Logo

2. Hukuk Dairesi2024/654 E. 2024/7993 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmanın kabulü, kusur, nafaka ve tazminat miktarlarının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı değerlendirilerek, istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2339 E., 2023/2980 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ayancık Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2022/291 E., 2023/137 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; bu evliliğin karşı tarafın üçüncü, davalı ile yaklaşık 37 yıllık evliliği olduğunu, bu evlilikten ortak ve hepsi reşit olan 3 çocukları olduğunu, tarafının bir eş olarak üzerine düşen tüm sorumlulukları yerine getirmesine rağmen, evlilik sonrası davalının tarafına karşı olumsuz kişiliğinin son yıllarda ortaya çıktığını, bu husuşta da tarafınca Ayancık Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi Hakimliğinde 2020/54 Esas sayılı doşya ile yardım nafakası talebinde bulunmak için dava açıldığını, davanın lehine 18.06.2021 tarihinde Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 2021/928 Esas 2021/1845 Karar sayılı ilamı ile sonuçlanarak kesinleştiğini, davalının 18.01.2020 tarihinde cezaevinden çıktıktan sonnra değiştiğini, tarafına ve çocuklarına saldırgan bir tavır göstermeye başladığını, hakaretler ettiğini ve bu yaşananlarının sürekli devam etmesi üzerine tarafınca 2020 yılında Ayancık İlçe Emniyet Müdürlüğüne şikayette bulunulmuş ve davalı eşin 1 ay uzaklaştırma kararı aldığını, davalı ile iki buçuk yıldır ayrı yaşadıklarını, davalının ne tarafinı ne de çocuklarını arayıp sorduğunu, bir baba ve eş olarak sorumluluklarını yerine getirmediğini, bağlanan nafaka dışında geliri olmadığını, oturduğu evin kira olduğunu, çocuklarının ve eş dostun yardımı ile geçindiği, davalı eşin gösterdiği hakaret, tehdit, kötü davranış ve bu gibi eylemlerin tarafını maddî ve manevî olarak çöküntüye uğrattığını ve yıprattığını belirterek davalı eş ile evlilik birliğini devam ettirme durum ve ihtimali kalmadığından şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanmalarına, 3.000,00 TL tedbir daha sonradan yoksulluk nafakası 75.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın iddiası, davalı kocanın cezaevinden çıktıktan sonra kendisi ve ailesi ile madden ilgilenmediği, hakaret tehdit vb tutum ve davranışları nedeniyle geçimsizliğe bağlı olarak boşanmayı talep etmekte ise de; davacı yanın aşağıda da izah edilecek ceza davasına konu iddia edeniyle; koruma tedbirleri kapsamında 06.03.2020 tarihinden bu yana evden ayrı yaşamak zorunda kaldığını, uzaklaştırma kararı sona ermesine karşılık tarafların bir araya gelme imkanı olmadığını, davacı eş ve çocukları tarafından davalının eve dönmesinin engellendiğini, davalı da bu nedenle kendine ayrı bir ev tutarak ayrı yaşamaya mecbur kaldığını, evden uzaklaştırma kararı sonrasın da yani 06.03.2020 tarihinden bu yana tarafların birbirleri ile hiç bir teması da olmadığını, olayların başlangıcı olan 01.03.2020 tarihinde, davalı ile oğlu arasında tehdit iddiasına bağlı olarak görülen Ayancık Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2020/206 E. ve 2020/349 K. sayılı davasında, davalı sanık olarak yargılandığını, neticeten hakkında beraat kararı verildiğini, dava konusu olayın davalının ceza evinden çıkması sonrasında, geçim kaynağı olan ticari taksinin oğlu tarafından alıkonulması sebebiyle aralarında yaşanan tartışma nedenli olup, davacı eş ve davacının kızı, davalı baba aleyhine tanıklık yapmış ise de; aralarında husumet bulunması nedeniyle tanıklıklarına itibar edilmeyerek beraat kararı verildiğini ve kararın istinaf ilamı kesinleştiğini, bir diğer olayın ise 05.03.2020 tarihinde davacı ile birlikte oğlu ..., kızı ...'nın davalı hakkında yine tehdit suçlaması ile şikayette bulunmaları sonrasında Ayancık Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2020/155 E. ve 2020/325 K. sayılı dava dosyasında hakkında yine beraat kararı verildiğini, dava konusu olayda yine davalının kendilerini tehdit ettiği ise de davacı ve çocuklarının davacı hakkındaki iddialarının isnat seviyesinde kaldığı, iddia olunan vaka esnasında davacının olay mahallinde dahi olmadığı, oğlu ... ile araç içinde tartıştıkları ve oğlunun davalı babaya karşı yakasından tutarak silkelediği, davalının ceza evinde olduğu zaman zarfında oğlunun kredi kartını borca batırdığı, bu durum üzerine davalının oğlundan kredi kartı ve maaş kartını geri vermesini istemesi üzerine yaşandığının anlaşıldığı, davalı hakkında verilen beraat kararının da istinaf ilamı ile kesinleştiğinin görüldüğünü, davalının oğlu ...'ın, davalıya ait ticari aracı 6 ay süre ile elinde tuttuğunu, davalı babasına teslim etmediğini, araç bir nedenden dolayı emniyet tarafından bağlandıktan sonra müvekkile teslim edilebildiğini, davalının evden uzaklaştırıldıktan sonra İlk 5 ay ablası ...'in yanında misafir olarak kaldığını, daha sonrasında da kendi adına ev kiralayarak bu güne kadar bir başına yaşamaya devam ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'unun166/1 nci maddesi gereğince boşanmalarına, davacı kadının tedbir nafakası talebinin kısmen kabulü ile, Ayancık Aile Mahkemesi'nin 2020/54 Esas 2021/21 Karar sayılı ilamı ve Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi'nin 2021/928 Esas 2021/1845 sayılı ilamıyla verilen tedbir nafakasıyla tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydıyla dava tarihinden boşanma hükmü kesinleşinceye kadar 1.000,00 TL tedbir nafakasının davalı erkekten alınarak alınarak davacı kadına verilmesine, davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin kısmen kabulü ile, boşanmaya ilişkin karar kesinleştikten sonra aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakasının davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, davacı kadının maddî ve manevî tazminat isteminin kısmen kabulü ile 30.000,00 TL maddi, 30.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, karar verilmişti.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın tamamı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davalı erkek vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu beyanla kararın tamamı yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakaların koşul ve miktarlarının yerinde olup olmadığı, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci ve 176 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.