"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1337 E., 2023/2652 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 10. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/274 E., 2022/100 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine karşı davanın kabulüne ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; kadının kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini iddia ederek kadının davasının reddine, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin iddialarını kabul etmediğini aksine erkeğin kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini iddia ederek, erkeğin davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların terditli olarak 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci, 162 inci, 163 üncü maddeleri ve 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakanın miktarının her yıl Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) oranında arttırılmasına, kadın yararına 300.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; davacının emekli olmasından sonra Antalya iline yerleştikleri, davacı-karşı davalının tadilat yapan bir tanıdıkları aracılığıyla 2017-2018 yıllarında ... adlı bir kadınla tanıştığı, bu kadınla aralarında ilişki başladığı, bu ilişkiyi ...'nin çocuklarının da bildiği ve duruşma sırasındaki tanık beyanlarında ikrar ettikleri, davacının telefon mesajlaşmalarını eşi ve çocuklarının öğrendikleri, davacının da inkar etmeyerek kabul ettiği, davalının boşanmayı düşündüğü ancak araya giren akrabaları ve çocuklarının hatırı için evliliğini devam ettirme kararı aldığı, her ne kadar davacı ve ... adlı bu kadının kızının bu ilişkinin bittiğini, artık görüşmediklerini söyleseler de, bir süre sonra ... adlı kadının davacı-karşı davalının yöneticilik yaptığı sitede bulunan bir blokun kapıcı dairesine yerleştirdiği, bu daireye yerleşimin sitenin ortak malı olduğu için yönetim kurulu kararı ile olabileceği, bu haliyle davacı-karşı davalının ... adlı kadına ayrıcalık tanıdığı, davacı-karşı davalı kocanın ... isimli kadının evine giriş çıkış yaptığı, başkaları tarafından da bu kadın ile davacı-karşı davalı kocanın görüştüklerine tanık olunduğu, ... isimli kadının kızı olarak dinlenen tanığın çelişkili beyanlarda bulunduğu da değerlendirilerek davacı-karşı davalı kocanın, davalı-karşı davacı kadına yönelik güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu ve evin maddî olarak ihtiyaçlarını karşılama noktasında davacı-karşı davalı kocanın zorluk çıkardığı, her ne kadar davacı-karşı davalı koca tarafından boşanma davası açılmış ise de geçimsizliğin meydana gelmesinde az da olsa davalının kusurunun bulunduğu her türlü şüpheden uzak soyut iddialar içermeyen somut görgüye dayalı delillerle ispat edilemediğinden, tam tersine davacı-karşı davalının güven sarsıcı eylemleri nedeniyle geçimsizliğin meydana gelmesinde tam kusurlu bulunduğu, tam kusurlu eş de boşanma davası açamayacağından davacı-karşı davalı kocanın davanın reddine karar verildiği, erkeğin ... adlı kadınla yaşadığı ilişkinin zina boyutuna dair herhangi bir delil ile ispat edilemediği anlaşıldığından, davalı-karşı davacı kadının zina nedenine dayalı boşanma talebinin reddine karar vermek gerektiği, kadının 4721 sayılı Kanun'un 162 inci ve 163 üncü ıncı maddelerine dayalı hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı davranış ve suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme nedenine dayalı boşanma taleplerinin de bu iddialara ilişkin somut bir olay yaşanmadığı, iddiaların ispatlanamadığı anlaşıldığından, bu talepleri yönünden de boşanma davasının reddine karar verildiği, erkeğin başka bir kadınla yakın ilişkisinden kaynaklı kurup güven sarsıcı davranışta bulunma ve evin maddî ihtiyaçlarını karşılama konusunda zorluk çıkartmasından kaynaklı eylemleri nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldıği boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesi ile; erkeğin asıl davasının reddine, kadının karşı davası yönünden 4721 sayılı Kanun'un 161 inci 162 inci ve 163 üncü maddeleri uyarınca açılan boşanma davasının reddine, 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca açılan boşanma davasının kabulüne ve tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 800,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, iş bu nafakanın her yıl TÜİK'in belirlediği bir sonraki yılın ÜFE oranında arttırılmasına ve kadın yararına 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü, kusur tespiti ile tazminat ve yoksulluk nafakası yönlerinde istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; 4721 Sayılı Kanun'un 161 inci 162 inci ve 163 üncü maddeleri uyarınca açmış olduğu boşanma davasının reddi, kadın lehine hükmedilen tazminat ve nafaka miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile somut olayda; tanıkların beyanı, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2018/67167 Soruşturma sayılı dosyası ile mesaj kayıtları birlikte değerlendirildiğinde davacı-karşı davalı erkeğin zinasının sabit olduğu, bu durumda, İlk Derece Mahkemesince davalı-karşı davacı kadının zinaya dayalı olarak açmış olduğu boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi uyarınca boşanmalarına karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu zinadan açılan davanın reddi ve 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasının (1) fıkrası uyarınca boşanma kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, ne var ki, bu durum yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davalı-karşı davacının bu yöne ilişkin istinaf talebinin kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince yeniden hüküm tesis edildiği ve kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu gerekçesiyle; A-1-Davalı-karşı davacı kadının boşanma sebebine, tazminat ve nafaka miktarlarına yönelik istinaf talebinin kabulüne, Antalya 10. Aile Mahkemesinin 18.02.2022 tarih, 2021/274 Esas ve 2022/100 Karar sayılı kararının kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm tesisine, B-1-Davalı-karşı davacı kadının, zina hukuki sebebine dayalı boşanma davasının kabulüne tarafların 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi uyarınca zina hukuki sebebine dayalı olarak boşanmalarına, 2-Davalı-karşı davacı kadının, zina sebebine dayalı boşanma davası kabul edilmiş olduğundan, terditli diğer boşanma talepleri hakkında karar verilmesini yer olmadığına, kadın yararına aylık 1.5000,00 TL yoksulluk nafakasına, hükmedilen nafakaya her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında artış uygulanmasına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, C-1-Davacı-karşı davalı erkeğin tüm, davalı-karşı davacı kadının ise sair yönlere ilişkin istinaf talebinin 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi nin 4721 sayılı Kanun un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca verdiği kararın doğru olduğu ve erkeğin zina yapmadığını beyan ederek 4721 sayılı Kanunu'nun 161 inci maddesi uyarınca zinaya dayalı olarak verilen boşanma kararı, kusur tespiti, erkeğin davasının reddi kadının davasının kabulü, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve nafakanın esası ile miktarları yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadın lehine hükmedilen tedbir, yoksulluk nafakasının ve tazminatların miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, zina iddiasının ispatı, erkeğin boyanma davasının reddinin ve kadının boşanma davasının kabulünün dosya kapsamına uygun olup olmadığı, kadın yararına nafaka ve tazminat takdirinin ve miktarlarının isabetli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanunu’nun 190 ıncı 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 6 ıncı, 161 inci, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı-karşı davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat miktarı azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen maddî-manevî tazminat ve yoksulluk nafakasının miktarı yönlerinden kadın yararına BOZULMASINA,
2. Davacı-karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı-karşı davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Cafer'e yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde Esma'ya iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.