"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/1309 E., 2024/1531 K.
KARAR : Bozmaya uyularak hüküm tesisi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve erkek yararına hükmedilen tazminatlar yönünden bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davacı karşı davalı erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı karşı davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının ve ailesinin müvekkili ve ailesine türlü hakaretlerde bulunduğunu, beddualar ettiklerini ve tehditler savurduklarını, kadının müvekkiline cinsel şiddet uyguladığını, cinsel birliktelik için baskı yaptığını, müvekkilinin kısa süren evlilik süresinde, evliliği kurtarmak adına ve eşi ile birlikte mutlu bir hayat için elinden gelen her şeyi yerine getirdiğini, kadının ise müvekkile karşı devamlı olarak agresif tutum sergilediğini, evlilik birliğini sürdürme konusunda herhangi bir katkı sağlayamadığını, evlilik süresi içerisinde devamlı fedakarlık yapan tarafın müvekkili olduğunu, müvekkilinin sarf ettiği tüm çaba ve gayrete rağmen evliliği kurtaramadığını iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına 30.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı erkeğin dava dilekçesindeki iddialarının doğru olmadığını, erkeğin ailesinin müvekkiline hakaret ve kötü sözler söylediklerini ve erkeğin bu sözlere rağmen müvekkilini korumadığını, acele ile nişan törenlerinin yapıldığını, erkeğin psikolojisinin yerinde olmadığını müvekkilini kandırdığını, telefonunda pornografik görüntüler olduğunu, erkek eş ve ailesinin amaçlarının düğün yapmak değil maddî kaygılar olduğunu, maddî kaygılar nedeniyle düğünü aceleye getirdiklerini, ailesinin ağır hakaret ve küfürlerine maruz kaldığını, cinsel şiddet uyguladığını, "...ailem seni istemiyor, senin yüzünden onlar bana kızdı, boşayacağım seni, anlaşmalı boşanacaksın, hiç bir şey istemeyeceksin, ailene anlatmayacaksın, seni arabadan yolun kenarına atarım..." şeklinde tehdit ve onur kırıcı sözler söylediğini, düğün yaparak elde edecekleri geliri toplamak amacında olduklarını gösterdiğini, yaşanan bu durumun hayatı alt üst edilen müvekkilinde ciddi psikolojik travmalara sebep olduğunu, müvekkilinin gerçek bir evlilik yaptığını sandığını, ancak iki hafta içerisinde açılan boşanma davasının da gösterdiği gibi müvekkilinin aslında kurmaca bir evliğin her ne kadar nikah kıyılsa da içeriğinde evliği oluşturan manevî donanımlar olmaksızın, sadece imza atmak suretiyle, ısrar ve acelecilik ile iradesi yanıltılarak, yaptığı bu evlilikten dolayı mağdur edildiğini iddia ederek, erkeğin davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 500.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 13.10.2022 tarihli ve 2021/459 Esas, 2022/858 Karar sayılı kararıyla; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların resmi nikahlı olarak evli oldukları, düğün yapılmamış olması sebebiyle bir arada yaşamadıkları, kadının; eşini, ailesi ve kendisi arasında seçim yapmaya zorlayarak boşanmakla tehdit ettiği, eşinin annesine "paragöz ve orospu" diyerek saygısızca ve hakaret içerikli sözler sarf ettiği, yine eşine "orospu çocuğu" diyerek hakaret ettiği, nikahtan sonra eşinin ailesinin yaşadığı köye gelen kadının eşinin ailesinin yediğini, içtiğini ve köy yaşantısını beğenmeyip aşağıladığı, agresif yapıda olması sebebiyle ani çıkışlar yaptığı, kadının dava dilekçesinde eşine karşı bir kısım izafelerde bulunmuş ise de eşine karşı izafe ettiği kusurları bizzat bilgi ve görgüye dayalı tanık anlatımları yahut başkaca delilleriyle ispat edemediği, erkek eşin kusursuz olduğu, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde kadının tam kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan erkek eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, tam kusurlu kadının tazminata hak kazanamayacağı gerekçesi ile; karşı davanın reddine, asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakası 26.05.2022 tarihinden boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar 700,00 TL olarak devamına, kadın eşin yoksulluk nafakası talebinin reddine, erkek yararına 5.000,00 TL maddî, 5.000,00 TL manevî tazminata ve kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı karşı davacı kadın vekili; her iki dava ve ferileri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 15.02.2023 tarihli ve 2022/3760 Esas, 2023/475 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince, davacı -davalı erkeğe kusur izafe edilmemiş ise de dosya kapsamı ve dinlenen tanık Neriman'ın beyanına göre "erkek eşin kendisinin ve ailesinin kadını istemedikleri" yönünde beyanda bulunduğu bu olayın erkeğe kusur olarak izafe edilmesi gerektiği, bunun yanında boşanmaya sebebiyet veren olaylarda İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlarına göre kadının ağır, erkeğin hafif kusurlu olduğu, istinafa konu sair yönlerden kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile; kadının kusur belirlemesine ve kendi davasının reddine yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile kusur gerekçesinin düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davalı- davacı kadın kendini vekil ile temsil ettiğinden kadın yararına vekâlet ücreti hükmedilmesine, davalı-davacı kadının diğer yönlere ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı karşı davacı kadın vekili; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminatlar, reddedilen tazminat talepleri, nafakalar yönünden, davacı karşı davalı erkek vekili kadının davasının kabulü, kadının ve müvekkilinin tazminat taleplerinin belirsizliği yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemizin 14.03.2024 tarihli 2023/4104 Esas 2024/1802 Karar sayılı kararı ile; davalı karşı davacı kadına, kusur olarak yüklenen "agresif yapıda olması sebebiyle ani çıkışlar yaptığı" maddî vakıasının hangi olaya mahsus olarak yüklendiği hususunun gerekçelendirilmediği, 4 günlük kısa evlilik birliği süresince bir defaya mahsus, yaşanılan zamana ve yere mahsus hareketin kusur olarak yüklenmesinin doğru olmadığı, bunun yanında resmi nikahlarının kıyılmasından kısa bir süre sonra erkek eşin annesinin rahatsızlığından bahisle davacı kadını ailesinin yanına bırakıp gittiği, kadının annesinin, erkek eşi araması sonucu "kendisinin ve ailesinin kadını istemediklerini" öğrendiği, kadının ailesinin tarafları barıştırmak için gayret sarf ettiği ancak erkek eşin "yüzüm yok, karşınıza çıkamam" şeklinde söylemde bulunarak evlilik birliğinin devamı için mücadele sarf etmediği, o halde erkek eşe, evlilik birliğinin devamı için çaba sarf etmemesi, kadını ailesinin yanına bırakarak gitmesinin kusur olarak yüklenmemesinin doğru bulunmadığı, tarafların kabul edilen ve gerçekleşen kusur durumlarına göre, boşanmaya sebep olan olaylarda eşini, ailesi ve kendisi arasında seçim yapmaya zorlayarak boşanmakla tehdit eden, eşinin annesine ve erkeğe hakaret içerikli sözler söyleyen, erkeğin ailesini aşağılayan kadın ile babasının yanına çeşitli bahanelerle kadını bırakıp giderek evlilik birliğinin devamı için mücadele sarf etmeyen, kendisi ve ailesinin kadını istemediklerini söylen erkeğin eşit kusurlu olduklarının kabulü gerektiği, hal böyle iken Bölge Adliye Mahkemesince kadının ağır kusurlu olduğu yönünde yapılan kusur belirlemesinin doğru görülmediği, tarafların boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit derecede kusurlu oldukları, boşanma sonucu maddî ve manevî tazminata hükmedilebilmesi için tazminat yükümlüsünün kusurlu, tazminat talep eden eşin ise kusursuz veya diğerine göre daha az kusurlu olması gerektiği, eşit kusurlu eş yararına tazminata hükmedilemeyeceği, hal böyle iken Bölge Adliye Mahkemesince davalı karşı davacı kadının, davacı karşı davalı erkeğe nazaran ağır kusurlu olduğunun kabulü ve bu hatalı kusur belirlemesine göre erkek yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve erkek yararına hükmedilen tazminatlar yönünden bozulmasına, davacı karşı davalı erkek eşin tüm; davalı karşı davacı kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamına uyularak kesinleşen konularda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, kararın kusur belirlemesine ilişkin gerekçesinin "boşanmaya sebep olan olaylarda eşini, ailesi ve kendisi arasında seçim yapmaya zorlayarak boşanmakla tehdit eden, eşinin annesine ve erkeğe hakaret içerikli sözler söyleyen, erkeğin ailesini aşağılayan kadın ile babasının yanına çeşitli bahanelerle kadını bırakıp giderek evlilik birliğinin devamı için mücadele sarf etmeyen, kendisi ve ailesinin kadını istemediklerini söylen erkeğin eşit kusurlu oldukları" şeklinde düzeltilmesine, davacı karşı davalı erkeğin maddi ve manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı karşı davacı kadın vekili; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka taleplerinin reddi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, uyulan bozma ilamı uyarınca karar verilip verilmediği, kesinleşen yönlere ilişkin inceleme yapılıp yapılmayacağı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi .
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı-karşı davacı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Ayşe'ye yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.