Logo

2. Hukuk Dairesi2024/6411 E. 2024/7548 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bozma ilamına uygun olarak verilen boşanma kararında, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve manevi tazminat yönünden hüküm kurulmasının doğru olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bozma kararında belirtilen hususlar doğrultusunda tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü, kadına yoksulluk nafakası bağlanması ve eşit kusur nedeniyle erkeğin manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesinin bozma ilamına uygun olduğu ve kesinleşen hususlara yönelik temyiz itirazlarının incelenemeyeceği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/251 E., 2024/537 K.

KARAR : Bozmaya uyularak hüküm kurma

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesinin kararının kısmen bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; tarafların eşit kusurlu olduğu şeklinde gerekçenin düzeltilmesine, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine, kadın yararına aylık 400,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin, kadını sürekli evden kovduğunu, küfür ve hakaretler ettiğini, sık sık eve içkili olarak geç saatlerde geldiğini, daha sonra arkadaşları ile Batum'a seyahate giderek Batum'da bir haftaya yakın kaldığını ve başka bir kadınla birlikte olduğunu, bu birlikteliği süresinde samimi fotoğraflar çekildiğini, bunun gibi bir çok güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu, en son şiddet uyguladığını ve müvekkilin ailesine "gelin kızını alın" dediğini belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, ortak çocuklar lehine 600,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili için aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, faizi ile 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı karşı davacı erkek vekili cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; kadının evlilik birliği içerisinde yabancı bir erkekle samimi görüşmeler yaptığını, çocukları müvekkiline göstermediğini, küfür ve hakaretler ettiğini, evlilik birliği içesinde üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, müvekkilin ailesine hoşnutsuz davrandığını belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuklar lehine 500,00'er TL iştirak nafakasına, faiziyle 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 30.06.2020 tarihli kararıyla, her iki tarafın da şiddetli geçimsizliğe sebebiyet verecek hakaretamiz aşağılayıcı söz ve davranışlarda bulundukları, sürekli ve sık sık tartıştıkları, her iki tarafın da güven sarsıcı davranışta bulunduğu, bu suretle tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen boşanma davalarının kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin davacı karşı davalı anneye verilmesine, baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 250,00 TL tedbir ve 400,00 TL iştirak nafakasına, davacı karşı davalı lehine hükmolunan aylık 250,00 TL tedbir, 400,00 TL yoksulluk nafakasına, tarafların manevî tazminat talebinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı karşı davacı erkek vekili "kadının davasının kabulü, kusur tespiti, velâyet, davacı karşı davalı lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile davalı-karşı davacının manevî tazminat talebinin reddi kararı" yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 13.12.2022 tarihli kararı ile, kadına yüklenen kusurlu davranışların istinaf edilmeyerek kesinlik kazandığı, erkeğe de yeni bir kusur yüklenemeyeceği, erkeğin bir kadının uygunsuz resimlerini sosyal medyada paylaştığı ve güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu iddia edilmiş ise de bu iddia dilekçeler teatisi aşamasında ileri sürülmediği gibi sunulan fotoğrafların da delil olarak belirtilmediği, davalı karşı davacının kusur tespitine ilişkin istinaf talebinin kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kadının ağır, erkeğin az kusurlu olduğu şeklinde düzeltilmesine, kadının dilekçeler teatisi aşamasında yoksulluk nafakası talebinde bulunmadığı halde lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğu, erkeğin belirtilen kusurlu davranışları nedeniyle kişilik hakları ihlal edildiğinden manevî tazminat talebinin kabulü gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, belirtilerek bu yönlere ilişkin istinaf talebinin kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının buna ilişkin kısmının kaldırılmasına, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilik süresi, yaşları ve tazminata esas fiillerin niteliği dikkate alınarak davalı karşı davacı lehine 8.000,00 TL manevî tazminata, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, sair istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı karşı davalı kadın vekili "kusur belirlemesi, erkek lehine hükmedilen manevî tazminat ve reddedilen yoksulluk nafakası talebi" yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 10.01.2024 tarihli kararı ile "tarafların mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında, erkeğin de güven sarsıcı davranışta bulunduğu, kadının dava dilekçesinde bu vakıaya açıkça dayandığı, buna dair fotoğraflarının olduğunu söylediği, bu durumda; boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen olaylarda, eşine hakaret eden ve güven sarsıcı davranışta bulunan erkek ile eşine hakaret eden ve güven sarsıcı davranışta bulunan kadın eşit kusurlu olup yanılgılı değerlendirme sonucu kadının erkeğe nazaran daha ağır kusurlu olduğunun kabulünün, bu hatalı kusur belirlemesine göre erkek yararına manevî tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu, 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi koşullarının somut olayda da kadın yararına gerçekleştiği ve kadın yararına uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği belirtilerek hükmün kusur belirlemesi, erkek lehine hükmedilen manevî tazminat ve kadının yoksulluk nafakası talebi yönünden bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin ise onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı karşı davacı erkeğin kusur tespitine, yoksulluk nafakasına ve manevî tazminata yönelik istinaf talebinin reddine, karar gerekçesinin tarafların eşit kusurlu olduğu şeklinde düzeltilmesine, kadın lehine aylık 400.00 TL yoksulluk nafakasına, eşit kusur nedeniyle davalı karşı davacı erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile erkeğin reddedilen manevî tazminat talebi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, bozma ilamının gereğinin yerine getirilip getirilmediği, kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazının incelinip incelenemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci ve 176 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı karşı davacı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.