Logo

2. Hukuk Dairesi2024/640 E. 2024/8059 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında kusurun belirlenmesi, maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu değerlendirilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2500 E., 2023/1929 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : İskenderun 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/194 E., 2021/310 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; aralarında mizaç uyumsuzluğu olduğunu, kadının psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığını, sürekli hakaret ettiğini, hiçbir sorumluluğunu yerine getirmediğini, aşağılayıcı ve küçük düşürücü sözler söylediğini, kötü muamelede bulunduğunu, salgın döneminde kapının kilidinin değiştirip erkeği eve almadığını iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebi ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ...'in velâyetinin babaya verilmesine, yasal faizi ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin ekonomik ve psikolojik şiddet uyguladığını, erkeğin sıklıkla alkol aldığını, ortak çocuğun tedavisi ile ilgilenmediğini ve tedavi masraflarını karşılamadığını, erkeğin başka bir kadının evinde kaldığını, sadakatsiz davrandığını, erkeğin evi terk ettiğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, evin ve çocukların ihtiyaçlarını karşılamadığını, evlilik boyunca borçlar yapıp krediler çektiğini, küfürler ettiğini, tehditte bulunduğunu iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebi ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ...'in velâyetinin anneye verilmesine, aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile evlilik birliği içerisinde erkeğin alkol alışkanlığının olduğu, erkeğin alkol aldığı zamanlarda ayakta duramayacak hale gelmesi nedeniyle arkadaşları tarafından eve bırakıldığına dair birden fazla tanığın anlatımının bulunduğu, evlilik birliği içerisinde davacının devamlı olarak kadına yönelik küfür ve hakaret içerikli sözler söylediği, tarafların ortak çocuklarının ameliyatı esnasında arayıp sormadığı, yeterli maddî destekte bulunmadığı, kadının ve ortak çocukların bir gece boyunca erkeğe uluşamadıkları, tanık F. B.'ın erkeğin telefon konuşması sırasında kendisine bir kadının yanında kaldığını söylediğine ilişkin anlatımlarının bulunduğu, ertesi gün erkeğin eve gelerek eşyalarını topladığı ve evi terk ettiği bu nedenle erkeğin evlilik birliği içerisinde üzerine düşen maddî ve manevî sorumluklarını gereği gibi yerine getirmediği, her ne kadar erkeğin, kadının evlilikleri süresince kendisine hakaret ettiğini, aşağılayıcı sözler söylediği, kapının kilidini değiştirerek eve girmesini engellediğini ve eşyalarını komşusuna bıraktığı vakıalarını ileri sürerek boşanmalarına karar verilmesini talep etmiş ise de; tanık F.'nın erkeğin talebi üzerine kadının eşyaların kendisine bıraktığına ilişkin beyanının bulunduğu, aksinin erkek tarafından kanıtlamadığı, kadının erkeğe hakaret ettiğine ve aşağılayıcı sözler söylediğine yönelik somut bir delilin bulunmadığı, tanık G.'in beyanında babasının evi terk etmesinden sonra endişe duydukları için kapı kilidi değiştirdiklerini beyan ettiği, tanıklar B., F. ve T.'nın da birbirleriyle örtüşen beyanlarında bu hususu doğruladıkları, erkeğin kabul edilen evi terk eyleminden sonra ortak konuta dönmek istediğine ve girişinin engellendiğine dair dosyada mevcut bir delilin bulunmadığı, bu haliyle salt evin kilidinin değiştirilmesi vakıasının davalıya kusur olarak yüklenemeyeceği ve davacının dilekçelerin teati aşamasında ileri sürmüş olduğu vakıaları ispatlayamadığı, kadına yüklenebilecek bir kusur belirlenemediği gerekçesi ile asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında şahsi ilişki tesisine, ortak çocuk için aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın için 10.000,00 TL maddî ve 8.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı- karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı taraf ve ortak çocukların , müşterek hanenin anahtarını değiştirerek aslında erkeğe karşı kötü muamele suçunu işledikleri sabit iken erkeğe kusur atfedilmesini kabul etmediklerini, kadının dava dilekçesindeki iddialarını ispatlayamadığını belirterek, kusur belirlemesi, asıl davanın reddi, karşı davada kadın ve çocuk yararına kabul edilen nafakalar ve kadın yararına kabul edilen tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı- karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; nafaka ve tazminat miktarlarının düşük olduğunu belirterek, kabul edilen nafaka miktarları ile tazminat miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kadın tanığı G.'in " babam anneme küfür ve hakaret içerikli sözler söylerdi " şeklindeki beyanının hakarete ilişkin kelimelerin nelerden ibaret olduğuna dair açıklama içermemesi nedeniyle soyut olduğu ve dosya içesinde hakaret vakasına ilişkin başkaca delil de bulunmadığı, böylece ilk derece mahkemesince erkeğe yüklenen hakaret kusurunun gerçekleşmediği ancak ilk derece mahkemesince erkek açısından kabul edilen diğer kusurların gerçekleştiği, erkeğin tam kusurlu olduğu sonucunun değişmeyeceği, kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarları ve yoksulluk nafakası miktarının az olduğu, yaşı küçük ortak çocuk ...'in yargılama sırasında ergin olduğu, tarafların iştirak nafakasına yönelik istinaf başvurularının konusuz kaldığı gerekçesi ile tarafların iştirak nafakasına yönelik istinaf başvurularının konusuz kalması nedeniyle bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, davacı- karşı davalı erkeğin kusur belirlemesine, davalı-karşı davacı kadının maddî ve manevî tazminatlar ile yoksulluk nafakasına yönelik istinaf başvurusunun ayrı ayrı kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili kısımlarının kaldırılmasına, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına esas olaylarda davacı-karşı davalı erkeğin tam kusurlu, davalı- karşı davacı kadının kusurunun olmadığının tespitine, kadın yararına 70.000,00 TL maddî ve 60.000,00 TL manevî tazminata, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı- karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, kabul edilen tazminatlar ve kadın yararına hükmedilen nafakalar yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, kadından kaynaklanan kusurlu bir davranışın ispatlanıp ispatlamadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası verilmesinin yasal şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

31.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.