Logo

2. Hukuk Dairesi2024/6286 E. 2024/7188 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası sonrasında kadının düğünde takılan ziynet eşyalarının iadesine ilişkin açtığı davada, ziynet eşyalarının varlığının ispat edilip edilmediği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı kadının, ziynet eşyalarının varlığını ve davalı erkek tarafından alındığını ispatlayamaması, tanık beyanlarının yetersizliği ve davalı tanıklarının aksine beyanda bulunması gözetilerek, yerel mahkemenin ziynet alacağına hükmeden kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1363 E., 2023/1757 K.

KARAR : Başvurunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 12. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/277 E., 2020/296 K.

Taraflar arasındaki ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 05.10.2017 tarihinde boşandıklarını, düğünde takılan takıların aynen iadesini, mümkün olmaması halinde bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacının daha önce başka bir Mahkemede dava açtığını, takip etmemesi sebebi ile dosyanın düştüğünü, takıların davacıda olduğunu, davacının talep ettiği kadar takı takılmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacıya dosyaya sunulu listede bulunan takılarn takılmış olduğu hem tanık beyanları hem de bilirkişi raporu ile ispatlanmış olup her ne kadar takıların taşınabilir nitelikleri ve davalı tanıklarının beyanları ile davacıda bulunduğu kabul edilebilir ise de dinlenilen davacı tanıklarının beyanları ile düğünden altı ay sonra davalının annesinin ve davacının takıların davalının annesi tarafından alındığını beyan ettiklerini söylemeleri nedeniyle takıların davacı kadında bulunmadığı bu nedenle davacıya iadesi gerektiği gerekçesi ile davanın kabulü ile 9 adet 22 ayar bilezik, tanesi 10 gr, 2.260,00 TL den toplam: 20.340,00 TL, 7 adet 22 ayar bilezik, tanesi 20gr. 4.520,00 TL den toplam: 31.640,00 TL, 1 adet 22 ayar kelepçe bilezik, 40 gr, 9.040,00 TL, 1 adet 14 ayar fantazi set takım, 22 gr. 4.862,00 TL, 33 adet çeyrek altın, tanesi 395,00 TL den, toplam:13.035,00 TL nin aynen iadesi mümkün ise davalıdan alınarak, davacıya aynen iadesine, mümkün olmaması halinde 49.500,00 TL lık kısmın dava tarihinden, 29.417,00 TL lik kısmın ıslah tarihi 27.02.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili; hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davaya konu ziynetlerin davalı yanında kaldığı, bu ziynetlerin bilirkişi ... tarafından sunulan fotoğraf ve CD.ler incelenerek tespit edildiği, her ne kadar davalı taraf ıslah dilekçesinin tebliğ edilmediğini istinaf sebebi yapmış ise de bu ıslah dilekçesinin 23.06.2020 tarihli duruşmada davalı vekilide hazır iken okunduğu ve taraf vekillerine esasa ilişkin beyan için süre verildiği, davalı vekilinin artık ıslah dilekçesi ve içeriğinden haberi olmadığından ve hukuki dinlenilme hakkının kullandırılmadığından bahsedilemeyeceği, yine davalı vekili her ne kadar daha önce açılan davada davacı yanın iddialarını ispatlayamadığını, bu sebeple davayı takipsiz bıraktığını ve açılmamış sayılmasına karar verildikten sora bu sefer eldeki davayı açmasının hakkaniyete uygun olmadığını, kaldı ki her iki davadaki bilirkişi raporlarının çelişkili olduğunu ve çelişkinin giderilmediğini ileri sürmüş ise de önceki dava dosyasında sunulan tek fotoğraf ile raporun düzenlendiği, dolayısı ile raporlar arasında çelişkiden bahsedilemeyeceği gibi önceki dava dosyasını davalı yanın da takip etmediği, o dava dosyasında verilen takipsiz bırakma ve yenilememe sebebiyle açılmamış sayılma kararının eldeki davanın açılmasını engeller nitelikte kabul edilemeyeceği, Mahkemece terditli davada birincil talep ile birlikte olmazsa ikincil talep yönünden de karar verilmiş ise de; istinaf başvurusunda bulunan tarafın sadece davalı olması karşısında aleyhine karar verilemeyeceğinden işaret edilmesi ile yetinilmesi gerektiği, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içerisinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında hata yapılmadığı, yeterli, denetime açık, hükme elverişli, dosya içeriğine uygun gerekçe ile belirtilen şekilde karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık olmadığı gerekçesi ile davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili; hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

. Uyuşmazlık, davanın kabulü kararının doğru olup olmadığı, ziynet eşyalarının varlığının ispatlanıp ispatlanmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1 ıncı, 2 nci, 6 ncı, 220 nci 222 nci 226 ncı maddeleri.

3.Değerlendirme

1.Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (4721 sayılı Kanun`un 6 ncı maddesi). Kural olarak ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir (6100 sayılık Kanun`un 190 ıncı maddesinin birinci fıkrası)

2. Davacı kadın dava dilekçesi ile düğünde 9 adet 10 gr. 22 ayar bileziğin, 7 adet 22-25 gr. 22 ayar bileziğin, 1 adet kelepçeli 40 gr. 22 ayar bileziğin, 1 adet set takımının, 60 tane çeyrek altının aynen iadesini aynen iadenin mümkün olmaması halinde faizi ile bedelinin iadesini talep etmiştir. Davalı erkek de kadının talep ettiği kadar ziynet takılmadığını ve ziynet eşyalarının davacı kadında olduğunu belirtmiştir.

3. Hayat deneylerine göre olağan olan, bu çeşit eşyanın kadın üzerinde olması ya da evde saklanmış, muhafaza edilmiş bulunmasıdır. Diğer bir deyimle bunların davalı erkeğin zilyetlik ve siyanetine terk edilmiş olması olağana ters düşer. Diğer taraftan, söz konusu eşya rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev’idendir. Onun için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi gizlemesi her zaman mümkündür. Davacı kadın, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, bunların davalı erkek tarafından elinden alındığını ispat yükü altındadır.

4. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davacı kadın tanıklarının beyanlarının kadından duyum şeklinde olduğu, davacı kadının tanık beyanları ile ziynetlerle ilgili iddiasını ispatlayamadığı, davalı erkek tanıklarının, davcı kadının kendilerine '' takılar da paralar da bende, saklasın diye kaynanama mı vereceğim'' dediğini söyledikleri, bu tanıklardan ...`nin kadının dayısının eşi olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında daha öce görülen boşanma davasından da davacı kadının evi terk ettiği anlaşılmaktadır. Davacı kadın yemin deliline de dayanmadığına göre Mahkemece ispatlanmayan ziynet alacağı davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Temyiz peşin harcının istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.