"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/677 E., 2024/986 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Aksaray 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/574 E., 2023/681 K.
Taraflar arasındaki velâyetin değiştirilmesi ve kişisel ilişki süresinin artırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince velayetin değiştirilmesi davasının reddine, kişisel ilişki süresinin yeniden düzenlenmesine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,
Velâyetin değiştirilmesine ilişkin dava 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 382 nci maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin onüçüncü alt bendi uyarınca çekişmesiz yargı işidir. Bölge Adliye Mahkemelerince çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlar kesin nitelikte olup 6100 sayılı Kanun’un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi uyarınca kesin nitelikte kararlar temyiz edilemez. Bu durumda, davacı vekilinin reddedilen velâyetin değiştirilmesi davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin reddedilen yön dışındaki itirazları ile davalı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava ve birleşen dava dilekçesinde özetle; Aksaray 3. Aile Mahkemesinin 2019/47 Esas, 2019/59 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulduğunu, kişisel ilişki çocuğu yanına aldığı sıralarda çocuğun fiziki şiddete maruz kaldığı yönünde çocuğun vucudunda gördüğü morluklar, çocuğun sürekli hastalanması, yanında sigara içilmesinden kaynaklanan nedenlerle çocuğun ciğerlerinde oluşan rahatsızlık ve larenjit tedavisi, yine çocuğun genital bölgesinde normal kabul edilmeyecek pişiklerin, enfeksiyonların görülmesi, çocuğun vücudunda normal kabul edilmeyecek morlukların görülmesi nedeniyle velayetin değiştirilmesi istemli dava açıldığını, karşı taraf annenin ise kişisel ilişkinin sınırlandırılması istemli karşı dava açıldığını, Aksaray 3. Aile Mahkemesi velâyet talebinin reddine karar verdiği, çocukla kişisel ilişki kurma hakkının velâyet hakkında bağımsız olduğunu, davalı anne yanında çocuğu bizzat almaya gittiğinde çocuk anneannesi tarafından teslim edilmekle birlikte davalının babası ise hakaret ettiğini, tehdit içerikli sözler söylediğini, araçta beklerken davalı da annesi ile çocuğu yakının teslim ettiğini, davalının babasının tehdit, hakaret, saldırgan tavrından kaynaklı şikayeti sonrası davalının babasının cezalandırıldığını iddia ederek davalarının kabulüne, velâyetin babaya verilmesine, çocukla baba arasında her hafta cuma akşamı saat 18.00'dan pazar akşamı saat 18.00'a kadar, babalar gününde, dini bayramların arefesi saat 10.00'dan bayramın üçüncü günü akşamına kadar, her yıl ara tatillerde tatilin başladığı hafta pazartesi günü saat 10.00'dan pazar akşamı 18:00'a kadar, her yıl sömestr tatillerinin ilk hafta sonu cumartesi sabah saat 10.00'dan bir sonraki hafta sonu pazar akşamı 18.00'a kadar her yıl temmuz ayında sabah saat 10.00'dan 15 Ağustos akşamı saat 18.00'a kadar kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili asıl ve birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; davacının açmış olduğu kişisel ilişkinin genişletilmesi davasının hukuka aykırı olduğunu, davacının daha öncede velâyetin değiştirilmesi davası açtığını, Mahkemece reddedildiğini, ortak çocuğun dava tarihi itibariyle henüz üç yaşında olduğunu, anne bakım ve ilgisine muhtaç durumda olduğunu, davacı baba Mahkemece belirlenen ilişki kapsamında çocuğunu istediği zaman görebildiğini, dava dilekçesinden bahsedildiği gibi babaya yabancılaşma gibi bir hususun söz konusu olmadığını, kişisel ilişkinin genişletilmesi küçüğün alıştığı düzeni yeniden bozacağını, çocuğun alıştığı düzenden kopması ahlaki ve psikolojik gelişimini olumsuz etkileyeceğini, işbu davanın açılmasında müvekkilinin bir kusurunun bulunmadığını, şahsi ilişki sınırlarına daima uyduğunu yatısız şahsi ilişki günlerinde de davacı iki kez ortak çocuğu aldığını ve bir defasından hastaneye götürdüğünü, iki gün Ankara da birlikte kaldıklarını, müvekkilinin çocuk ile babanın görüşmesine engel olmadığını, ileri sürerek davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 08.08.2023 tarihli sosyal inceleme raporunda davaya konu çocuk ...'in annesi ile vakit geçirmeyi sevdiğini, hastalandığında doktora annesinin götürdüğünü, babasının evinde kaldığında annesini özleyeceğini, babasının yanında da hiç arkadaşının olmadığını beyan ettiği, aynı sosyal inceleme raporunda sosyal çalışmacı uzmanın görüşme esnasında yapılan gözlemlerle beraber anne ve çocuk arasındaki bağ baz alındığında kendisine zarar veren bir anneye karşı çocuğun olumsuz tutum geliştirmesi gerekirken, aralarındaki sevgi bağının güçlü olduğu gözlemlendiği, çocuğun yaş küçüklüğü, bebeklikten itibaren anne yanında yaşaması, kurulu düzeni ve sosyal çevresinin bulunması gibi nedenlerle velayetin davalı anne ...'da kalmasının uygun olacağı şeklindeki raporu ve aynı dosyada alının diğer sosyal inceleme raporları, Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Başhekimliğinde görevli psikolog tarafından düzenlenen 10.10.2023 tarihli rapor, dosya kapsamında dinlenilen tanık beyanları birlikte, dosyanın bir bütün halinde değerlendirildiğinde çocuk ile baba arasında her hafta kişisel ilişki kurulmasının gerektiği; mahkememiz dosyasına kazandırılan 08.08.2023 tarihli sosyal inceleme raporu ve aynı dosyada alınan diğer sosyal inceleme raporları, Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Başhekimliğinde görevli psikolog tarafından düzenlenen 10.10.2023 tarihli rapor, dosya kapsamında dinlenilen tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde, çocuğun velayetinin değiştirilmesini gerektirir bir durumun bulunmadığı, çocuğun yaşı itibariyle anne bakım ve şefkatine muhtaç olduğu gerekçesi ile birleşen davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile asıl davanın kabulüne çocuk ile baba arasında her hafta Cuma günü saat 17.00 ile Pazar 18.00 arasında yatılı kişisel ilişki kurulmasına, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; aşamalardaki beyanları tekrarlamakla birlikte, velâyetin değiştirilmesi talebinin kabulüne karar verilmesinin gerektiğini, kişisel ilişki süresinin çok az olduğunu ileri sürerek kararın tümü yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; aşamalardaki beyanlarını tekrarlamakla birlikte, çocuğun çok küçük olduğunu, kurulan ilişki süresinin çok olduğunu ileri sürerek kararın kişisel ilişki davasının kabulü yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile boşanma aşamasından bugüne kadar anne ile yaşaması, sosyal inceleme raporunda velayetin annede kalmasının çocuğun yararına olacağının ve çocukta cinsel istismarın sonucu olan travmatik tepkilerin gözlenmediğinin bildirildiği, davalı kadında aktif psikopotoloji saptanmadığına dair heyet raporuyla sabit olduğu, çocuğun davalı anne ve ailesi tarafından bakılıyor olması, davalı kadının çocuğun bakımını savsaklandığının ispatlanamadığı, çocuğun anneye olumsuz bir tutum sergilemediğinin sabit olduğu, velâyetin değiştirilmesi koşullarının oluşmadığı; kurulan kişisel ilişki süresinin babalık duygularının tatmine elverişli olmadığı, sosyal inceleme raporlarında yatılı kişisel ilişki kurulmasının belirtildiği, ayda 2 defa cumartesinden pazara kadar, babalar gününde, dini bayramlarda, ara tatilinde, sömestri tatilinde, yaz dönemlerinde 15 gün olacak şekilde yatılı kişisel ilişki kurulması gerekirken annenin velayet görevini kullanmasını engelleyecek şekilde her hafta cuma-pazar arası kişisel ilişki kurulması hatalı olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci alt bendi gereğince tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle; her ayın 1 ve 3. haftası cumartesi günü sabah saat 09.00' dan ertesi günü akşam saat 17.00’ a kadar, dini bayramların 2. günü sabah saat 09.00' dan ertesi günü akşam saat 17.00’a kadar, her yılın temmuz ayının 1. günü sabah saat 09.00' dan 15. günü akşam 17.00’a kadar,her yıl okulların Kasım ayındaki ara tatillerinin cumartesi günü saat 09.00'dan takip eden cumartesi günü akşam saat 17.00’ a kadar, her yıl yarıyıl (sömestır) tatilinin başladığı ilk gün sabah saat 09.00' dan, yarı yıl tatilinin 7. günü akşam saat 17.00’a kadar, babalar günü sabah saat 09.00'dan akşam saat 17.00'a kadar kişisel ilişki kurulmasına; tarafların diğer itirazlarına konu istinaf başvurularının 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi gereğince esastan reddine, velayet davası yönünden kesin olarak karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesini tekrarlamakla birlikte, velayetin babaya verilmesinin gerektiğini, önemli bir konunun temyize kapalı olmasının hatalı olduğunu, kişisel ilişki süresinin yeterli olmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kişisel ilişki süresi ile birleşen davasının reddi yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı vekili katılma yoluyla temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kişisel ilişki süresinin uzun olduğunu, çocuğun henüz küçük olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının asıl davanın kabulü yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, velâyetin değiştirilmesi ve kişisel ilişki süresinin artırılması davasında, kurulan kişisel ilişki süresinin çocuğun yüksek yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 182 inci, 324 üncü. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı-davalı erkek vekilinin velayetin degiştirilmesi davasına yönelik temyizi, çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararların kesin nitelikte olması nedeniyle temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Davalı- davacı kadın vekilinin tüm, davacı- davalı erkek vekilinin diğer hususlara yönelik temyizlerinin incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.