Logo

2. Hukuk Dairesi2024/560 E. 2024/7383 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur oranının belirlenmesi, maddi ve manevi tazminat taleplerinin değerlendirilmesi uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkeme kararında tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları doğru bir şekilde değerlendirilerek hüküm kurulduğu, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı gözetilerek, istinaf kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1308 E., 2023/1862 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 25. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/139 E., 2022/381 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek dava dilekçesinde özetle; erkeğin, küçük düşürücü davranışlarının olduğunu, müvekkilinin sağlığı, memleketi, ailesi, fiziki görüntüsü ve beden bütünlüğü ile sık sık alay ettiğini, fiziksel, duygusal ve sosyal aşağılamalarda bulunduğunu, küfür ve hakaretler ederek müvekkilini aşağılayarak incittiğini, damadını tahrik ve teşvik ederek, müvekkiline karşı saldırgan tutum izlemesini, tehdit ve hakaret etmesini, saygısız davranmasını sağladığını, müvekkilinin kendisine yakışmadığını söylediğini, eşine duygusal şiddet uyguladığını, müvekkilinin hastalığında yanında olmadığını, müvekkili ile ilgilenmediğini, tedavi süresince eşini yalnız bıraktığını, müvekkilinin ısrarlarına rağmen Almanya'ya müvekkilinin yanına gitmediğini, eşi ile birlikte olmak istemediğini, pandemi döneminde müvekkilinin yaşından dolayı evde kapalı kalmaması için Kaman'da bulunan evine gitmek isteğini ancak davalının kabul etmediğini ve eşini orada yalnız bıraktığını, sosyal medyada eşini ve ailesini kastederek imalı paylaşımlar yaptığını, yersiz kıskançlıkları olduğunu ve ailesi akrabaları görüşmesini istemediğini, cinsel şiddet uyguladığını eşi ile birlikte aynı yatağı paylaşmadığını, sürekli müvekkilinden maddî taleplerde bulunduğunu, talepleri karşılanmadığı zaman tartışma çıkardığını, 2015 yılında boşanma davası açıldığını ancak müvekkilinin eşini affettiğini, ancak karşı tarafın tutum ve davranışlarının değişmediğini, iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına müvekkili lehine 200.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız ve gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin aldığı maaşı küçümsediğini, emekli olmaya zorladığını, ortak konuta hiçbir katı sağlamadığını, ekonomik şiddet uyguladığını, fiziksel şiddet uyguladığını, yataklarını ayırdığını, müvekkiline sağlık sorunlarını ile ilgili doğru bilgileri paylaşmadığını, eşinin rahatsızlğını tesadüfen öğrendiğini davacının 6 ay Almanya'da 6 ay Türkiye'de kaldığını, müvekkilinin 3 ay kalabildiğini, davacının müvekkilinin Almanya'da kalabilme süresi geçtikten sonra eşiyle Türkiye'ye gelmediğini bahaneler ürettiğini, müvekkilini Türkiye'de tek başına bıraktığını, davacının Türkiye'ye döndüğü zamanlarda sürekli kardeşleri, yeğenleri, arkadaşları ve akrabaları ile vakit geçirdiğini, müvekkilinin eşinin yengesi olan Sevgi isimli kişi ile yakınlaşmasından rahatsız olduğunu ve bu durumu eşine söylediğini, davacının eşini yataktan kovduğunu, davacının ortak konutun temel ihtiyaçlarını ödemekten imtina ettiğini, eşini ekonomik yöndün aşağıladığını, davacının iddialarının tamamının asılsız olması ve gerçeklikle bağdaşmaması nedeniyle davanın tüm fer'îleri ile birlikte reddine, karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının, davacı erkek eş hastalandığında yanında olmadığı, onunla ilgilenmediği, eşinin ailesi ile görüşmek istemediği, 'sizin asalaklara ben hizmet edemem' dediği, yemek yapmadığı, eşini aşağıladığı ve eşine hitaben 'bir daha dünyaya gelirsem Kırşehirli ile evlenmem' dediği, ' ben zaten seninle malın için evlendim' dediği,' iki günlük ömrü kaldı, yaşayacağı na kadar evimi aldım arabamı aldım.' dediği erkek eşe izafe edilen maddî vakıaların ispat edilemediği, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde kadının tam kusurlu erkek eşin ise kusursuz olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan erkek eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, erkek yararına 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; tazminatların miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile, istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.