Logo

2. Hukuk Dairesi2024/5543 E. 2024/6593 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kadına hükmedilen manevi tazminat miktarının yeterli olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur oranları ve kişilik haklarına yapılan saldırı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesince hükmedilen manevi tazminat miktarının uygun olduğu değerlendirilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/278 E., 2024/468 K.

KARAR : Bozmaya uyularak yeniden hüküm kurma

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen manevî tazminatın az olduğu gerekçesiyle bozulmasına ve bozma kapsamı dışında kalan temyize konu yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadın yararına 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava, cevaba cevap (karşı davada cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 2014 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocuklarının olduğunu, kadının, birlik görevini ihmal ettiğini, ortak konutu terk ettiğini, hakaret ettiğini, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, karşı dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, karşı davanın reddine, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap, karşı dava ve ikinci cevap (karşı davada cevaba cevap) dilekçelerinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, fiziksel, duygusal, cinsel ve psikolojik şiddet uyguladığını, bağımsız konut temin etmediğini, erkeğin babasının kadına ve ortak çocuğa sürekli hakaret ettiğini ancak erkeğin bu duruma sessiz kaldığını, babasının evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, kadının ailesi ile görüşmesine izin vermediğini, baskıcı olduğunu, erkeğin babasının, kadını taciz ettiğini bu konu ile ilgili suç duyurusunda bulunulduğunu, tehdit ettiğini, hastalığı ile ilgilenmediğini iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir nafakası, 500,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakası, 500,00 TL yoksulluk nafakası, nafakaların her yıl ÜFE oranında arttırılmasına, yasal faizi ile birlikte kadın yararına 20.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, bağımsız konut temin etmediği, kadına sürekli olarak hakaret ettiği, kadını tehdit ettiği, kadına bağırdığı, babasının, kadını rahatsız etmesine ve kadının bu durumu söylemesine rağmen erkeğin sessiz kaldığı, kadının rızası olmamasına rağmen erkeğin babasının ortak konuta yabancı uyruklu bir bayan getirdiği, erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı, kadının ise kendisinin ve babasının erkeğe fiziksel şiddet uyguladığı ve hakaret ettiği, kadının erkeğe bağırdığı bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin, kadına nazaran ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın da kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, alınan sosyal inceleme raporu içeriği dikkate alınarak ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine ve ortak çocuklarla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, erkeğin velâyet talebinin reddine, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 200,00 TL tedbir nafakası ile ortak çocukların yaşları, ihtiyaçları dikkate alınarak ... yararına aylık 350,00 TL, ... yararına ise aylık 300,00 TL iştirak nafakasına, takdir edilen nafakanın her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında arttırılmasına, kadının çalışmadığı ve boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakası, 400,00 TL yoksulluk nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, erkeğin kusurlu davranışının aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilik süresi dikkate alınarak kadın yararına yasal faizi ile birlikte 20.000,00 TL maddî tazminat, 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, erkeğe yüklenecek kusurlu bir davranışın bulunmadığı, kadının davasının reddine karar verilmesi gerektiği, tazminata ve nafakaya hükmedilmesinin hatalı olduğu, adil yargılanma ilkesine aykırı davranıldığı, velâyet düzenlemesinin hatalı olduğu belirtilerek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velâyet yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının manevî tazminat miktarı yönünden hatalı olduğu, kusur durumu da dikkate alındığında takdir edilen manevî tazminat miktarının az olduğu belirtilerek; kusur belirlemesi ve manevî tazminat miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi yönünden kısmen hatalı olduğu, her ne kadar kadına, babasının erkeğe hakaret ettiği ve fiziksel şiddet uyguladığı vakıası kusur olarak yüklenmişse de kadına yüklenen kusurun, babasının bu eylemine kayıtsız kalması olduğu ve bu eylemin de ispatlandığı, taraflara karşılıklı bağırma ve fiziksel şiddet uygulama yönünde kusur yüklenmişse de bu olayın tarafların birbirine yönelik değil aileler arasında yaşanan tartışmada gerçekleştiği, erkeği, bağımsız konut temin etmediği, kadının, erkeğin babasından rahatsız olmasına rağmen bu duruma sessiz kaldığı, kadına hakaret ettiği ve kadını tehdit ettiği vakıalarının ise ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu yönündeki tespitin isabetli olduğu, kusur durumu dikkate alındığında kadının davasının kabulüne karar verilmesinin de herhangi bir isabetsizlik olmadığı, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesinin isabetli olduğu, İlk Derece Mahkemesi tarafından tedbir nafakasına karşı dava tarihinden hükmedilmesinin isabetli olmadığı ancak bu hususta istinaf itirazı olmadığından bu hususa değinilmekle yetinildiği, ortak çocuk ...'un yargılama sırasında doğmasına rağmen karşı dava tarihinden itibaren tedbir nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğu, yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası miktarlarının isabetli olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, kusur durumu, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında kadın yararına tazminat şartlarının oluştuğu ve miktarlarının da uygun olduğu belirtilerek; taraf vekillerinin vakıaya yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinin yukarıda belirtildiği şekilde düzeltilmesine, ortak çocuk ... yönünden tedbir nafakası başlangıç tarihine ilişkin istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönden kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, 30.03.2018 tarihi itibariyle ortak çocuk ... yararına aylık 200,00 TL tedbir nafakasına, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-davalı erkek vekili, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velâyet yönünden Davalı-davacı kadın vekili, kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 10.01.2024 tarihli kararı ile, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ile kişilik haklarına yapılan saldırı dikkate alındığında kadın yararına hükmolunan manevî tazminat azdır gerekçesiyle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına ve bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma kararına uyulmasına karar verilerek kesinleşen yönlerden karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, manevî tazminatın miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın yararına hükmedilen manevî tazminatın miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 174 üncü 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı-davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.