Logo

2. Hukuk Dairesi2024/6085 E. 2024/5638 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasının reddine ilişkin Yargıtay’ın bozma ilamına uyularak verilen karara karşı yapılan temyizde, bozmaya uygun hüküm verilip verilmediği ve tedbir nafakasına hükmedilmesinin koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi’nin bozma kararına uygun hüküm verdiği ve tedbir nafakasına hükmedilmesini gerektirecek koşulların bulunduğu gözetilerek, davacı erkeğin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/432 E., 2024/429 K.

KARAR : Ret

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; kadının erkeğe hakaret ettiğini, erkeği tehdit ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, çocukları erkeğin ailesine karşı doldurduğunu, evden kovduğunu, asılsız ithamlarda bulunarak erkek ve ailesi hakkında uzaklaştırma kararı aldığını, bu kararları apartman panosuna asarak intikam almaya çalıştığını, kadının ailesinin de müvekkiline hakaret ettiğini, kadının "..." isimli kardeşini kocasından üstün tutup ona para gönderdiğini, psikolojik şiddet uyguladığını, iftira attığını, beddua ettiğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babalarına verilmesine, erkek yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, tarafların erkeğin ailesine ait apartmanda oturduklarını, erkeğin ailesinin evliliklerine yoğun şekilde müdahalede bulunduklarını, erkeğin müvekkiline şiddet uyguladığını, müvekkilinin kendisini savunmak zorunda kaldığını, bunun neticesinde erkeğin darp raporu aldığını, erkeğin ailesinin müvekkilini kabullenemediğini, özellikle erkeğin yengesinin müvekkiline saldırdığını ve ölümle tehdit ettiğini, erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediğini, kadının çalışmasına izin vermediğini, kadın adına çıkardığı kredi kartını çalıntı kart olarak bildirerek iptal ettirdiğini, müvekkilini iki küçük çocukla zor durumda bıraktığını, erkeğin ailesinin etkisi ile hareket ettiklerini, erkeğin ailesinin baskıları sebebi ile gittikleri yer konusunda bile yalan söylemek zorunda kaldıklarını, kadının kardeşini ve eşini kovup darp ettiklerini, erkeğin psikolojik rahatsızlıkları olduğunu, bu hususu gizleyerek güven sarstığını iddia ederek davanın reddine karar verilmesini, boşanmaya karar verilmesi halinde ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakalarına, kadın yararına, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 15.02.2022 tarihli kararı ile tartışma sırasında davalı kadının davacı erkeğin boynunu tırnakları ile yaraladığı, kayın validesini kast ederek "çocuklar büyüdüğünde mezarına tükürttüreceğim" gibi uygunsuz sözler sarf ettiği, davacı erkek rahatsızlandığında hastane tedavisinden sonra eve almadığı, davacının annesine gitmek zorunda kaldığı, davalının kardeşi ...'nın da fiziki olarak davacı erkeğe saldırdığı, davalının annesi, abisi ve yengesinin evliliklerine müdahale ettiği iddia edilmiş ise de bu durumun net ve somut olarak ispatlanamadığı, davalının kardeşi ...'nın yatılı olarak çok sık evlerinde kaldığı, davacı erkeğin bundan rahatsız olmasına rağmen kalmaya devam ettiği, davalı kadın daha baskın karakterde olup "şerefsiz, salak, eziksin sen" şeklinde hakarete varan sözler sarf ettiği, "şizofrensin sen internetten baktım şizofrenler sessiz olurmuş" gibi rencide edici sözler sarf ettiği, kapının önünde bağırdığı, uzaklaştırma kararını apartmanın her yerine asarak rencide ettiği, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylara tazminat isteyen davacı erkeğin ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak erkek yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, boşanma davası açılınca hakimin davanın devamı süresince, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alması gerektiği, kadın ve çocuklar yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin koşulları oluştuğu, boşanmakla yoksulluğa düşen kadın yararına yoksulluk nafakası koşulları oluştuğu, velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu, çocuklar yararına iştirak nafakası koşulları oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin annelerine verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık dava tarihinden 300,00 TL, 19.04.2021 tarihinden 500,00 TL, karar tarihinden itibaren 600,00 TL tedbir, ayrı ayrı aylık 600,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakasının kararla birlikte 800,00 TL olarak artırılmasına, yoksulluk nafakası olarak devamına, erkek yararına 3.000,00 TL maddî, 5.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 28.12.2022 tarihli kararıyla; kadının tazminat talepleri ile ilgili olumlu-olumsuz hüküm kurulması gerektiği, tam kusurlu kadın yararına tazminata hükmedilemeyeceği, İlk Derece Mahkemesi kararının diğer yönlerden usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile davalı kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle, kadının maddî, manevî tazminat taleplerinin reddine, diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairemizin 23.01.2024 tarihli kararı ile "Toplanan delillerden ve özellikle davalı kadın tarafından dosyaya sunulan ve erkek tarafından bunların doğruluğuna karşı savunmada bulunulmayan mesaj kayıtları ve fotoğraflardan, tarafların dava tarihinden sonra bir araya geldiği, başka bir anlatımla tarafların, davacı erkeğin açtığı iş bu boşanma davasından sonra barıştıkları sabittir. Böyle bir durumda; eşler, aralarında gerçekleşmiş önceki olayları affetmiş, en azından hoşgörü ile karşılamış sayılmalıdır. Affedilmiş veya hoşgörüyle karşılanmış olaylar taraflara kusur olarak yüklenemeyeceği gibi bu olaylara dayanılarak boşanma kararı verilemez. Hal böyle iken davalı kadına yüklenebilecek bir kusur bulunmadığından davanın kabulü koşulları gerçekleşmemiş olup davanın reddi gerekirken kabulü ile boşanmaya karar verilmesi doğru bulunmamıştır." gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına, davacı erkeğin yoksulluk nafakası ile kişisel ilişkinin süresine yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesince yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararla; davalının istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının tümden kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına, davacının boşanma davasının reddine, ortak çocuklar yararına dava tarihinden itibaren ayrı ayrı aylık 300,00 TL, 19.04.2021 tarihinden itibaren aylık 500,00 TL, İlk Derece Mahkemesi karar tarihi itibariyle aylık 600,00 TL tedbir nafakasının istinaf karar tarihinden geçerli ve hükmün kesinleşmesine kadar devam etmek ve tahsilde tekerrüre sebebiyet vermeyecek şekilde her bir çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına, davalı kadın yararına dava tarihinden itibaren aylık 500,00 TL, İlk Derece Mahkemesi karar tarihinden itibaren aylık 800,00 TL, istinaf karar tarihinden geçerli ve hükmün kesinleşmesine kadar devam etmek ve tahsilde tekerrüre sebebiyet vermeyecek şekilde aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili, tarafların barışmadığını, verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, geliri olan kadın yararına nafakaya hükmedilmesinin de hatalı olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, boşanma davası olup, uyuşmazlık bozma ilamına uygun karar verilip verilmediği, kadın ve çocuklar yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 330 uncu maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.09.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.