Logo

2. Hukuk Dairesi2024/659 E. 2024/7721 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, kadın yararına maddi ve manevi tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/922 E., 2023/2209 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Altıntaş Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2019/23 E., 2021/17 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davacı kadının evlendikleri günden itibaren psikolojik şiddet, aşağılama, tehdit ve hakaretlere maruz kaldığını, erkeğin kadını psikolojik bir sömürü altına aldığını, insan yerine koymadığını ve defalarca evden atma girişiminde bulunduğunu, sağlık sorunlarını ciddiye almadığını, ortak çocuk dünyaya geldiğinde davalı erkeğin ilk tepkisinin, "çocuk benden mi?", olduğunu, kadının onur ve gururunu kırıcı, namusuna laf uzatan şekilde ifadelerde bulunduğunu, erkeğin kadın ile aynı yatakta yatmayıp onunla birlikte uyumadığını, kadını eşi olarak görmediğini ve iğrendiğini söylediğini, kadının ailesine karşı hakaret ve tehditlerde bulunup onları istemediğini dile getirdiğini, erkeğin ailesinin de kadına hakaretlerde ve tehditlerde bulunduğunu ve anlamsız hitap şekilleriyle çağırdıklarını, davalı erkeğin ise tüm bunlara sessiz kaldığını, ayrıca erkeğin fiziksel şiddet uyguladığını ve bu konuda kesinleşmiş cezası bulunduğunu, erkeğin kadını defalarca zorla tersten ilişkiye zorladığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 162 nci ve 166 ncı maddesinin birici fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, kadın yararına 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, ortak çocuk için 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, davalı erkeğin ilk evliliğinden bir çocuğu bulunduğunu ve taraflar ile birlikte kaldığını, çocuğun okulundan erkeği arayıp çocuğun yüzünde morluk olduğunun söylendiği, davalı erkeğin okula gittiğini ve çocuğun yüzünde el izi şeklinde morluk olduğunu gördüğünü, erkeğin çocuğa sorduğunda çocuğun geçiştirdiğini, ancak iki gün sonra çocuğun babasına davacı kadının kendisini dövdüğünü, korktuğu içi bir şey söylediğini beyan ettiğini, davalı erkeğin bu durumu davacı kadına sorduğunda kadının ablasını aradığını ve kendisini götürmesini istediğini, evden ayrılırken de polise gittiğini, ancak bu olay sonrasında tarafların barışıp tekrar birlikte yaşadıklarını, aradan biraz zaman geçince davacı kadının davalı erkeğin çocuğuna tekrar şiddet uygulayıp hor gördüğünü, soğuk su ile yıkadığını, odaya kitlediğini, davacı kadının davalı erkeğe de hakaret ve aşağılayıcı söylemlerde bulunduğunu, bunun üzerine tartıştıklarını, eve polislerin geldiğini ve erkeğin yargılanıp ceza aldığını, bu olaydan sonra tarafların tekrar barıştıklarını ve iki yıl daha evliliklerinin devam ettiğini, ancak davacı kadının davalı erkeğin çocuğuna karşı tutum ve davranışlarının devam ettiğini beyan ederek tarafların boşanmalarına, davacı kadının nafaka ve tazminat taleplerinin reddine, erkek lehine 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların evlilik birliğinin olmazsa olmaz unsuru olan saygı ve sevgi çerçevesinde tavırları olmadığı, birbirlerine hakaret ettikleri, gerek davacının gerek davalının kan bağı ve yakınlıkları olan akrabaları ile görüşmesi hususunda sürekli sorun çıkardığı, her ne kadar af ve barışma söz konusu olduğundan davalı erkeğin davacı kadına yönelik yaralama fiili ve davacı kadının erkeğin ilk evliğinden olma çocuğa uyguladığı şiddet taraflara kusur olarak yüklenmemiş olsa da, bu olaylar evliliğin genel hali ve evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı, tarafların ortak hayatı sürdürebilme imkanı bulunup bulunmadığı hususlarında kanaat oluşturduğu ve tarafların olayların akışı karşısında eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinni birinci fıkrası uyarınca, boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk lehine 400,00 TL iştirak nafakasına, davacı kadın lehine 500,00 TL yoksulluk nafakasına, davacı kadının ve davalı erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde, kararının kusur belirlemesi ile maddî ve manevî tazminat yönünden kaldırılması istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, kabule göre; davacının, 4721 sayılı Kanun 162 nci maddesine dayalı boşanma talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmamasının ve takdir edilen iştirak ve yoksulluk nafakasının hangi taraftan alınıp hangi tarafa verileceği belirtilmeyerek, infazda karışıklığa sebebiyet verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, ancak bu hususlar istinaf edilmediğinden, usuli kazanılmış hak nedeniyle eleştirilmesi gerektiği gerekçesi ile davalı kadının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde kararının kusur belirlemesi ile maddî ve manevî tazminat yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kusur tespiti, davacı kadın yararına maddî ve manevî tazminat koşulları oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.