"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/324 E., 2024/580 K.
KARAR : Bozma ilamına uyularak yeniden esas hakkında hüküm kurulması
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarı yönünden kısmen bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; yoksulluk nafakası ve tazminatlara karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; kadının, müvekkilinin ilk evliliğinden olan kızını istemediğini, müvekkilinin ailesi ile çatışma içine girdiğini, kadın ve annesinin 2012 yılında müvekkiline sözlü hakarette bulunduğunu, saldırdığını, müvekkilinin kayınvalidesi ile tartışmasının taraflar arasında soğukluğa ve kadının müvekkiline karşı olumsuz tavırlarına neden olduğunu, müvekkilinin kadının gönlünü alabilmek için daire satın aldığını ancak kadının ilk fırsatta evi terk ederek Bursa'ya gittiğini, Bursa'da kız kardeşi ve eşinin sürekli olarak evliliklerine karıştığını, kadının müvekkiline sürekli hakaret ve taciz ettiğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; asıl davanın reddini istemiş, erkeğin evlilikleri süresince müvekkiline ve çocuklarına karşı defalarca şiddet uyguladığını, müvekkilinin Bursa'ya taşınmasının tek sebebinin evlilik birliği süresince gördüğü şiddet olduğunu, ancak erkeğin müvekkilini rahat bırakmadığını, müvekkiline ve ailesine sürekli yalvardığını, bir daha eşine ve çocuklarına şiddet uygulamayacağına söz verdiğini, tarafların barıştığını ancak erkeğin müvekkiline hakaretler ettiğini, düşmanca tavırlar sergilediğini, müvekkilinin söz konusu davayı açması üzerine müvekkilinden özür dilediğini, kendisini affetmesi için birçok mesaj attığını, müvekkilinin ailesinin ortak konuta gelmesini istemediğini, müvekkilinin annesi ile tartıştığını ve darp etmeye kalktığını, yaşanan son olayda erkeğin müvekkilini yatakta dövmeye kalkıştığını, müvekkilinin kendisini odadan dışarı atarak kurtarmaya çalıştığını, ortak çocuğun olaylara müdahale etmesi üzerine çocuğu da darp ettiğini, söz konusu olaydan iki gün sonra "benden özür dilemeyen benim evimde yaşamasın" diyerek evden kovduğunu belirterek karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakalarına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 27.04.2021 tarihli kararı ile taraflar Ankara'da yaşıyorken aralarında çıkan problemler nedeniyle kadının Bursa'ya kök ailesinin yanına gittiği, daha sonra erkeğin de kadın ile barışmak için oraya gittiği ve bir müddet Bursa'da yaşadıkları, tarafların Ankara'da yaşadıkları süre içerisinde yaşanan olayların tarafların barışmaları nedeniyle af kapsamında kaldığı, erkeğin kadına küfür ve hakaret ettiği, "köyden geldin","seni ben adam ettim" demek suretiyle aşağıladığı, fiili ayrılığa neden olan olayda darp etmek maksadıyla kadının üzerine yürüdüğü ancak çocukların buna engel olduğu, kadını evden kovduğu, kadına yüklenebilecek herhangi bir olayın ispatlanamadığı, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylara tazminat isteyen davalı-karşı davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, boşanma davası açılınca hakimin davanın devamı süresince, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alması gerektiği, kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin koşulları oluştuğu, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği bu nedenle kadın yararına yoksulluk nafakası koşulları oluştuğu gerekçesi ile asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir, yoksulluk nafakasına, 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı erkek vekili, her iki dava ve fer'îleri yönünden, davalı-karşı davacı kadın vekili, yoksulluk nafakasının ve tazminatların miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 24.01.2023 tarihli kararıyla; tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı, nafakanın özelliği ve kişilik haklarına yapılan saldırının niteliği ile birlikte değerlendirildiğinde, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatın ve yoksulluk nafakasının az olduğu, İlk Derece Mahkemesi kararının diğer yönlerden usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle, kadın yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tüm, kadının diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı erkek vekili, her iki dava ve fer'îleri yönünden, davalı-karşı davacı kadın vekili yoksulluk nafakasının ve tazminatların miktarları yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 25.12.2023 tarihli kararı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davalı-karşı davacı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının az olduğundan bahisle hükmün bozulmasına, sair yönlerden hükmün onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı-karşı davalının ekonomik ve sosyal durumuna ilişkin dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler bir bütün halinden değerlendirilerek, erkeğin boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurlu oluşu ve evlilik süresi de gözetilerek kadın lehine boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakası ile kadın lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı karşı davalı erkek vekili; yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarı yönünden kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı- karşı davacı kadın vekili; yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarı yönünden kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.