"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/574 E., 2024/678 K.
KARAR : Bozmaya uyularak hüküm tesisi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin kararının maddî tazminat yönünden bozulmasına-bozma kapsamı dışında kalan yönlerden onanmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadın yararına 100.000,00 TL maddî tazminata karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; 08.12.2010 tarihinde Küçükçekmece 1. Aile Mahkemesi'nde boşanma davası açtığını, bu davanın 30.09.2010 tarihinde açılan nafaka davası ile birleştirildiğini ve 17.09.2013 tarihinde reddedildiğini, anılan kararın 09.10.2013 tarihinde kesinleştiğini, boşanma davası açıldıktan itibaren 7 yıl, kararın kesinleşmesinden itibaren 4 yıldan fazla bir zaman geçmesine rağmen tarafların arasında uzlaşma olmadığını, ortak hayatın yeniden kurulamadığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı erkeğin belirttiği fiili ayrılık süresinin gerçekleşmediğini, erkeğin barışma yönünde girişimlerinin olduğunu, köye dönmeye ikna etmeye çalıştığını, tarafların halen birlikte olduklarını, dolayısıyla fiili ayrılığın kesintiye uğradığını, davacının içki ve kumar düşkünlüğü olduğunu, en küçük şeylerden bile sorun çıkartıp davalı eşine şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, eşi ve çocuklarından önce kardeşlerini düşündüğünü, eşinin ve çocuklarının hiçbir ihtiyaç ve giderlerini karşılamadığını haksız olarak ortak konutu terk ettiğini ileri sürerek davanın reddine, aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesi’nin Birinci Kararı
1.İlk Derece Mahkemesi’nin 22.06.2018 tarih ve 2017/497 Esas, 2018/381 Karar sayılı kararı ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, kadının nafaka ve tazminat taleplerinin şartlarının oluşmaması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili hükmün tümü yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
3.Bölge Adliye Mahkemesinin 24.11.2020 tarih ve 2018/2613 Esas, 2020/1399 Karar sayılı kararı ile ön inceleme duruşmasının usulüne uygun yapılmadığı ve nafaka ile tazminat talepleri yönünden gerekçe ve hüküm arasında çelişki yaratıldığı gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (3) numaralı alt bendi gereğince davalının istinaf başvurusunun kabulü ile esası incelenmeden İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, açıklandığı şekilde davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma nedenine göre, davalının sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B.İlk Derece Mahkemesi’nin İkinci Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin 09.04.2021tarih ve 2020/313 Esas, 2021/86 Karar sayılı kararı ile daha önce açılarak reddedilen davanın kesinleşme tarihinden itibaren bu dava tarihine kadar 3 yıldan fazla süre geçtiği, kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamadığı gerekçesiyle tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereğince boşanmalarına, kadının tazminat taleplerinin reddine, kadın yararına aylık 400,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesine karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili hükmün tümü yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
3.Bölge Adliye Mahkemesinin 13.04.2022 tarih ve 2021/1119 Esas, 2022/544 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince gerekçeli kararda yoksulluk nafakasının koşulları oluşmadığından reddine karar vermek gerekmiştir şeklinde yazılıp kısa karar ve hükümde ise aylık 400,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, bu şekilde kısa karar ve hüküm ile gerekçe arasında çelişki yaratıldığı; yine Mahkemece davalı kadının maddî manevî tazminat ve nafaka taleplerinin ret gerekçeleri ve boşanma davasındaki kusurlarının kararda gösterilmediği gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, esası incelenmeden İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma nedenine göre, davalının sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
E. İlk Derece Mahkemesi’nin Üçüncü Kararı
İlk Derece Mahkemesi’nin 01.02.2023 tarihli, 2022/221 E., 2023/53 K. Sayılı kararı ile 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrasının koşullarının oluştuğu; erkeğin açmış olduğu boşanma davasında, taraflar arasındaki aile birliğinin temelinden sarsılmasında davacı erkeğin kardeşlerinin de tesiri ile tam ve ağır kusurlu olduğu, davalı kadına kusur atfının mümkün olmadığı sonucuna varıldığı; kadının herhangi bir geliri olmayan, sosyal yardım ile geçindiği; boşanmaya neden olan olaylarda kusuru tespit edilemeyen davalı kadının boşanma ile mevcut ve beklenen menfaatlerinin zarar göreceği, boşanmaya neden olan olayların davalı kadının kişilik hakları ve vücut bütünlüğüne ihlal niteliğinde olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 75.000,00 TL maddî ve 75.000,00 TL manevî tazminata, tazminatların dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 06.07.2023 tarihli ve E 2023/839 Esas, 2023/932 Karar sayılı kararıyla; davalı kadının cevap dilekçesinde faiz talebinde bulunmamasına rağmen davalının tazminat taleplerine dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin hatalı olduğu ancak erkeğin faizin kaldırılması değil kesinleşmeden itibaren faize hükmedilmesi yönünde istinafı bulunduğu; İlk Derece Mahkemesince erkeğe manevî tazminat takdirinde kusur olarak yüklenilen kardeşlerinin de tesiri ile vakıasının manevî tazminatı gerektirir eylem olmadığı, kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci alt bendi gereğince davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadının manevî tazminat talebinin reddine, kadın yararına hükmedilen maddî tazminata uygulanan boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren faize hükmedilmesine; davalı kadın vekilinin tüm, davacı erkek vekilinin diğer itirazlarına konu istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 21.02.2024 tarihli kararı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî tazminatın az olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına, davalı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadın yararına boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren faiziyle 100.000,00 TL maddî tazminata karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur, maddî tazminat ve miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bozma ilamının gereğinin yerine getirilip getirilmediği, kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazının incelinip incelenemeyeceği, noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesinin birinci fıkrası,
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu , kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine karardan bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.