Logo

2. Hukuk Dairesi2024/6758 E. 2024/6690 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında tarafların kusur oranları, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının belirlenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur dereceleri, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı dikkate alınarak hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının düşük olduğu gözetilerek, İlk Derece Mahkemesi kararının tazminat yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3914 E., 2023/565 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun 3. Aile Mahkemesi (Birleşen Samsun 2. Aile Mahkemesi'nin 2019/98 E.- K. sayılı dava dosyası)

SAYISI : 2018/442 E., 2022/308 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı boşanma davasının ayrı ayrı kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, erkeğin birleşen dava dosyasında zina ve haysiyetsiz hayat sürme nedenine dayalı olarak açtığı boşanma davalarının reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın dava ve birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin fiziksel ve ruhsal şiddet uyguladığını, beş yıldır ayrı odalarda yaşadıklarını, evlilik birliğinin sorumluluklarını yerine getirmediğini, başka kadınla aldattığını, tehdit ve hakaret ettiğini, aşağılayıcı davranışlarda bulunduğunu, kadına cinsel şiddet uyguladığını, birleşen davada söz konusu edilen iddiaların tümünün iftira yalan ve taraflarınca açılan davayı uzatmaya yönelik olduğunu iddia ederek, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar için aylık 1.000,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek birleşen davada dava dilekçesinde özetle; kadının erkeği aldatıp, birden fazla kez zina ettiğini, ev işlerini yapmadığını, evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, eve ziyarete gelen erkeğin ailesine kötü davrandığını, çocuklarla ilgilenmediğini, sıklıkla telefonla uğraştığını, K.isimli şahsın erkeğe ''karına sahip çık'' şeklinde mesaj attığını, kadının kızının yanında bu erkek ile ilişkisini itiraf ettiğini, bu şahsın kadın ile olan yazışma ve fotoğrafları erkeğe attığını, kadının evi terk ederek erkeği engellediğini, Samsun'da başka bir erkek ile yaşadığını, kadının farklı kişiler ile zina ettiğini, yabancı kişilerle cinsel amaçlı sürekli görüştüğünü, onlara cinsal içerikli görüntü ve fotoğraf yollayarak haysiyetsiz yaşam sürdüğünü iddia ederek, zina, haysiyetsiz yaşam sürme ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesini, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, bu nafakanın her yıl enflasyon oranında artırılmasına, 50.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kadın tanıklarının beyanlarından da anlaşılacağı üzere; erkeğin, kadının son altı yıldır kendi ailesi ile telefonla görüşmesini kısıtladığı, kadının uygunsuz, açık seçik fotoğraflarını kadının ailesine göndererek kadına psikolojik şiddet uyguladığı, bu fotoğrafların bir kısmının birleşen dava dilekçesinin ekinde delil olarak sunulduğu, tanık M. S., yaklaşık bir buçuk yıl önce tarafların çocuğu E.'nin düğününde ablasının bacağında morluk gördüğünü beyan etmiş ise de, ortak çocuk E.'in evlilik tarihinin 17.09.2016 olduğu, bu olaydan sonrada tarafların bir buçuk yıldan fazla bir süre birlikte yaşadığı, bu nedenle kadının bu olayı en azından hoşgörü ile karşıladığının kabulünün gerektiği, erkek tanıklarının beyanlarından da anlaşılacağı üzere; kadının ayrılmadan önceki son bir yıldır sosyal medyada başka erkeklerle görüşerek, açık fotoğraflarını göndererek güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, kadının erkeğe soğuk davrandığı, son zamanlarda kadının haftanın 3-4 günü gece geç saatlerde eve geldiği, habersizce evden ayrıldıktan sonra erkeğin telefonunu engellediği, kadının sürekli telefonla ilgilendiği, temizlik ve yemek gibi ev işleri yapmayarak birlik görevlerini yerine getirmediği, tanık E.'in d kadının başka erkekle birlikte yaşadığına dair beyanın duyuma dayalı olduğu, GSM kayıtlarından kadının kızı E. adına kayıtlı 0553 ... .. 36 numaralı hat ile K. Ş. isimli kişinin kullandığı 0 533 ... .. 97 numaralı hat ile vakit vakıtsiz görüşerek ve mesaj atarak güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, kadının, İstanbul (Kapatılan) 63. Asliye Ceza Mahkemesin 2015/210 Esas ve 2015/548 Karar sayılı sayılı ilamı, İstanbul (Kapatılan) 7. Sulh Ceza Mahkemesin 2013/78 Esas ve 2013/813 Karar sayılı sayılı ilamı ve İstanbul 89. Asliye Ceza Mahkemesin 2014/400 Esas ve 2015/70 Karar sayılı sayılı ilamına (olay tarihi 19.11.2013) delil olarak dayanmış ise de, ceza ilamlarına konu olaylardan sonra uzun süre tarafların birlikte yaşamaya devam ettiği, olayların bu aşamaya gelmesinde güven sarsıcı davranışlarda bulunan, birlik görevlerini yerine getirmeyen, sürekli telefonla ilgilenen, eşine soğuk davranan, eve geç saatlerde gelen davacı- davalı kadının kadının ağır kusurlu olduğu, eşine psikolojik uygulayan davalı-davacı erkeğin az da olsa kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun(4721 sayılı Kanun'un) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, davalı- davacı erkeğin zina ve haysiyetsiz hayat sürme sebeplerine dayalı boşanma davasının ayrı ayrı reddine, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuk ile anne arasında Mahkemece belirlenen zamanlarda kişisel ilişki tesisine, kadın yararına tahsilde mükerrer olmamak kaydıyla asıl dava tarihinden itibaren ve dava süresince geçerli olmak üzere aylık 1.000,00 TL tedir nafakasına, erkek yararına 5.000,00 TL maddî ve 5.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; zina nedeni ile açılan davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, zina fiilinin sabit olduğunu, kabul edilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğunu, hükmedilen tedbir nafakasının fahiş olduğunu, erkeğin kusurunun bulunmadığını, asıl davanın kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu beyan ederek, kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, zina nedeniyle açılan davanın reddi, kadın yararına takdir olunan tedbir nafakası miktarı, kabul edilen maddî ve manevî tazminat miktarı yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı-davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı--davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, zina nedeniyle açılan davanın reddi, kadın yararına takdir olunan tedbir nafakası miktarı, kabul edilen maddî ve manevî tazminat miktarı yönlerinden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl boşanma davasının, tedbir nafakasının kabulünün yasal şartlarının oluşup oluşmadığı, tedbir nafakası miktarı ile erkek yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, erkeğin zina hukuki nedeni dayalı davasının reddine karar verilmesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 161 inci maddesi, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davalı-davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davalı-davacı erkek yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının erkek yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının erkek yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden BOZULMASINA,

3.Davalı-davacı erkek vekilinin bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Temyiz peşin harcının istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.