ücreti hususunun dikkate alınmadığı gerekçeleri ile kararın kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin askeri personel olduğu, gece nöbetleri tuttuğu, bu nöbetler sırasında erkek ve ailesi tarafından erkeğin kardeşinin müşterek evde bırakıldığı, kadının bu durumdan rahatsız olduğu, erkeğin babasının kadının perdeleri çekmediğini, erkeğin teyzesinin ise kadına bebek yap dediğini ancak kadının kendisini dinlemediğini, yine aynı tanığın tarafları sürekli ziyaret ettiğini belirttiği, erkek tanıklarının beyanlarından dahi erkeğin ailesinin evliliğe müdahalesinin anlaşıldığı, erkeğin kadının ailesine saygılı davranmadığı, erkeğin ailesini kadını getirerek ailesinin evine bıraktığı, erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle karşı davanın reddine, asıl davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 600,00TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin 28.06.2022 tarihli ek kararı ile muhtıraya rağmen eksiklik tamamlanmadığından davalı-karşı davacı erkek vekilinin istinaf isteminden vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına ve ek kararına karşı süresi içinde davalı- davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; karşı davanın reddi, asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tazminatlar ve ek karar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile eksiklik tamamlanmış olmasına rağmen verilen ek kararın hatalı olduğu gerekçesi ile ek karar kaldırılarak esas hakkında yapılan incelemede, istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanunu’nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının kusurunun bulunduğunu, karşı davanın kabulü gerektiğini, tanık beyanlarının aleyhe yorumlanmasının hatalı olduğunu, kadının kullandığı hattan yapılan aramaların dikkate alınmadığını, erkeğin kusurunun kadının kusurundan fazla olmadığını, istinaf sebeplerinin kabulü ile kararın kaldırılması gerektiğini belirterek karşı davanın reddi, asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi,hükmedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşı davanın reddi, asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi,hükmedilen tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.