Logo

2. Hukuk Dairesi2024/5533 E. 2024/5804 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası koşullarının oluşup oluşmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ve kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu değerlendirilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/107 E., 2023/236 K.

KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ: Ankara 8. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/1238 E., 2021/1166 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, karşı davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı karşı davacı kadın vekili karşı dava dilekçesinde özetle; davacı karşı davalı erkeğin sürekli başka kadınlarla ilişki yaşadığını, ihtiyaçları ile ilgilenmediğini, kazandığı paralara el koyduğunu, ekonomik, psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını belirterek tarafların 4721 sayılı Kanun`un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, aylık 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasının ve 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın davacı karşı davalı erkekten alınarak davalı karşı davacı kadına verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların feragatı nedeniyle reddine karar verilen Ankara 9. Aile Mahkemesi'nin 2015/1896 Esas 2016/849 Karar sayılı davadan sonra tarafların bir araya gelmediği özellikle davacı tanığı ....'nin beyanından anlaşıldığı, davalı tanıklarının ise 2016 yılından sonra tarafların beraber yaşadıklarını duyduklarını ancak görmediklerini beyan ettikleri, tarafların feragatı nedeniyle red ile sonuçlanan Ankara 9. Aile Mahkemesi'nin 2015/1896 Esas 2016/849 Karar sayılı boşanma davasından sonra tarafların bir araya gelmemeleri gerekçesi ile davacı karşı davalı erkeğin davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun`un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca boşanmalarına, tarafların red ile sonuçlanan boşanma davalarından sonra bir araya geldikleri ve davalı karşı davacının ileri sürdüğü olaylar davalı karşı davacı tarafından ispat edilemediği, her iki davalı karşı davacı tanığının beyanlarının da taraflar arasında feragatla sonuçlanan davadan önceki olaylara ait olduğu, feragat ile sonuçlanan boşanma davasından önce gerçekleşen olaylarının iş bu davada konu edilemeyeceği gerekçesi ile karşı davanın reddine, taraflar arasında daha önce görülen karşılıklı olarak açtıkları boşanma davalarının red ile sonuçlandığı, her iki tarafında boşanma davası açarak boşanma sebebi yaratıp, fiili ayrılığa neden olduğu, gerçekleşen bu durum karşısında tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile davalı karşı davacı kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, davalı karşı davacı kadının asgari ücretle çalıştığı, davacı karşı davalı erkeğin kamuda işçi olduğu, tarafların ekonomik sosyal durumları, davalının asgari ücret maaş almasının yoksulluktan kurtarmayacağı, taraflar arasındaki maaş farkı, hakkaniyet ilkesi gerekçesi ile davalı karşı davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin kısmen kabulü ile karar kesinleştiğinde aylık 400,00 TL yoksulluk nafakasının davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı karşı davalı erkek vekili; tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı karşı davacı kadın vekili; erkeğin davasının kabulü, kadının davasının reddi, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi ve nafaka miktarları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı karşı davalı erkek tarafından Ankara 7. Aile Mahkemesi'nin 2011/1551 Esas 2012/484 Karar sayılı dosyasında ilk boşanma davasının 25.10.2011 tarihinde açıldığı, bu davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle reddedildiği, yine Ankara 9. Aile Mahkemesi'nin 2015/1896 Esas 2016/849 Karar sayılı dosyasında açılan ikinci boşanma davasının 30.11.2015 tarihinde açıldığı, bu davada kadın tarafından da karşı dava açıldığı, erkeğin 15.04.2016 tarihinde, kadının 16.05.2016 tarihinde davalarından ayrı ayrı feragatleri nedeniyle her iki davanın feragat nedeniyle ayrı ayrı reddine karar verildiği, kararın 14.06.2016 tarihinde kesinleştiği ve bu karşılıklı davalardan sonra ortak hayatın yeniden kurulmadığı, bu durumda her iki tarafın da karşılıklı boşanma davası açmaları nedeniyle ortak hayatı kurma görevinin taraflara ait olduğu, taraflar yeniden biraraya gelmediklerine göre ortak hayatı tesis etmeyen her iki tarafın da birlikte yaşamaktan kaçınarak eşit kusurlu oldukları, buna karşın İlk Derece Mahkemesinin 15.10.2021 tarihli gerekçeli kararında asıl dava yönünden "tarafların feragatı nedeniyle red ile sonuçlanan Ankara 9. Aile Mahkemesi'nin 2015/1896 Esas 2016/849 Karar sayılı boşanma davasından sonra taraflar bir araya gelmemeleri nedeni" gerekçesiyle boşanmanın ferisi niteliğindeki talepler yönünden tarafların kusur belirlemesi yapılmadığı halde, karşı dava yönünden "Taraflar arasında daha önce görülen karşılıklı olarak açtıkları boşanma davalarının red ile sonuçlandığı anlaşılmakla her iki tarafında boşanma davası açarak boşanma sebebi yaratıp, fiili ayrılığa neden olduğu" gerekçesiyle taraflar evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda eşit kusurlu kabul edilerek her iki dava yönünden ayrı kusur belirlemesine gidilmesi ve boşanmaya sebep olan olaylarda taraflar eşit kusurlu olduğu halde karşı davanın da kabulüne karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile karşı davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile davalı karşı davacı kadının karşı davanın reddine, kusur belirlemesine yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, kusurun yukarıda izah edildiği şekilde düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesi kararının tamamının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmasına, asıl davanın 4721 sayılı Kanun`un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası, karşı davanın 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca kabulü ile tarafların boşanmalarına, davalı karşı davacı kadın yararına dava tarihinden itibaren hükmedilen aylık 400,00 TL tedbir nafakasının davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacı kadına verilmesine, boşanma kararının kesinleşmesini takiben yoksulluk nafakası olarak devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalı karşı davacı kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, davacı karşı davalı erkeğin tüm, davalı karşı davacı kadının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı karşı davalı erkek vekili; tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı karşı davacı kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun`un 166 ncı maddesinin birinci ve dördüncü fıkraları, 169 uncu maddesi 175 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- karşı davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.