"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/272 E., 2024/573 K.
KARAR : Bozma ilamına uyularak yeniden esas hakkında hüküm kurulması
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; yargılama gideri ve vekalet ücretine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalının evlilik birliğinden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, yemek ve temizlik yapmadığını, davalının kendisine hiç bir zaman saygı, sevgi ve güler yüz göstermediğini, evliliklerinin ilk gününden itibaren kendisine manevî ve psikolojik şiddet uyguladığını, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, lehine 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının doğru olmadığını, dava dilekçesinde ileri sürülen hususların gerçeği yansıtmadığını, asılsız iddialar olduğunu, müvekkilinin evlilik birliğinin devamı için elinden gelen tüm çabayı sarf ettiğini, kusursuz olduğunu, eşini sevdiğini ve boşanmak istemediğini, tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, evlilik birliği içerisinde davalı kadının sık sık Bursa da ve Yozgat'ta bulunan yakınlarına gittiği, uzun süre dönmediği, birlik görevlerini ihmal ettiği, davacı eşinin sağlık sorunları ile ilgilenmediği, davacının yakınlarını müşterek evde istemediği, eşine yönelik "... bunu yapsana, şunu götürsene, niye oraya oturuyorsun, gene elini yüzünü yıkamadın" şeklinde sözler sarf ederek yüksek sesle bağırdığı, eşinin sağlık sorunlarıyla ilgilenmemesi sebebiyle davacının yakınları tarafından 2017 yılında Fransa'ya götürüldüğü, davalı kadının davacı erkeğin kira gelirlerini alma konusunda baskıcı davrandığı, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davalı kadın yararına dava tarihinden kararın kesinleşmesine kadar aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası ile erkek lehine 10.000,00 TL manevî tazminata, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı kadına yükletilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı erkek vekili, kadın lehine hüküm altına alınan tedbir nafakası, lehine hükmedilen manevî tazminatın miktarı ve yargılama giderleri yönünden, davalı kadın vekili, davanın tamamı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların 27.11.2008 tarihinde evlendikleri, ortak çocuklarının bulunmadığı, eldeki davanın 27.09.2019 tarihinde açıldığı, Mahkemece 24.02.2022 tarihinde hüküm kurulduğu ve tarafların istinaf kanun yoluna müracaat etmesinden sonra fakat istinaf incelemesinden önce davacı erkeğin 12.05.2022 tarihinde vefat ettiği, evlilik birliği ölümle sona erdiğinden Bölge Adliye Mahkemesince duruşma açılarak yasal mirasçılara usulüne uygun tebligatların yapıldığı, yasal mirasçıların davaya kusur belirlemesi yönünden devam ettiklerini bildirdikleri, evlilik birliğinin temelden sarsılmasına neden olan olaylarda İlk Derece Mahkemesinin de kabulünde olduğu gibi; Bursa ve Yozgat'ta bulunan yakınlarına giden, uzun süre dönmeyen, birlik görevlerini ihmal eden, davacı eşinin sağlık sorunları ile ilgilenmeyen, davacının yakınlarını müşterek evde istemeyen, eşine yönelik "... bunu yapsana, şunu götürsene, niye oraya oturuyorsun, gene elini yüzünü yıkamadın" şeklinde sözler sarf ederek yüksek sesle bağıran, eşinin sağlık sorunlarıyla ilgilenmeyen davalı kadının tam kusurlu olduğu belirtilerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm tesisi ile; evlilik birliği ölümle sona erdiğinden boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı kadının 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 181 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olacak kusurunun bulunduğunun tespitine, istinaf peşin harcının talep halinde yatıranlara iadesine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili kusur belirlemesi yönünden, davacı erkek mirasçıları vekili, lehlerine hükmedilmeyen yargılama giderleri, ilam ve istinaf vekâlet ücretleri yönünden temyiz temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 26.12.2023 tarihli kararı ile 6100 sayılı Kanun'un 331 inci maddesinin birinci fıkrasındaki düzenlemeye göre; davanın konusuz kalması halinde yargılama giderleri ve vekâlet ücreti konularında, davadaki haklılık durumuna göre karar verilmesi gerektiği, hal böyle iken, davacı erkek mirasçılarının kusur tespiti yönünden devam ettikleri iş bu davada yapılan yargılama ve toplanan delillerden sağ kalan davalı kadının boşanmaya yetecek derecede kusurlu olduğunun tespit edilmesine, davacı müteveffanın dava açmakta haklı olduğunun anlaşılmasına ve istinaf yargılaması da duruşmalı yapılmasına rağmen Bölge Adliye Mahkemesince davacı erkek mirasçıları yararına yargılama giderlerine ve yargılamada kendilerini vekille temsil ettiren davacı erkek mirasçıları yararına vekâlet ücretine hükmedilmemesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulmasına diğer yönlerden onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı erkek mirasçıları davaya kusur tespiti yönünden devam etmiş olup, davalı kadının boşanmaya neden olan olaylarda kusurunun bulunduğu tespit edildiğinden, belirlenen bu kusur durumuna göre davacı erkeğin haklılığı kanıtlanmış olduğundan davacı erkek mirasçıları lehine harç, yargılama gideri ve vekalet ücretine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili; kusur belirlemesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bozma ilamına uygun karar verilip verilmediği, kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenip incelenemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 181 nci maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 323 üncü ve 326 ncı maddesi, 331 inci maddesinin birinci fıkrası, 356 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.