Logo

2. Hukuk Dairesi2024/5670 E. 2024/5639 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Cezaevinde bulunan baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulup kurulmayacağı ve kurulacaksa bunun süresi ve şeklinin çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Çocuğun üstün yararı gözetilerek, baba ile çocuk arasında cezaevinde kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunarak Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/19 E., 2024/620 K.

KARAR : Kısmen kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ: Ankara 30. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/121 E., 2022/320 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kesinleşen konularda karar verilmesine yer olmadığına, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava ve birleşen davaya cevap dilekçesinde; erkeğin, kadının önceki evliliğinden olan erkek çocuklarına cinsel tacizde bulunduğunu, erkeğin iş kurması için, müvekkilinin erkeğin isteğiyle iki ayrı bankadan kredi çekerek borçlanmasına sebep olduğunu ancak erkeğin bu borçları ödemediğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı erkek vekiline dava dilekçesi ve ekleri tebliğ edilmesine rağmen dava dilekçesine cevap vermemiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; kadının, psikolojik sorunları olduğunu, daha önce intihara kalkıştığını, şimdi ise erkeğe, çocuklarına tacizde bulunduğu iddiasıyla iftira attığını iddia ederek tarafların tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 27.04.2022 tarihli kararı ile, erkeğin, kadını kredi çektirmek suretiyle borca soktuğu ve krediyi ödemediği, kadının ilk evliliğinden olan çocuklarına cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla yargılandığı, neticeten iki çocuğa karşı ayrı ayrı nitelikli cinsel istismar suçunu işlediğinden bahisle 18 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırıldığı, kararın henüz kesinleşmediği, Yargıtay'da temyiz incelemesinde olduğu, Mahkemece verilen mahkumiyet kararı kesinleşmemiş ise de bu davranış kadının erkeğe karşı güveninin sarsılmasına neden olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin tamamen kusurlu olduğu, kadının ise kusuru ispatlanamadığı gerekçesiyle; erkeğin davasının reddine, asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, çocuğun anne yanında yaşıyor olması ve uzman raporu dikkate alınarak üstün yararı gereği ortak çocuk İsmail' in velâyetinin anneye verilmesi gerektiği belirtilerek; velâyetin anneye verilerek çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, çocuk lehine aylık 400,00 TL tedbir ve iştirak nafakasının, kadın lehine aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile kadının boşanmakla zedelenen ekonomik menfaatleri ile erkeğin boşanmaya sebep olan eylemlerinin, kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte bulunması nedeniyle kadın yararına 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 05.12.2022 tarihli kararıyla;erkeğin, kadının önceki evliliğinden olan çocuklarına cinsel istismarda bulunduğundan bahisle erkeğin mahkumiyetine karar verildiği ve kararın kesinleşmemiş olması sebebiyle erkeğe, kadının erkeğe karşı güveninin sarsılması neden olduğundan, güven sarsıcı davranışta bulunduğu kusurunun yüklendiği, erkek hakkında verilen mahkumiyet hükmünün İlk Derece Mahkemesinin karar tarihinden önce kesinleştiği, Mahkemece, mahkumiyet hükmünün kesinleşmediğinden bahisle güven sarsıcı davranış kusuru olarak kabulü isabetli görülmediğinden kusura yönelik gerekçenin düzeltilerek, erkeğe yüklenen bu kusurun gerekçeden çıkarılması ile erkeğe, kadının önceki evliliğinden olan ve annenin velâyeti altında bulunan 2007 ve 2008 doğumlu erkek çocuklarına yönelik birden fazla kez cinsel istismarda bulunduğu kusurunun yüklenmesine karar verildiği, İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışla birlikte boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tamamen kusurlu olduğu, kadına yüklenebilecek herhangi bir kusurun bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesince asıl davada verilen boşanma kararının ve evlilik birliğinin sarsılmasında erkeğin tamamen kusurlu olduğuna ilişkin belirlemenin, birleşen erkeğin davanın reddi kararının isabetli olduğu, velâyete ilişkin düzenlemede çocuğun anne yanında kalmasının bedeni, fikri, ahlaki gelişimine engel olacağı yönünde bir iddia ve delil bulunmadığı, çocuğun üstün yararı gereğince velâyetinin anneye verilmesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesince bu hususta verilen kararın isabetli olduğu, yine velâyet kendisine verilmeyen baba ile ortak çocuk arasında kurulan kişisel ilişkinin, bu yönden açık istinaf itirazı da bulunmadığı dikkate alınarak uygun olduğu, Mahkemece çocuklar ve kadın yararına hükmedilen nafakaların kabulü ve miktarının isabetli olduğu, İlk Derece Mahkemesince kadın yararına maddî tazminata hükmedilmesi isabetli ise de boşanmaya neden olan olaylarda erkeğe atfedilen kusurlu davranışların ağırlığı, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, evlilikte geçen süre ve hakkaniyet ilkesi birlikte dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen maddî tazminat miktarı az olduğu, kadın yararına manevî tazminata hükmedilmesi isabetli ise de boşanmaya neden olan olaylarda erkeğe atfedilen kusurlu davranışların ağırlığı, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı, evlilikte geçen süre ve hakkaniyet ilkesi birlikte dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen manevî tazminat miktarı az olduğu gerekçesiyle; davacı-davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminatın miktarı yönlerden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 60.000,00 TL manevî tazminata, davacı-davalı kadının sair, davalı-davacı erkeğin tüm istinaf itirazlarının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı erkek tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar, nafakalar ve kişisel ilişki düzenlemesi yönlerinden temyiz isteminde bulunulmuştur.

2.Dairemizin 23.11.2023 tarihli ve 2023/2034 Esas, 2023/5620 Karar sayılı ilamıyla kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararı olduğundan, hüküm kurulurken, dosya kapsamı, davalı-davacı babanın hali hazırda cezaevinde tutuklu olarak bulunması ve dosyada bulunan uzman bilirkişiler tarafından düzenlenmiş sosyal inceleme raporları da dikkate alınarak kişisel ilişki yönünden karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesince yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararla; davalı - davacının davasının reddine, tarafların boşanmalarına, tarafların maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına, velâyet düzenlemesine, her iki davada harç, yargılama gideri ve vekâlet ücretine ilişkin hükümler kesinleştiğinden kesinleşen konularda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davalı - davacı baba ile ortak çocuk 15.12.2016 doğumlu İsmail Özkul arasında her yıl Ramazan ve Kurban Bayramları ile her yıl Ocak, Şubat, Nisan, Temmuz, Ağustos ve Kasım aylarında bir kez olmak üzere davalı - davacının kaldığı ceza infaz kurumu tarafından davalı - davacı yönünden tayin edilecek açık görüş gün ve saatlerinde kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı kadın vekili, uzun süredir babası ile görüşmeyen çocuğun babası ile cezaevinde görüşmesinin çocuğun üstün yararına aykırı olduğu, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, boşanma davası olup, uyuşmazlık, çocuk ile babası arasında kişisel ilişki kurulmasının ve süreseinin çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 182 nci, 323 üncü, 324 üncü maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu anlaşılmakla; davacı-davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı-davalı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.09.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.