Logo

2. Hukuk Dairesi2024/6694 E. 2024/8562 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kadına hükmedilen maddi tazminat miktarının azlığı nedeniyle bozmaya uyularak verilen karara yapılan temyiz itirazlarının değerlendirilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur dereceleri ve paranın alım gücü dikkate alındığında, kadına hükmedilen maddi tazminat miktarının az olduğu ve hakkaniyete uygun olmadığı gözetilerek, bozmaya uyularak verilen karar, maddi tazminat yönünden bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/518 E., 2024/782 K.

KARAR : Bozmaya uyularak hüküm tesisi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; daha önce açılan 2013/76 Esas sayılı davasının reddedildiğini, bu kararın 03.11.2014 tarihinde kesinleştiğini, davalı-karşı davacı kadın ile 2012 yılından itibaren başlayan anlaşmazlıklar günden güne artarak devam ettiğini, bu tarihten beri ayrı yaşadıklarını, şimdiye kadar davalı karşı davacıyla aile birliğini kuramadıklarını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin daha önce açtığı dava erkeğin haksız olduğu gerekçesi ile reddedildiğini, aralarında geçen olaylar nedeniyle ceza yargılamasının yapıldığını, erkeğin sürekli tehdit ve hakaretlerinin olduğunu, yıllara yayılan olumsuz davranışlarının olduğunu, erkeğin Avusturya'da başka bir kadından oğlunun bulunduğunu ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince erkeğin davasının reddine, karşı davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile kadın yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 16.10.2020 tarihli kararı ile, erkeğin ortak konutun kilidini değiştirmek suretiyle eve girmesine engel olduğu, bu davranışı ile kadına yönelik duygusal şiddet içeren davranışta bulunduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin kusurlu olduğu, kadının ekonomik durum araştırma yazısında, kadının Avusturya'da ikamet ettiği ve sosyal yardım alarak geçindiğinin belirtildiği, düzenli bir gelirinin bulunduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereğince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadının tedbir ve yoksulluk nafaka talebinin reddine, kadın yararına 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin tam kusurlu olduğunu, davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, kadının Türkiye'ye döndüğünü, ülkeye dönmesi halinde geçimini sağlayacak bir gelirinin bulunmadığını, tedbir ve yoksulluk nafaka talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, tazminat miktarının az olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 20.10.2022 tarhili kararı ile, davaların erkek tarafından 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrasına ve kadın tarafından ise 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince açılan boşama davaları olduğu, İlk Derece Mahkemesince erkeğin Hozat ilçesinde bulunan ortak konutun kapısının kilidini değiştirmek suretiyle kadının eve girmesine engel olup birlikte yaşamaktan kaçındığı, bu nedenle erkeğin tam kusurlu olduğu, erkek tarafından daha önce açılan boşanma davası akabinde yasal süresi içerisinde kadın tarafından karşı boşanma davası açıldığı, Hozat ilçesindeki ortak konutun kilidinin erkek tarafından değiştirilmesi vakıasına kusur olarak dayandığı, kadın vekili 12.09.2013 tarihinde karşı davadan feragat ettiğine dair dilekçe verdiği, feragat öncesi olayları af etmiş sayılmasının gerektiği ancak bu yönde istinaf başvurusu olmadığından eleştirmekle yetinildiği; erkeğin davasının 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrasına dayalı olarak açıldığı, tarafların reddedilen ilk davadan sonra bir araya gelmediği, koşulları oluştuğundan erkeğin davasının kabulüne karar verilmesinin doğru olduğu, Avusturya mahkemesi, kadın yararına aylık 150,00 Euro nafakaya hükmettiği, Türkiye Mahkemelerince tanıma tenfiz kararı verilmediği, yabancı ülke mahkemesi tarafından verilen nafaka kararı Türkiye'de geçerli olmadığı, kadının Avusturya devletinden aldığı sosyal yardım bedelinin yurt dışına çıktığında kesileceği, böylelikle sürekli ve düzenli geliri olmadığı, boşanmaya neden olaylarda kusursuz olan kadının boşanma ile yoksulluğa düşeceği nedeni ile tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına uygun bir miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin gerektiği; 4721 sayılı Kanun’un 185 nci ve 186 ncı maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre dava sonuna kadar kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya sebep olaylardaki tarafların kusur durumlarına, günümüz ekonomik koşullarına ve paranın alım gücüne göre, hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve 1.000,00 TL yoksulluk nafakası ile kadın yararına 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata; kadın vekilinin diğer itirazlarına konu istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 17.01.2024 tarihli ve 2023/2839 Esas, 2024/351 Karar sayılı ilamıyla; kadının manevî tazminat talebinin reddi gerekirken, yazılı şekilde kadın yararına manevî tazminata hükmedilmesi ve kadın yararına hükmedilen maddî tazminatın az olduğu gerekçesi ile hükmün bozulmasına, diğer yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesince yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararla; bozma kapsamı dışında kalan hususlar yönünden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, davalı-karşı davacı kadının maddî tazminat isteminin kısmen kabulü ile 50.000,00 TL maddî tazminatın davacı-karşı davalı erkekten alınarak davalı-karşı davacı kadına verilmesine, davalı-karşı davacı kadının manevî tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; maddî tazminatın miktarı, manevî tazminatın reddi yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

2.Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ve maddî tazminat yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin bozmaya uygun karar verilip verilmediği, kadın yararına tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 174 üncü maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre erkeğin tüm; kadının aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî tazminat azdır. O hâlde, mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ve 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları dikkate alınarak kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, kadın yararına hükmedilen maddî tazminat yönünden davalı-karşı davacı kadın yararına BOZULMASINA,

2.Davacı-karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı-karşı davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'e yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'e geri verilmesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.