"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1101 E., 2023/1766 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Yatağan Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2019/67 E., 2021/129 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava ile ıslah ve cevaba cevap dilekçelerinde; davalının son zamanlarda müvekkiline soğuk davrandığını, yatağını ayırdığını, yemek, temizlik gibi ev işlerini yapmadığını, müvekkilinin, davalının kendisini aynı köyden biri ile aldattığını öğrendiğini beyanla kadının zinası sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuk ...'nun velâyetinin müvekkiline bırakılmasına, çocuk lehine aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile davasının hukuki sebebini evlilik birliğinin temelinden sarsılması olarak ıslah etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili davaya cevap ile ıslah dilekçesine beyan ve ikinci cevap dilekçelerinde; davacının iddialarının gerçek olmadığını ve kabul etmediklerini, müvekkilinin, aldattığı ileri sürülen kişi ile aynı köyde oturmaları nedeniyle tanıştıklarını ve sadece arkadaş olarak ara sıra görüştüklerini, duygusal veya cinsel bir ilişkilerinin bulunmadığını beyanla davanın reddine, ortak çocuk ...'nun velayetinin müvekkiline bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının, davacı eşini aldatması sebebiyle sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı ve evlilik birliği içerisindeki görevlerini yerine getirmediği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalının kusurlu olduğu, davacının ise bir kusurunun bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ...'nun velâyetinin davacı babaya verilmesine, davalı anne ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, davacının çocuk lehine iştirak nafakası talebinin reddine, davacı lehine 4.000,00 TL maddî ve 4.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın kabulü, kusur belirlemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamına, davacı tanık beyanlarına, davalının aşamalarda ibraz ettiği dilekçelerde İlk Derece Mahkemesince sadakatsiz davrandığı kabul edilen M.İ. isimli kişi ile telefonda ara sıra konuştuklarına ilişkin beyanına, davalının ve anılan kişinin sadece arkadaş olmaları halinde bu kişinin evli olan kadına fotoğrafını göndermesinin ve kadının cep telefonunda gerçek adı yerine bir bayan ismi ile (...) kayıtlı olmasının hayatın olağan akışına uygun görülmemesine, hükme esas alınan ve davalı tarafça da içeriği kabul edilen whatsapp kayıtlarında "aşkım" ibaresi yer almasa da M.İ isimli kişinin saat 21.53'de kadından foto göndermesini isteyip, kadının da "önce sen gönder canım" şeklinde yazması üzerine anılan kişinin fotoğrafını göndermesine, her ne kadar "önce sen gönder canım" şeklindeki mesajın, kadın yerine oğlu tarafından gönderildiği anlaşılmakta ise de, M.İ isimli kişinin bir şaşkınlık duymadan fotoğrafını göndererek, devamında "konuşalım nerdeler, ev müsait herhalde" şeklinde yazmasına göre, davalıya yüklenen kusurlu davranışların ispat edildiği, kusur belirlemesinde ve boşanmaya karar verilmesinde yanlışlık görülmediği, dilekçelerin teatisi aşamasında davacıya kusur isnat etmeyen davalının istinaf incelemesi aşamasında kusur isnat edemeyeceği, davalının kusurlu davranışları nedeniyle davacı lehine maddî ve manevî tazminat koşullarının gerçekleştiği, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat, hakkaniyet ilkesi göz önüne alındığında, hükmedilen tazminatların miktarının uygun olduğu, ortak çocuk ...'nun fiili ayrılık döneminde baba ve iki abi ile birlikte yaşıyor olması, idrak çağında bulunan ortak çocuğun uzman eşliğinde alınan beyanlarında velâyetinin babasına verilmesini istemesi ve velâyetinin babasına verilmesinin üstün menfaatine aykırı olacağına ilişkin iddia ve tespit bulunmamasına göre çocuğun velâyetinin babaya verilmesinde ve yazılı şekilde kişisel ilişki kurulmasında usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın kabulü, kusur belirlemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte davalı kadından kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, özellikle davalı kadına yüklenen sadakatsizlik kusurunun güven sarsıcı davranış boyutunda kaldığının anlaşılmasına göre, usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.