"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/310 E., 2023/318 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ: Soma 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2018/487 E., 2019/310 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ile eylemli ayrılık nedeni ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davalı kadının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek dava dilekçesinde özetle; 15 yıldır ayrı yaşadıklarını, tüm yaşananlar sonucu artık çekilmez hale gelen ortak hayatı bitirme zorunluluğu hasıl olması neticesinde açtığı boşanma davasının (Soma 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/116 Esas 2015/345 Karar sayılı dosyası) ret ile sonuçlandığını ve kararın 20.11.2015 tarihinde kesinleştiğini, aradan üç yıl geçmesine rağmen ortak hayatın tekrar kurulamadığını iddia ederek, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın cevap dilekçesinde özetle; Soma 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2015/116 Esas - 2015/345 Karar sayılı boşanma davasının dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verildiğini, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca boşanmaya karar verilebilmesi için davanın esasa ilişkin bir sebepten reddedilmiş olmasının arandığını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, esasa yönelik ise taraflar arasındaki geçimsizliğin nedeninin davacının başka bir kadınla gayrı resmi yaşaması olduğunu, önceki nafaka ve boşanma davalarında bu hususun tespit edildiğini, davacının yaklaşık 12-13 yıl önce ortak haneyi terk edip gittiğini, o tarihten bu güne kadar da başka bir kadınla birlikte yaşadığını, hatta bu ilişkiden bir de çocuğu olduğunu, davacının başka bir kadın için eşini ve çocuğunu terk ettiğini, bir kez olsun davalıyı arayıp sormadığını, davalının gündüz temizliğe gidip akşamları da örgü örerek çocuklarını tek başına büyüttüğünü beyan ederek, davanın reddini, boşanma halinde davalı için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile toplanan delillerden, davacı tarafından açılan 2005/184 Esas, 2006/204 Karar sayılı boşanma davasının davacı kocanın tam kusurlu, davalı kadının ise kusuru ispatlanamadığı gerekçesiyle reddedilip kesinleştiği, 2015/116 Esas, 2015/345 Karar sayılı dava dosyasının ise derdestlik dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verildiği, ilk davanın 25.05.2015, son davanın 20.11.2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakla dava tarihi itibariyle 4721 sayılı Kanun'un 166ıncı maddesinin son fıkrasında belirtilen 3 yıllık sürenin dolduğu ve kesinleşme tarihinden itibaren ortak hayatın yeniden kurulamadığı anlaşılmakla özellikle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda, ilk davayı açarak boşanma sebebi yaratıp fiili ayrılığa sebebiyet veren, başka kadınla birlikte yaşayarak, ondan çocuk sahibi olarak sadakatsiz tutum ve davranışlar sergileyen, eşinin ve çocukların ihtiyaçlarını karşılamayan davacı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir ve aylık 350,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 20.000,00 TL maddî ve 18.000,00 TL manevî tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; açılmış olan davanın şekli yönden veya usulen reddedilmesi halinde eylemli ayrılık nedenine göre dava açılamayacağını, davacının davasına dayanak olarak belirttiği boşanma davası esastan değil, dava şartı noksanlığı nedeni ile usulden ret olunduğunu, bu nedenle eylemli ayrılık nedenine dayalı davanın açılamayacağını, maddî- manevî tazminat ve yoksulluk nafakası miktarlarının az olduğunu beyan ederek, kusur belirlemesi, boşanma davasının kabulü, yoksulluk nafakası miktarı ile tazminat miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları,paranın alım gücü,nafakanın niteliği,ihtiyaç ve gelirler,dosyada mevcut zabıta araştırmaları,uyap vasıtası ile alınan raporlar, SGK kayıtları, takbis raporları, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi birlikte değerlendirildiğinde davalı kadın lehine belirlenen yoksulluk nafakasının az olduğu, boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren aylık 750,00 TL olarak belirlenmesinin uygun olacağı, bu yöne ilişkin davalı istinaf sebebinin yerinde olduğu, kadın lehine belirlenen tazminat miktarlarının az olduğu, 4721 sayılı Kanun'un 174 ncü maddesi gereğince takdiren 45.000,00 TL maddî ve 45.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesnin daha uygun olacağı, davalı kadının bu yöndeki istinaf sebebinin yerinde olduğu gerekçesi ile kadının istinaf başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davalı kadının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, boşanma davasının kabulü, yoksulluk nafakası miktarı ile tazminat miktarları yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, erkek tarafından açılan 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrasında düzenlenen eylemli ayrılık nedenine dayalı boşanma davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kabul edilen yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci, ikinci ve dördüncü fıkrası hükümleri, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.