Logo

2. Hukuk Dairesi2024/577 E. 2024/8203 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında kusur belirlemesi, nafaka ve tazminat miktarlarının hakkaniyete uygunluğu ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin isabetliliği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları ve Bölge Adliye Mahkemesi karar gerekçeleri dikkate alınarak, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1388 E., 2023/1706 K.

KARAR : Başvurunun kabulüyle yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 25. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/92 E., 2022/382 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulüyle kararın kaldırılarak yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulmasına, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin kumar alışkanlığının olduğunu ve internet üzerinden kredi kartı ile kumar oynadığını, durumun tarafların maddi olarak zor zamanlar yaşamasına sebep olduğunu, erkeğin kumar borcundan dolayı kredi kartı borcunu ödeyebilmek kadının altınlarının satıldığını, kira aldıkları dükkanı satıp borcu ödediklerini, habersiz kredi çektiğini, kadının kullandığı aracın borçlar nedeniyle satıldığını, evin geçimiyle ilgilenmediğini, evi terk ettiğini, sadakatsiz davrandığını ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 3.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına da aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesine, kadın yararına 30.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının eşine karşı ilgisiz olduğunu, aşırı temizlik takıntısı olduğunu, eşiyle ortak bir noktasının kalmadığını, tarafların aynı evde yabancı gibi kaldıklarını, erkeğe baskı uyguladığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, kadının kendi anne, babası ve kardeşlerine eşi ve çocuklarından fazla düşkün olduğunu, erkeğin ailesi ile görüşmediğini, erkeğin evden ayrılmak durumunda kaldığını, kadının evde huzursuzluk çıkardığını, evlilikten doğan sorumluluklarını yerine getirmediğini, cinsel birlikteliğe yanışmadığını, eve misafir kabul etmediğin, erkeğin annesi ve kız kardeşlerine küfürler ettiğini, eşini iş ortamında üst yöneticilerine şikayet ettiğini ve rezil ettiğini hatta işten atılması için müdürüyle görüştüğünü ileri sürerek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, karşı tarafın ağır kusurlu olması nedeniyle erkek yararına 50.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, ortak çocuk Gözde'nin velâyetinin babaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kumar alışkanlığı olduğu, evin ihtiyaçlarını karşılamadığı, kadından habersiz kredi çektiği ve borçlandığı, evi terk ettiği, eşine karşı sadakatsiz davranışlarının olduğu, ... isimli kadının evine sık sık gittiği, kadının ise kocanın ailesi ile görüşmek istemediği, aşırı temizlik takıntısı olduğu, iş yerindeki davalı karşı davacı kocanın arkadaşlarına eşini şikayet ettiği, böylece boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk yararına 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, erkeğin manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, iştirak ve yoksulluk nafakalarının miktarı, manevî tazminatın miktarı ile vekâlet ücreti yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, kadın lehine verilen tedbir ve yoksulluk nafakaları ile maddî ve manevî tazminatlar, reddedilen manevî tazminat talebi yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin sadakatsizliğine ilişkin kusurun kadın tarafından affedildiğinin sosyal inceleme raporunda kadın tarafından beyan edilmesi nedeniyle bu kusurun erkekten çıkarılması gerektiği, kadının ise İlk Derece Mahkemesince belirlenen kusurları dışında ayrıca eşinin annesine onu rezil edeceğine dair olumsuz sözler söylediğinin anlaşıldığı ve kadına bu kusurun da yüklenilmesi gerektiği, netice olarak erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile kusur derecelerine nazaran kadın yararına hükmedilen manevî tazminat miktarının düşük olduğu, kadının ve ortak çocuğun ihtiyaçlarına nazaran kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarının az olduğu gerekçesiyle tarafların kusur belirlemesi ile kadının manevî tazminat ile yoksulluk ve iştirak nafakasının miktarlarına yönelik istinaf itirazlarının kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönlere ilişkin hüküm fıkralarının kaldırılmasına, yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulması suretiyle kadın yararına 50.000,00 TL manevî tazminat ile kadın yararına aylık 2.500,00 TL yoksulluk nafakasına ve ortak çocuk yararına aylık 3.000,00 TL iştirak nafakası ödenmesine, tarafların sair istinaf başvurularının ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının kusursuz olduğunu, hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının düşük olduğunu, aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ve lehine nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, yoksulluk nafakasının miktarı ile vekâlet ücreti yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin boşanmada kusurunun bulunmadığını, hükmedilen tazminat ve nafaka miktarlarının fahiş olduğunu kadının kira ödemediğini, oğluna ait evde kaldığını, babasından dolayı dul maaşı aldığını, erkeğin ise gelirinin düşük olduğunu ileri sürerek kararın kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakaları ile maddî ve manevî tazminatlar, reddedilen manevî tazminat talebi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında kusur belirlemesinin isabetli yapılıp yapılmadığı, kusur belirlemesine göre erkeğin manevi tazminat talebinin reddinin yasal olup olmadığı, nafaka ve tazminat miktarlarının hakkaniyete uygun belirlenip belirlenmediği kadın yararına ve aleyhine hükmedilen vekâlet ücretlerinin hatalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci ve 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.