Logo

2. Hukuk Dairesi2024/6056 E. 2024/5610 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tarafların evlilik akdinin icra edildiği sırada nikah memuru huzurunda bulunup bulunmadıkları hususuna dair uyuşmazlık nedeniyle açılan evliliğin yokluğunun tespiti davasında, bozma kararına uygun hüküm verilip verilmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Evliliğin geçerli bir şekilde kurulabilmesi için yetkili memur huzurunda tarafların evlenme iradelerini açıklamaları yeterli olup, davacı tarafından evlendirme akdinin yokluğuna dair iddiasını destekleyecek delil sunulamadığı ve bozma kararına uygun hüküm verildiği gözetilerek, yerel mahkemenin ret kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2024/23 E., 2024/183 K.

KARAR : Ret

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen evliliğin yokluluğunun tespiti davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların, 02.03.1989 tarihinde kendileri nikah memuru huzuruna gitmedikleri halde resmi nikahlarının kıyıldığını ve bu evlilikten ... ve ... isimli iki tane ortak çocuklarının olduğunu, söz konusu resmi nikahtan önce tarafların 15.01.1985 tarihinde imam nikahlı olarak evlendiklerini, 4 yıl imam nikahlı olarak evli kaldıktan sonra davalının ortak çocuk ...'e hamile kalması ile sıkıntı çıkmaması için tarafların yokluğunda, müvekkilinin babası tarafından köy muhtarına gidilerek tarafların yerine imza atılıp Yozgat Nüfus Müdürlüğü'ne kaydın işletilmesi suretiyle resmi nikahlarının kıyıldığını, resmi nikahın ... Köyü Muhtarlığı'nda Muhtar Müştü Arslan tarafından kıyıldığını, ancak nikah tarihinde müvekkili ve davalının muhtarlıkta köyde dahi olmadıklarını, gıyaplarında nikah kıyıldığını, işlemleri davacının babasının yaptığını, muhtarın da evlendirme defterini Nüfus Müdürlüğü'ne bildirdiğini ve tarafların evlenmiş sayıldığını, bu hususun evlendirme defterinde tarafların yer aldığı sayfadaki imza örnekleri karşılaştırıldığında anlaşılacağını, resmi nikah memuru önünde birlikte bulunmayıp, ortak irade açıklamasında bulunmayan tarafların evliliklerinin hiç kurulmamış sayılacağını ve yok hükmünde olduğunu, bu durumda tarafların evliliklerinin yokluk ile hükümsüz olduğunu beyan ederek, tarafların evliliğinin yok hükmünde olduğuna karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; bu evliliğin gerek yürürlükteki Medeni Kanun'a ve bu kanuna bağlı evlilik mevzuatına gerekse 743 sayılı eski Medeni Kanun'a uygun olarak gerçekleştiğini, davacının dava dilekçesinde belirtmiş olduğu üzere Türk Medeni Kanunu'na göre evliliğin, tarafların olumlu sözlü cevaplarını verme anında kurulmuş sayıldığını, bu bakımdan davacının iddiaları doğru olsa bile tarafların evlilik cüzdanına imza atıp atmamış olmalarının evliliğin geçerliliğine halel getirecek bir husus olmadığını, tarafların evlilik akdine imza atıp atmamalarının evliliğin kurulmasına etki edecek bir unsur hatta şart olmadığını, tarafların evlenmiş olduğu yıllarda geçerli olan Kanun'un 97 inci maddesi gereğince, geçerli bir evliliğin imza atma şartına bağlanmadan şifahen yani sözlü olarak beyan edildiği takdirde kurulmuş olacağını, evlilik akdinin 15 gün süre ile ilan edileceğini, bu akitle alakalı gerek taraflar gerekse üçüncü kişilerin de bu akde itiraz edebileceğini, aksi takdirde süresi geçtikten sonra yapılacak itirazın bir sonuç doğurmayacağını, tarafların 32 yıldır evli olduklarını ve ortak iki çocuğu bulunduğunu, davacının bunca zaman evlilik akdinin geçersizliğini ileri sürmediğini, boşanma davası açılınca kusur durumundan ve müvekkili Fındık'a ödeyeceği muhtemel tazminat bedelinden ve nafaka sorumluluğundan kendini kurtarmak amacıyla böyle iddiada bulunduğunu, kendi öz babasının ve dönemin köy muhtarının da resmi belgede sahtecilik suçlarını işleyerek kendisini ... ile evlendirdiklerini ifade ettiğini, davacının 32 yıl boyunca bu evliliğe karşı hiçbir itirazının olmamasının, müvekkili tarafından boşanma davası açıldıktan sonra böyle bir iddianın ortaya atılmasının bütün vicdanları incitecek bir hal olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 17.06.2021 tarihli kararı ile tarafların evlilik akdinin yapıldığı ... Köyü evlendirme kütük defterinin dosya arasına alınarak incelenmesinde; tarafların evlenme akdinin bulunduğu 17 sahife nolu sayfada evlenmenin kurucu unsurlarından olan evlenmek isteyen kadın ve erkeğin imzasının bulunmadığı, evlenme akdinin ayırt etme gücüne sahip ergin iki tanığın önünde yapıldığına ilişkin tanık isim ve imzalarının bulunmadığı, dinlenen tanıkların hiç birisinin tarafların evlenme törenine şahit olmadıkları, tarafların, evlendirme memuru önünde, evlenmek istediklerini beyan ettiklerine dair görgüye dayalı bir tanığın bulunmadığı bu kapsamda tarafların evliliğinin yok hükmünde olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne tarafların evliliğin yokluğunun tespitine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 30.06.2022 tarihli kararıyla; kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairemizin 21.11.2023 tarihli kararı ile "Dosya kapsamı ve nüfus kayıtlarına göre, tarafların 02.03.1989 tarihli evlilik akitlerinin nüfusa tescil edildiği, 1986 ve 1989 doğumlu iki çocuklarının bulunduğu, davanın açıldığı tarihe kadar evlilik akdi kapsamında 32 yıl boyunca fiilen birlikte yaşadıkları sabittir. Eldeki dava, 17.06.2021 tarihinde açılmış, dava dilekçesinde evlilik akdinin yapıldığı sırada tarafların nikah memuru huzuruna gitmedikleri ve gıyaplarında evlilik akdinin icra edildiği iddiası ile evliliğin yokluğunun tespitine karar verilmesi talep edilmiştir. Dosya arasına alınan ve evlilik akdinin tesciline esas, ... Köyü Muhtarı tarafından düzenlenen resmi belge niteliğine haiz ... Köyü Evlendirme Kütük Defteri belgesinde; tarafların nüfus bilgilerinin ve fotoğraflarının bulunduğu, kadın ve erkeğin "evlenmek istediğini beyan etmesi" üzerine evrakın düzenlendiği, evrakın yetkili köy muhtarı tarafından imzalandığı ve mühürlendiği, buna karşın tarafların ve şahitlerin imza kısımlarının boş bırakıldığı görülmüştür. 14.06.1965 tarihli 3/3 sayılı İçtihatı Birleştirme Kararında da açıkça belirtildiği üzere, evlenmenin geçerli biçimde kurulabilmesi için evlendirme memuru önünde tarafların karşılıklı olarak bu yöndeki iradelerini açıklamaları gerekli ve yeterlidir. Keza, 4721 sayılı Kanun'un 155 inci maddesi uyarınca da evlendirmeye yetkili memur önünde yapılmış bir evliliğin kanunun diğer şekil şartlarına uyulmaması sebebiyle butlanına karar verilemeyeceği gibi, evlilik akti sırasında şahit bulunmaması da tek başına evlilik akdini geçersiz kılmaz. 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. 6100 sayılı Kanun'ın 190 ıncı maddesinin birinci fıkrası kapsamında kural olarak ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Davacı tarafça, evlendirme akdinin kadın ve erkeğin gıyabında yapıldığı iddia edilmiş ise de, bu iddiasına ilişkin hiç bir delil sunulmamıştır. Dosya arasına alınan 02.03.1989 tarihli resmi evrak niteliğindeki ... Köyü Evlendirme Kütük Defteri'ne göre tarafların yetkili memur önünde evlenmek istediklerini beyan ettikleri hususu nikah akdini gerçekleştiren yetkili memurun mühür ve imzalı beyanı ile tasdik edildiğine ve bu durumun gerçeğe aykırı olduğu iddiası, davacı tarafından ispatlanamadığına göre, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırıdır." gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesince yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararla; davanın reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili, davanın kabulü gerektiğini, evliliğin geçerli şekilde kurulmadığını, kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, evliliğin yokluluğunun tespiti davası olup, uyuşmazlık, bozma ilamına uygun karar verilip verilmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi, 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin 97 nci maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı, 138 ile 155 inci maddeleri, 14.06.1965 tarihli 3/3 sayılı İçtihatı Birleştirme Kararı.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu anlaşılmakla; davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.