"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1308 E., 2023/2409 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 5. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/287 E., 2022/149 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin kusurlu hareketleri nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 2.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; kadının iddialarını kabul etmediklerini kadının kusurlu hareketleri nedeniyle evilik birliğinin çekilmez hale geldiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadının taznita ve nafaka taleplerinin reddine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; davacıya küfür ve hakaret eden, fotoğraflarını uygunsuz sitelere atacağını söyleyen, dudağını patlatmak suretiyle darp eden, annesine yönelik ithamlarda bulunan, altınları vermeyeceğim süründüreceğim diyen, yine annesinin davacıya yönelik sözlerine ve müdahalelerine sesiz kalan, son yurt dışına gittiğinde davacıdan için aramam kendine çeki düzen versin diyen davalının ağır kusurlu olduğu, davalıyı cimciklemek suretiyle darp eden davacının hafif kusurlu olduğu, evliliğin devamında yarar kalmadığından tarafların boşanmalarına karar vermek gerekmiş, tarafların whatsapp yazışmalarında karşılıklı olan küfür ve hakaretleri, yine yazışmaların tamamı ibraz edilmediğinden ve tarihler net olarak tespit edilemediğinden kusur değerlendirilmesinde dikkate alınmadığı, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesi ile; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına hükmedilen aylık 350,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 750,00 TL olarak devamına ve 750,00 TL yoksulluk nafakasına ve kadın yararına 31.000,00 TL maddî, 31.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur değerlendirmesini, nafaka ve tazminat miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanma talebi hariç olmak üzere kusur değerlendirmesi, kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminatın esası ve miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince davacı kadının, erkeği cimciklemek sureti ile darp ettiği yönüyle kusurlu bulunduğu ancak tanık Yunus'un zamanı belli olmayan bir olaydan bahsettiği görülerek kusur olmaktan çıkartılması gerektiği, kadının erkeğe hakaret ettiği yönüyle kusur verilmemesinin yerinde olduğu, zira tanık Yunus'un bu yöndeki beyanın soyut nitelikte olduğu, davacı kadın tarafından dosyaya sunulan taraflar arasında geçen mesaj kayıtlarına göre de kadının söylemlerinin tepki mahiyetinde olduğu, kadına verilecek bir kusur bulunmadığı, davacı erkeğin kadının dudağını patlatması sebebiyle kusurlu bulunduğu ancak dava dilekçesi ile mesaj kayıtlarına göre af kapsamında kalmakla kusur olmaktan çıkartılması gerektiği, erkeğe verilen diğer kusurların yerinde olduğu, erkeğin ayrıca tanık ... ve mesaj kayıtları ile kadına sürekli küfür ederek evden kovduğu, tanık ...'nın beyanı ile bağımsız konut temin etmediği, kadının ailesine hakaret ettiği, kadını tehdit ettiği yönüyle kusurlu bulunduğu, mesaj kayıtlarının dava tarihinden önce gerçekleştiğinin anlaşılmasına ve erkeğin de herhangi bir itirazının bulunmamasına göre delil olarak değerlendirilmemesinin hatalı bulunduğu anlaşılmakla; kusura yönelik tarafların istinaflarının kısmen kabulü, mesaj kayıtlarının hükme esas alınmamasına dair kadının istinafının kabulü gerektiği, gerçekleşen kusur durumuna göre mahkemenin kusur dağılımı isabetsiz bulunarak, erkeğin tam kusurlu olduğunun tespitiyle boşanma hükmü istinaf edilmeksizin kesinleştiği, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası miktarının düşük olduğu, kadın lehine toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmemesi isabetsiz bulunduğu, davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının yetersiz kaldığı gerekçesiyle tarafların kusura yönelik istinaf taleplerinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince kısmen kabulü ile boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı kadının kusursuz, davalı erkeğin tam kusurlu olduğunun tespitine, davalı erkeğin, davacı kadın için verilen tazminatlara ve tedbir nafakasına yönelik istinaf taleplerinin 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine, davacı kadının tedbir nafakasına ve tazminatlara, tarafların yoksulluk nafakasına yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili hükümlerinin kaldırılarak davacı kadın için dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 350,00 TL takdir edilen ve İlk Derece Mahkemesinin karar tarihi olan 22.02.2022 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 750,00 TL'ye çıkartılan tedbir nafakasının Dairenin karar tarihi olan 07.11.2023 tarihinden itibaren aylık 2.500,00 TL'ye yükseltilerek erkekten alınarak kadına ödenmesine, boşanma hükmünün kesinleşmesiyle birlikte bir defaya mahsus olmak üzere 100.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasının erkekten alınarak kadına ödenmesine, boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 150.000,00 TL maddî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına ödenmesine ve 150.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına ödenmesine karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur tespiti, kadın lehine hükmedilen tazminatların ve nafakanın esası ve miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına nafaka ve tazminat takdirinin ve miktarlarının isabetli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanunu’nun 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci ve 176 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.