Logo

2. Hukuk Dairesi2024/5609 E. 2025/2590 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, yoksulluk nafakası ve maddi-manevi tazminat taleplerinin hüküm altına alınıp alınmaması uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebep olan olaylarda kadının ağır kusurlu olduğunun tespit edilmiş olması, bu sebeple yoksulluk nafakası talebinin reddine ve erkek yararına maddi-manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yerel mahkemece hatalı kusur belirlemesi sonucu verilen karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/170 E., 2024/470 K.

DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2023/11 E., 2023/32 K.

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı erkek vekili tarafından asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen nafakalar ile reddedilen tazminatlar yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Taraflarca karşılıklı olarak açılan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı boşanma davalarının kaldırma kararından sonra yapılan yargılaması sonucunda İlk Derece Mahkemesince tarafların eşit kusurlu olduğundan bahisle her iki davanın kabulü ile fer’ilere karar verilmiş olup, karar taraf vekillerince istinaf edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince, erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin esastan reddi ile kararın çocuklar yararına hükmedilen nafakalar ile kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden kaldırılmasına ve nafakaların miktarının artırılarak yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı yukarıda gösterildiği şekilde davalı-davacı erkek vekili temyiz edilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince tarafların eşit kusurlu olduğu kabul edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince de bu yönden esastan ret kararı verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden; tarafların kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlarına göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ağır, erkeğin ise az kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.

3.Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir (4721 sayılı TMK md. 175). Yukarıda (1.) paragrafta açıklandığı üzere, boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-davalı kadın ağır kusurlu olup 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi koşulları somut olayda kadın yararına gerçekleşmemiştir O halde, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar vermek gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde talebin kabulü doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

4.4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrasında mevcut ve beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz yada daha az kusurlu olan tarafın, kusurlu taraftan uygun bir tazminat isteyebileceği, aynı maddenin ikinci fıkrasında boşanmaya sebebiyet vermiş olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevî tazminat isteyebileceği öngörülmüştür. Yukarıdaki paragrafta açıklandığı üzere, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen erkeğin ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, kadının kusurlu eylemlerinin erkeğin kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği anlaşılmıştır. O halde, Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen "hakkaniyet kuralları" da dikkate alınarak erkek yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası, tazminat taleplerinin reddi yönlerinden erkek yararına BOZULMASINA,

2.Davalı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.