"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2023/1982 E., 2024/474 K.
KARAR : Bozmaya uyularak yeniden hüküm tesisi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi’nin kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının tazminat ve nafaka miktarı yönünden bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadın yararına tazminat ve nafakaya karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; erkeğin kadına ve kadının ilk evliliğinden olan çocuklarına karşı psikolojik şiddet uyguladığını, sürekli alkol aldığını ve alkol aldıktan sonra, önceki evliliklerindeki cinsel münasebetlerine yönelik konuşmalar yaptığını, kadını aşağıladığını, kadını ekonomik olarak küçümsediğini, kadını baskıladığını iddia ederek asıl davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle tarafların boşanmalarına, karşı davanın reddine, kadın yararına aylık 8.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, kadın yararına 500.000,00 TL maddî tazminat ve 800.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap-karşı dava ve ikinci cevap-karşı davada cevaba cevap dilekçesinde özetle; kadının iddialarının doğru olmadığını, erkeğin öncü eğitmenlerden olduğunu, kadının ilk evliliğinden olan çocukları ile maddî ve manevî olarak ilgilendiğini, tarafların ocak 2020 yılına kadar birlikte kaldıkları göz önüne alındığında kadının dayandığı vakıaların af kapsamında kaldığını, aralarındaki asıl geçimsizliğin kadının ilk evliliğinden olan kızı ...'ün ilişkisine onay vermemesi nedeni ile yaşandığını iddia ederek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle tarafların boşanmalarına, erkek yararına yasal faizi ile birlikte 437.000,00 TL maddî tazminat ile 500.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 08.04.2021 tarih ve 2020/132 Esas, 2021/475 Karar sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin karakter ve mizaç olarak kendi sözünün üstüne söz söylenmesinden hoşlanmayan bir yapıya sahip olduğu, evlilikte de kadının ve çocukların kendi istediği şekilde hareket etmesinden yana tavır sergilediği, kadının hep yanında olmasını ve sadece onunla ilgilenmesini istediği, erkeğin neredeyse her gün alkol kullandığı ve alkolün de etkisi ile eski eşleriyle olan aşk hayatlarından bahsettiği, televizyonda bir sahne görse kadına 'sende bir gün böyle olup beni aldatacaksın' diye çıkıştığı, yazın tekneye misafir olarak gelen kadının kızının erkek arkadaşına 'senin karın sana benim karım bana yaklaşmayacaksın' şeklinde sözler söyleyerek kadını çevreye karşı küçük düşürdüğü, kadının oğlunun yanında sen 'salaksın,.. asalaksın' şeklinde kadına hakaret içeren sözler söylediği, sözel şiddet uygulayarak kadını baskıladığı, kadının oğluna karşı da tehdit eder şekilde, 'ekmeğini suyunu ben veriyorum bana saygılı olacaksın' dediği, baskı altında tutmaya çalıştığı, bir dönem erkeğin tavır ve davranışları sebebiyle taraflar ayrılsalar da tekrardan barıştıkları, bu tarihten önce barışmakla af kapsamında kalan yada hoşgörü ile karşılanan olaylar olsa da bu tarihten sonra da yine sorunların devam ettiği, erkeğin kadına ve çocukların refah seviyelerini artırmak gayesi ile elinden gelen maddî desteği sağladığı, fakat erkeğin maddî destek sağlarken gösterdiği yaklaşım tarzından kaynaklı kadının ve çocuklarının rahatsızlık duyduğu, erkeğin kendisini ön plana çıkartan kadını ve çocuklarını ekonomik yönden küçümser şekildeki söylemlerini sürdürmesi ile bu durumun zamanla tarafların tekrardan aralarının açılmasına sebebiyet verdiği, kadının kızı kaza geçirdiğinde, kadını çocuklarından dahi kıskandığından kadının kızı ile yakinen ilgilenmesini ya da öz oğlunun delikanlı diye annesine sarılmasını istemediği, devam eden psikolojik baskıdan kaynaklı erkek çocuğun ortak konuttan ayrılıp ablasının yanına taşındığı, kadının anne babasının torunlarına maddî destek sağlaması nedeniyle çocukların ekonomik özgürlük kazanmalarından da rahatsızlık duyduğu ve bunu dile getirdiği, bundan sonraki süreç de kadının çocukları ile sık görüşmesini, onların evine gidip kalmasını da istemediği, kadının kızının yaşadığı gönül ilişkisinden kaynaklı erkeğin hem kadına hem kadının kızına ağır ithamlarda bulunduğu,kadının dayanamayıp 2019 yılı Aralık ayında evden ayrıldığı ve çocukları ile birlikte yaşamaya başladığı, kadın evden ayrıldıktan sonra da erkeğin tehdit vari sözler söylediği, ' kadına iki yakan bir araya gelmeyecek şeklinde' beddua içeren mesajlar yazmaya devam ettiği, tarafların bir daha bir araya gelmedikleri, kadına atfedilecek kusur bulunmadığı belirlenmekle erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl davanın kabulüne, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, takdir edilen aylık 800,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle aylık 1.600,00 TL ye çıkarılmasına ve kararın kesinleşmesinden itibaren yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın yararına 35.000,00 TL manevî tazminatın ve 40.000,00 TL maddî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, karşı açılan davada boşanmanın fer'îsi niteliğinde görülmeyen toplam 437.000,00 TL maddî tazminat talebi hakkında ayrıca nisbi harç yatırılmadığı görülmekle, başvuru harcının tüm talepleri kapsadığı dikkate alınarak karşı davacı erkek vekiline 437.000,00 TL nin harcını tamamlamak üzere kesin süre verildiği, karşı davacı erkek vekilinin yargılama aşamasında boşanmanın fer'îsi niteliğinde görülmeyen bu talepler hakkında harç tamamlamadığı, bu talebe ilişkin usule uygun açılmış bir dava olmadığı görülmekle; karşı açılan davada boşanmanın fer'îsi niteliğinde görülmeyen maddî tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; erkeğin malvarlıklarının fazla olduğunu belirterek kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat miktarları ile tedbir-yoksulluk nafakası miktarlarına yönelik istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; delillerinin hükme esas alınmadığını, af kapsamında kalan vakıalar yanlış değerlendirilmekle kusur tespitinin yanlış belirlendiği, karşı davanın reddi, asıl davanın kabulü, maddî ve manevî tazminat ile nafaka miktarlarının fazla olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması talebi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 28.12.2022 tarih ve 2021/1246 E., 2022/2654 K. sayısı belirtilen kararı ile; kadının davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesinde ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, erkeğin davasının reddine karar verilmesinde, tedbir-yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde ve hükmedilen nafaka miktarlarında, maddî ve manevî tazminat takdir edilmesinde, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, evliliğin süresi, beklenen menfaatlerin kapsamı ve hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde, takdir edilen tazminatların miktarında, herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı kadın vekili maddî ve manevî tazminat miktarları ile tedbir-yoksulluk nafakası miktarı yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Daire’nin 31.10.2023 tarih ve 2023/2378 Esas, 2023/4984 Karar sayılı kararı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafaka miktarının az olduğu gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönden bozulmasına, kadın vekilinin bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamı doğrultusunda tarafların ekonomik durum araştırmasının yapıldığı, erkeğin oğluna ait evde ikamet ettiği, 11.367,62 TL emekli aylığı aldığı, üzerine kayıtlı tarla ve arsasının bulunduğu; davacı karşı davalı kadının oğlu ile birlikte ikamet ettiği, 5.000,00 TL kira ödediği, çalışmadığı, üzerine kayıtlı taşınır - taşınmaz bulunmadığı, davacı karşı davalının boşanmayla yoksulluğa düşeceğinin anlaşıldığı; erkeğin emekli maaşının olmadığının değerlendirildiği, davalının boşanma davası açıldıktan sonra maddî durumunun azaldığını göstermek için kurucusu olduğu ... Kolejinde mallarını oğluna devrettiği, yine boşanma davası açılmasıyla arabasını da elden çıkardığı ve tarafların evlilik süresince oturduğu gayrimenkul değeri Eskişehir standartlarında çok yüksek olan evinin de elden çıkarıldığının tespit edildiği, toplanan delillerden tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, evliliğin süresi, paranın alım gücü ve tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin gerektiği; açılan karşı davada boşanmanın ferisi niteliğinde görülmeyen toplam 437.000.00 TL maddî tazminat talebi hakkında ayrıca nisbi harç yatırılmadığı görülmekle, başvuru harcının tüm talepleri kapsadığı dikkate alınarak karşı davacı vekiline 437.000.00 TL nin harcını tamamlamak üzere kesin süre verildiği ,karşı davacı vekilinin yargılama aşamasında boşanmanın ferisi niteliğinde görülmeyen bu talepler hakkında harç tamamlamadığı, bu talebe ilişkin usule uygun açılmış bir dava olmadığı gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince kadının davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî ve 80.000,00 TL manevî tazminata, kadın yararına hükmedilen 1.600,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi olan 20.03.2024 tarihinden itibaren 3.400,00 TL artırılarak 5.000,00 TL olarak devamına, işbu nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına: karşı davada boşanmanın ferisi olarak görülmeyen maddî tazminat hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı karşı davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; belirlenen kusurlara göre hükmedilen tazminat miktarlarının az olduğunu ileri sürerek kararın tazminat ve nafaka miktarları yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı karşı davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, tazminat ve nafakaları koşullarının oluşmadığını, miktarlarının yüksek olduğunu ileri sürerek; kararın kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bozmaya uygun karar verilip verilmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 174 üncü ve 175 inci maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi,
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı erkek vekilin tüm temyiz itirazları ile davacı- davalı kadın vekilinin aşağıdaki (2) ve (3) numaralı paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir .
2. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat bozma ilamında belirtilen ilkelere ve bozmanın amacına uygun olmayıp azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
3.İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı, erkek vekili tarafından her iki dava yönünden; kadın vekili tarafından ise kusur belirlemei, nafaka ve tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuş, Bölge Adliye Mahkemesince yapılan inceleme sonucunda tarafların istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı davacı- davalı kadın vekili kusur belirlemesi, hükmedilen nafaka ve tazminat miktarları yönünden temyiz isteminde bulunmuş, Dairemizin31.10.2023 tarihli, 2023/2378 Esas, 2023/4984 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına göre kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ili yoksulluk nafaka miktarının az olduğu gerekçesi ile hükmün bozulmasına, sair yönlerden hükmün onanmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Buna göre; hükmün bozma kapsamı dışında kalarak onanmasına karar verilen bölümü kesinleşmiştir. Mahkemece bozma sonrası yapılan yargılama sonunda kesinleşen kısımlar hakkında yeniden hüküm kurulamaz. Mahkemece bozmaya uyulmasına rağmen kadının davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, erkeğin maddî tazminat talebi hakkında verilen karar, asıl ve karşı davada vekâlet ücretine ilişkin hükmün bozmanın kapsamı dışında kalıp kesinleştiği halde bu yönlerden yeniden karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Yukarıda (2) ve (3) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminat miktarları ile kesinleşen boşanma hükmü, vekâlet ücreti, erkeğin tazminat talebi hakkında verilen karar yönünden BOZULMASINA,
2. Yukarıda (1) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere davalı- davacı erkek vekilinin tüm, davacı- davalı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Serdar'a yükletilmesine,
Peşin harcın istek halinde yatıran Serap'a iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
06.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.