"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/952 E., 2024/1112 K.
KARAR : Bozmaya uyulmak suretiyle yeniden hüküm kurma
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ile kadının reddedilen maddî ve manevî tazminat talebi yönünden bozulmasına, sair yönlerden onanmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadının erkeğe nazaran az kusurlu olduğuna ve kadın yararına maddî ve manevî tazminata karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. 29.03.2021 tarihli beyan dilekçesinde özetle; erkek lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faiziyle birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin, aşırı kıskanç olduğu, eşinin istediği zaman istediği yere gitmesine izin vermediği, yatak odasına kamera yerleştirdiği, eşine baskı yaptığı, eşinin yaptığı yemeği beğenmediği, alkol alışkanlığı olduğu, kadının ise eşine ve onun ailesine ilgisiz olduğu, sık sık onu yalnız bırakarak kök ailesine gittiği, eşine Allah belanı versin, sen bana karışamazsın dediği, birlik görevlerini yerine getirmediği, kazancını evin ihtiyaçları için kullanmadığı, boşanmaya neden olan olaylarda kadının az, erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki boşanma davasının kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, kadın lehine aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına, 09.06.2022 tarihinden itibaren aylık 2.000,00 TL olarak devamına, kadının çalışmadığı, erkeğin ise düzenli ve sabit gelirinin bulunduğu, kusur oranı ve boşanma ile yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle kadın lehine aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakasına, yasal koşulları oluştuğundan kadın lehine yasal faiziyle birlikte 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminat karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, erkeğin tazminat taleplerinin reddi, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden; davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi ve tazminatların miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 19.10.2022 tarihli, 2022/1949 E., 2022/1928 K. sayılı kararıyla; erkeğin, eşinin kendisine zarar vereceğini düşünerek yatak odasına kamera koyduğu ve ayrı yattığı, eşine harçlık vermediği, kadının ise sık sık ailesine giderek uzun süreli kaldığı, kazandığı parayı eve değil kök ailesine verdiği, eşine "Allah belanı versin, sen bana karışamazsın" şeklinde sözler ile beddua ettiği, boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları, erkekteki kıskançlık iddialarının evlilik birliğinin ilk yıllarında yaşandığı, üzerine kapı kilitlemesinin de o dönemde meydana gelen bir olay olduğu, Kayseri'ye taşındıkları son 5-6 yıldır bu davranışların yaşanmadığı, erkeğe bunun kusur olarak yüklenmesinin imkansız olduğu, erkeğe yüklenen yemeği ve temizliği beğenmeme vakıasının da gerçekleşmediği, alkol alışkanlığının da saldırı ya da taşkınlığa dönüşmedikçe kusur olarak yüklenemeyeceği, kadına yüklenen eşine ve onun ailesine ilgisizlik vakıasının da ispat edilemediği ve ailesine ilgisizlik hususuna erkeğin dilekçesinde dayanmadığı, kadının birlik görevlerini yapmadığı hususunun da ispat edilemediği, taraflardan bu kusurlu vakıaların çıkarılması gerektiği gerekçesiyle tarafların kusurlu vakıa tespiti ile erkeğin kusur derecesine yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, kararın kusura ilişkin gerekçesinin yukarıda açıklandığı şekilde düzeltilmesine, taraflar eşit kusurlu olduğundan erkeğin, kadın lehine hükmedilen tazminatlara yönelik istinaf talebinin kabulüne, kararın ilgili hükümlerinin çıkarılmasına, yeniden hüküm kurulmak suretiyle kadının tazminat taleplerinin reddine, tarafların diğer istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakaların miktarı, kadının tazminat taleplerinin reddi yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 19.03.2024 tarihli kararı ile; evlilik birliği içerisinde kadının sürekli bir çalışmasının ve düzenli gelirinin olmaması, tanıkların soyut, yer ve zaman belirtmeyen beyanları birlikte değerlendirildiğinde "kazandığı parayı eve değil kök ailesine verdiği" vakıasının kadına kusur olarak yüklenmesinin doğru olmadığı, Bölge Adliye Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğunun kabulü gerektiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusuru daha ağır ve eşit olmayan ve bu olaylar yüzünden kişilik hakları zarar gören, mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken yanılgılı kusur belirlemesi sonucu yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru görülmediği gerekçesiyle hükmün bozulmasına, kadın vekilinin erkeğin davasının kabulü ve nafakaların miktarına yönelik temyiz dilekçesinin reddine, erkek vekilinin tüm, kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile kararın bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesince yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin ağır kusurlu, kadının ise az kusurlu olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddî desteğini yitiren ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin ve saldırının kapsamı birlikte değerlendirildiğinde yasal faiziyle birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar
yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarının çok olup olmadığı, kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenip incelenemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı-karşı davalı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.