"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2045 E., 2023/1974 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Niğde 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/43 E., 2023/258 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının uyuşturucu madde kullandığını, sürekli olarak şiddet uyguladığını, hiç bir yere gitmesine izin vermediğini, çıkarken evin kapısını kilitlediğini, elinden telefonunu aldığını, kimse ile görüşmesine müsaade etmediğini, eşinin ailesinin müşterek haneye gelmesini istemediğini, davalının Adana AMATEM'de tedavi görmek için yattığını ancak tedavi görmek istemediğinden hastaneden kaçtığını, uygulanan şiddet ve baskıya dayanamayarak baba evine sığınmak zorunda kaldığını, hiç bir zaman evine bakmadığını evindeki televizyonu dahi uyuşturucu almak için sattığını bildirerek, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası, ayrıca 50.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte hüküm altına alınmasını talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacının iddialarının doğru olmadığını, ruh sağlığı olarak iyi durumda olmayıp halüsinasyonlar gördüğünü, davalının annesinin sürekli evliliğe müdahale de bulunduğunu, kadının evlilik birliği içerisinde sevgi, ilgi ve şefkat ile muamele etmediğini, tır şoförü ve taşıma işi bittikten sonra eve dönen müvekkilini pek çok kez geç geldiği gerekçesi ile müşterek konuta almadığını belirterek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
boşanmalarına, müvekkiline dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte 100.000,00 TL maddi - 100,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin 18.04.2018 tarihli, 2017/86 Esas, 2018/426 Karar sayılı kararı ile erkeğin aile birliğinin kendisine yüklediği bakım ve gözetim yükümlülükleri yerine getirmediği, evine ve ailesine bakmadığı, evin ihtiyaçları ile ilgilenmediği, eşine ve müşterek çocuğa karşı şiddet uyguladığı, uyuşturucu madde kullandığı evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesine, davacı için aylık 300,00 TL tedbir-yoksulluk, müşterek çocuk için aylık 150,00 TL tedbir-iştirak nafakası takdirine, 10.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminatın kararın kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, davalı erkek vekili, tazminat ve nafakalar yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Bölge Adliye Mahkemesinin 2018/1619 Esas, 2019/1549 Karar sayılı kararı ile davalıya usulüne uygun şekilde dava dilekçesi tebliğ edildikten sonra dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasının tamamlanması, daha sonra ön inceleme için bir duruşma günü belirlenerek taraflara usulünce tebliğ edilmesi, ön inceleme duruşmasında, tarafların katılımına göre ön incelemede yapılacak usul işlemlerinin yerine getirilmesi, davacının vesayet altına alınmasını gerektirir bir rahatsızığı bulunup bulunmadığı hakkında tam teşekküllü bir hastaneden sağlık kurulu raporu alındıktan sonra sonucuna göre işlem yapılarak ön incelemede tarafların dilekçelerinde gösterdikleri ancak henüz sunmadıkları belge varsa getirtilmesi, gerçekleşecek sonuca göre işlem yapılması gerekirken gerekli ve zorunlu olan usul işlemleri tamamlanmadan yazılı şekilde karar verilmesi usul, yasaya ve kamu düzenine aykırı ve hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olduğundan kararın kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-karşı davacı erkeğin karısına ve müşterek çocuğa fiziksel şiddet uyguladığı, , karısını kısıtladığı, çöp atması için dahi dışarı çıkartmadığı ve eşine sosyal şiddet uyguladığı, evin giderleri konusunda birlik yükümlülüklerini ihlal ettiği ve ailesine ekonomik şiddet uyguladığı, kadının kocasının çalıştığı zamanlarda arayıp tehditler ederek işine engel olduğu, evini hep dağınık tutarak birlik yükümlülüklerini ihlal ettiği, çalışması esnasında sürekli kocasını arayarak işine engel olduğu ve bu nedenle erkeğin işinden ayrıldığı, evlilik birliği devam ederken ilaç içmek ve bileklerini kesmek suretiyle intihar ettiği, taraflar arasında müşterek hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olmakla, davalı karşı davacı erkeğin bu geçimsizlikte ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
uyarınca boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesine, baba ile müşterek çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, çocuk lehine aylık 400,00 TL tedbir/iştirak, kadın lehine aylık 300,00 TL tedbir/yoksulluk ile 25.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalı-karşı davacı erkekten tahsiline, davalı-karşı davacı erkeğin maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-karşı davalı kadın vekili; karşı davada boşanma, tedbir/iştirak/yoksulluk nafakası miktarı, kusur, maddi-manevi tazminat miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi tarafından; davalı-karşı davacı erkeğin, asıl ve karşı davada, evlilik birliği içerisinde, kadına ve müşterek çocuğa şiddet uyguladığı, karısını kısıtladığı, çöp atmak için dahi dışarı çıkarmadığı, evin giderleri konusunda, birlik yükümlülüklerini ihlal ettiği, davacı-karşı davalı kadınında, erkeğin çalıştığı zamanlarda onu arayarak tehdit ederek işine engel olduğu, evini dağınık tutarak birlik yükümlülüklerini ihlal ettiği, çalışırken eşini sürekli arayarak, işine adapte olamadığından, işten ayrılmasına neden olduğu, ilaç içmek ve bileklerini kesmek sureti ile intihar ettiği, gerekçesi ile davalı-karşı davacı erkeğin ağır, davacı-karşı davalı kadının az kusurlu olduğuna karar verilmiş ise de, davacı-karşı davalı kadına yüklenilen tehdit vakıasına erkek tarafından karşı dava dilekçesinde dayanılmadığı, kadının intihar etmesinin ise, dinlenen tanık beyanları ve kadına uygulanan şiddet nedeni ile açılan ceza dava dosyaları uyarınca da eşinin kadına sürekli şiddet uygulaması nedeni ile gerçekleştiği, yine dosyadan dinlenen tanık beyanları ve dosya içerisine kazandırılan ceza dava dosyaları uyarınca, erkeğin uyuşturucu kullandığı, gerçekleşen bu duruma göre, mahkeme tarafından yapılan erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğuna dair tespit değişmesede, gerekçenin değiştirilmesine, davacı-karşı davalı kadının, karşı davada, erkeğin davasının kabulüne karar verilmesine dair istinaf itirazlarının ise, İlk Derece Mahkemesinin ilk kararında, kadının boşanma davasının kabulü yönünden istinaf bulunmadığından kadının davasında boşanma hükmü kesinleştiğinden, erkeğin boşanma davası konusuz kaldığından, karşı davada tarafların boşanmalarına ilişkin hükmün kaldırılarak, erkeğin boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği, haklılık durumuna göre de vekalet ücreti ile yargılama giderine hükmedilmesi gerektiği yine, İlk Derece Mahkemesi tarafından kadının boşanma davası yönünden, boşanma hükmü kesinleştiğinden, davacı-karşı davalı kadının davasında, boşanma hususunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, kadının davasının kabulü ile, tarafların, 4721 sayılı Kanun'un166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
boşanmalarına karar verilmesi hatalı olup, bu husus istinafa getirilmediğinden hataya değinilmekle yetinilmiş, ayrıca yine, davacı-karşı davalı kadın tarafından, karşı davada, dava dilekçesinin kendisine tebliği üzerine, dosyaya süresinde sunduğu, karşı davaya cevap dilekçesinde, tanık deliline dayanılmadığı görülmekle, her ne kadar davacı-karşı davalı kadının bildirdiği tanıklar, erkeğin karşı davasında dinlenmişse de, bu tanıkların beyanı hükme esas alınamayacağından, yanlışlığa değinilmekle yetindiği, davacı-karşı davalı kadın tarafından İlk Derece Mahkemesinin ilk kararı, davalı-karş davacı erkek tarafından da ikinci kararı istinaf edilmediği, İlk Derece Mahkemesinin ilk kararı erkek lehine usuli kazanılmış hak doğurmakla beraber, davalı-karşı davacı erkek istinafa gelmediğinden, yanlışlığa değinilmekle yetinildiği, davacı-karşı davalı kadının ise, bu hususlardaki istinaf isteminin esastan reddine karar vermek gerektiği gerekçesi ile davacı karşı davalının, karşı davada boşanmaya ilişkin istinaf talebinin kabulü ile, Niğde 2. Aile Mahkemesinin 25.04.2023 tarih, 2021/43 Esas, 2023/258 Karar sayılı kararının karşı davada boşanma hükmü ile karşı davaya ilişkin tüm alt bentlerinin kaldırılmasına, davalı-karşı davacının, karşı davada, boşanma davası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, davalı-karşı davacı erkek lehıne yargılama giderlerinin düzenlenmesine, davacı-karşı davalı kadının, kusur belirlemesi dışındaki istinaf istemlerinin esastan reddine, kadının kusur belirlemesine, yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile; Niğde 2. Aile Mahkemesinin 25.04.2023 tarih, 2021/43 Esas, 2023/258 Karar sayılı kararının, kusur belirlemesine ilişkin kısmının kaldırılmasına, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı-karşı davalının az kusurlu, davalı-karşı davalının ise ağır kusurlu olduklarının tespitine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı karşı davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı kadın vekili; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların miktarı, tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakalarının miktarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin davalarda taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin boşanma davasının kabulü kararının yerinde olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen nafaka ile tazminat miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci, 324 üncü, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının ...'a yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.