"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/575 E., 2022/739 K.
KARAR : Bozmaya uyularak hüküm tesisi
Taraflar arasındaki ziynet alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; düğün merasiminin Yozgat'da yapıldığını, tarafların 10 gün karşı tarafın anne ve babasıyla Yozgat'ta kaldıklarını, bu süre içerisinde müvekkiline takılan 22 ayar 7 adet bileziğin müvekkilinden zorla alındığını, düğünde takılan 80 adet çeyrek altın ile 7.000,00-8.000,00 TL civarındaki nakit paranın düğün salonunda karşı tarafın ailesi tarafından alıkonulduğunu, müvekkilinin bunları hiç görmediğini ileri sürerek 22 ayar 7 adet bileziğin müvekkiline aynen iadesine, olmadığı takdirde bedelinin erkekten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili dava dilekçesinde; karşı tarafın iddialarının gerçeği yansıtmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 28.03.2016 tarihli kararı ile; kadına düğünde takılan 22 ayar 10'ar gramlık 7 adet bileziğin, erkek tarafından alıkonulduğu, kadına verilmediği, bu ziynet eşyasının, kadına ait olduğu, bilirkişi raporu ile değerlerinin 5.689,60 TL olarak tespit edildiği, dolasıyla kadının ziynet eşyasını talep etme de haklı olduğu anlaşıldığından 22 ayar 10'ar gramlık, 7 adet bileziğin kadına aynen iadesine, aynen iade olmadığı takdirde 5.689,60 TL bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, erkekten tahsili ile kadına verilmesine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkemenin 28.03.2016 tarihli kararına karşı süresi içinde erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 02.04.2018 tarihli kararı ile; "...Kadın düğünde takılan ziynet eşyalarının aynen olmadığı taktirde bedelini talep etmiştir. Bu talep boşanmanın eki niteliğinde olmayıp nispi harca tabidir. Yatırılan başvurma harcı bu talebi de kapsar. Mahkemece, bu taleple ilgili nispi ilam harcının tamamlanması için, Harçlar Kanununun 30-32. maddeleri gereğince davacıya süre verilmesi, harç tamamlandığı takdirde bu hususla ilgili taraf delillerinin toplanıp gerçekleşecek sonucu uyarınca bir karar verilmesi, aksi takdirde Harçlar Kanununun 30. maddesinde gösterilen usul çerçevesinde hareket edilmesi gerekirken, bu yön nazara alınmadan yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir" gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1.Bozmaya uyan Mahkemenin 05.12.2018 tarihli kararı ile; "Her ne kadar davacı ziynet eşyalarının davalıda kaldığı belirtilerek iş bu ziynet eşyalarının aynen iadesi veya bedelinin davalıdan tahsili istenmiş ise de, Yargıtay’ın yerleşik kazanmış içtihatlarında belirtildiği üzere ‘‘Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesi hükmü uyarınca, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü, hayatın olağan akışına aykırı iddia ve savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan, ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkaran kimsenin iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.“ davacı üzerine düşen ispat yükümlülüğünü yerine getirememiş olup davacının bu ziynet eşyalarının varlığına dair dosyaya hiç bir delil sunmadığı gibi rızası ile müşterek konuttan ayrılırken ziynet eşyalarının yanında götürdüğü kabul edilmiş olup ziynet eşyaları bakımından davanın reddine karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı, süresi içinde kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 14.01.2021 tarihli kararı ile; "Mahkemece bozma sonrası verilen ikinci kararda kadının ziynet alacağı davasının ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş ise de; yukarıda açıklanan mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusur durumuna ve tanık anlatımlarına göre kadına ait ziynet eşyasının erkek tarafından alıkonulduğu sabittir. Gerçekleşen bu durum karşısında varlığı da ispat edilen ziynetlere ilişkin olarak mahkemece tüm deliller birlikle değerlendirilerek ziynet alacağı yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olduğu" gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiş, erkeğin karar düzeltme talebi reddedilmiştir.
C. Üçüncü Bozma Kararı
1.Bozmaya uyan Mahkemenin 11.10.2021 tarihli kararı ile; Yargıtay bozma ilamına uyularak davanın kabulü ile kadının ziynet eşyası talebine ilişkin 7 adet bilezik 22 ayar 70 gr, 5.689,60 TL, 80 adet çeyrek altın bedeli 11.380,00 TL'nin aynen iadesine, aynen iade olmaması halinde ziynet eşyası bedeli olan 17.069,60 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.
2.Dairenin 28.03.2022 tarihli kararı ile; "kadın dava dilekçesinde; sadece 22 ayar 7 adet bileziğin aynen, mümkün olmadığı takdirde bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile iadesini talep etmiş, dava dilekçesinin içeriğinde düğün merasiminde 80 adet çeyrek altın ve 7.000,00-8.000,00 TL civarında nakit paranın takıldığını, bunlara ilişkin dava ve talep hakkını saklı tuttuğunu beyan etmiş, sonradan da çeyrek altın ve para yönünden ıslah talebi olmamıştır. Taleple bağlılık ilkesine göre hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Kadın dava dilekçesinde 22 ayar 7 adet bileziğin aynen, mümkün olmadığı takdirde bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile iadesini talep etmişken mahkemece talep aşılarak bileziklerin yanı sıra 80 adet çeyrek altının da iadesine hükmedilmesinin doğru olmadığı" gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Yargıtay bozma ilamı ile dosyada bulunan belgeler incelendiğinde davacı ziynet eşyalarının davalıda kaldığı belirtilerek iş bu ziynet eşyalarının aynen iadesi veya bedelinin davalıdan tahsili istenmiş ve ziynet eşyalarının erkekte kaldığı gerekçesiyle kadının ziynet eşyası talebinin kabulü ile 7 adet 22 ayar toplamda 70 gram bileziğin aynen iadesine aynen iade olmaması halinde toplamda 5.689,60 TL bedelin dava tarihi olan 19.12.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte erkekten tahsiline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; davanın ispatlanamadığını ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bozma ilamına uygun karar verilip verilmediği istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı, 220 nci, 222 nci ve 226 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
02.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.