Logo

2. Hukuk Dairesi2024/5537 E. 2024/6143 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kadına hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile çocuğa hükmedilen iştirak nafakası miktarlarının uygunluğu hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları, hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun bulunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz incelemesinde, ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararı bozmayı gerektirecek nitelikte olmadığı değerlendirilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/370 E., 2024/786 K.

KARAR : Bozma sonrası kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatın ve iştirak nafakasının az olduğu gerekçesiyle bozulmasına ve bozma kapsamı dışında kalan temyize konu yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadın yararına 800.000,00 TL maddî, 700.000,00 TL manevî tazminata , çocuk için aylık 6.000,00 TL iştirak nafakasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava ve birleşen davaya cevap dilekçesinde, kadının müvekkilini kendisini başka kadınlarla aldattığı yönünde suçladığını ve bu sebeple tartışmalara sebep olduğunu, müvekkilini birçok kez gizli gizli takip ettiğini, müvekkilinin arkadaşlarına bu ithamların karşılığı olup olmadığının sorduğunu, müvekkili ile başka bayanlarla birlikte olduğu bahanesiyle tartıştığını, davalı-davacı tarafından yapılan iftiralar sebebi ile müvekkilinin iş ve arkadaş çevresinde küçük düşürüldüğünü, müvekkilinin baskı altında tutulduğunu, kısıtlandığını, kadının, tarafların ortak çocuğunu müvekkiline göstermemekle tehdit ettiğini, çocuğu babasından soğutmaya çalıştığını, hakaret ettiğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babasına verilmesine, çocuk yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, erkek yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde, erkeğin çok yoğun alkol kullanan biri olduğunu, müvekkilinin ortak çocuğun doğum sırasında bağırsakları ile ilgili bir problem yaşadığını, doğumdan sonra ameliyat olmak zorunda kaldığını, bu sırada erkeğin müvekkiline yardımcı olmadığını, bunun üzerine gece vakti müvekkilinin anne ve babasının gelip kendisine baktığını, erkeğin ilgisiz davrandığını, ''benim canımı sıkma, ...'e anne çok'' diyerek tehdit ettiğini, erkek arkadaşları ile tatile gittiğini, tatil dönüşü eşyaların arasından cinsel gücü arttırıcı hap çıktığını, evliliklerinde sadece maddî olarak bir takım ihtiyaçları karşıladığını fakat manevî olarak ne eşinin ne de çocuğunun hiçbir ihtiyacı ile ilgilenmediğini, parasal gücü olduğu için müvekkilden verdikleriyle yetinmesini ve kendisine karışmamasını, istediği saatte evden çıkmayı ve istediği saatte eve dönmeyi istediğini, tarafların en son geçen sene Kasım ayında bir tartışma yaşadığını, erkeğin şiddet uyguladığını, hastaneye darp raporu almaya gittiğinde erkek tarafından tehditlerle durdurulduğunu, tarafların üç ay ayrı kaldığını fakat müvekkilinin sırf kızı için erkeğin düzeleceğine dair yeminlerine inanarak tekrar barıştığını, fakat eve döndükten iki hafta sonra erkeğin yine sabaha kadar içip sabah dokuzda zil zurna sarhoş olarak eve geldiğini, tarafların yine tartıştığını, bu tartışma esnasında erkeğin ebeveyn banyosunun kapısını çok büyük bir şiddetle müvekkilin yüzüne çarptığını, olay nedeni ile müvekkile hastanede dikiş atıldığını iddia ederek asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, çocuk yararına aylık 6.000,00 TL tedbir ve iştirak, kadın yararına aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakalarına, kadın yararına, 1.000.000,00 TL maddî, 1.000.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğın, sürekli alkol kullandığı, eve geç geldiği, ailesine karşı ilgisiz davrandığı, fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ve küfür ettiği, aşağıladığı, tehdit ettiği, kadının ise, erkeğin kendisini aldattığı yönünde suçlayıcı davrandığı, erkeği gizlice takip ettiği, suçlayıcı davranışları nedeniyle erkeği sosyal çevresi içinde küçük düşürdüğü, ortak çocuğa babasını kötülediği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, halen annesi ile kalan çocuğun yaşının küçüklüğü nedeniyle anne şefkatine ihtiyaç duyduğu düşünüldüğünde, velâyetinin annesine verilmesinin, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasının çocuğun yüksek yararına uygun olduğu, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı-davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, boşanmaya sebep olan olaylarda ağır kusurlu erkek yararına tazminata hükmedilemeyeceği, boşanma davası açılınca hakimin davanın devamı süresince, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine

ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alması gerektiği, çocuk yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin koşulları oluştuğu, velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu, çocuk yararına iştirak nafakası koşulları oluştuğu, boşanmakla yoksulluğa düşen kadın yararına yoksulluk nafakası koşulları oluştuğu gerekçesi ile asıl ve birleşen davanın kabulüne, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir, iştirak nafakasına, kadının tedbir nafakası talebinin reddine, kadın yararına aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî ve 80.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı-davalı erkek vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-davacı kadın vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarı yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakaların nitelikleri, günün ekonomik koşulları, ortak çocuğun ihtiyaçları, nafaka ödedikten sonra elinde kalan geliri ile davacı-davalı babanın geçimini sağlama imkanı ile hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası miktarlarının az olduğu, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamında birlikte değerlendirildiğinde kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının da az olduğu, kadının düzenli geliri olduğu, boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi gerektiği, İlk Derece Mahkemesi kararının diğer yönlerden usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle ortak çocuk yararına aylık 3.000,00 TL tedbir, iştirak nafakasına, kadın yararına 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, tarafların diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-davalı erkek vekili, birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönlerinden davalı-davacı kadın vekili, asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların ve ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarı, yoksulluk nafakası taleplerinin reddi yönlerinden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 25.12.2023 tarihli kararı ile, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, ortak çocuk 26.12.2017 doğumlu ...'in ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakasının az olduğu gerekçesiyle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına ve bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma kararına uyulmasına karar verilerek kadın yararına 800.000,00 TL maddî, 700.000,00 TL manevî tazminata , çocuk için aylık 6.000,00 TL iştirak nafakasına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek tazminatların ve iştirak nafakasının miktarı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek tazminatlar ile iştirak nafakasının miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve çocuk yararına hükmedilen iştirak nafaka miktarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 174 üncü,182 inci ve 330 uncu maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.