"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1918 E., 2023/1522 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Sarıkamış Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/356 E., 2022/496 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçelerinde özetle; müvekkili ile davalının 2007 yılında görücü usulü ile evlendiklerini, bu evliliklerinden 14 yaşında ..., 12 yaşında ... ve 1,5 yaşında ... olmak üzere 3 çocukları dünyaya geldiğini, ilk başlarda mutlu giden evlilikleri davalının alkol alması, kumar oynaması sonucu müvekkile uyguladığı şiddet, ettiği hakaretler ve tehditler ile bozulmaya başladığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olduğunu, müvekkili ile davalı evlendikten sonra İstanbul ilinde yaşamaya başladıklarını, düzenli hayatları evliliklerinden bir süre sonra bozulduğunu, davalı tarafından sebepsiz ve gereksiz bir çok şey için müvekkilinin sürekli şiddet gördüğünü, müvekkili çocuklarını da düşünerek kendisine uygulanan şiddetlere bugüne kadar sessiz kalmış ise de şiddet boyutunun müvekkilin hayatına mal olacak seviyeye gelmesi sebebiyle hem müvekkili tarafından hem de şiddetten dolayı psikolojileri bozulan çocukları tarafından Emniyet Müdürlüğü aranarak davalı hakkında şikayette bulunulduğunu, bu nedenlerle müvekkili ile davalının boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin davacı anneye verilmesine, müvekkili için aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, dava sonunda yoksulluk nafakası olarak devamına, çocukların her birisi için aylık 750,00'şer TL tedbir nafakasına, dava sonunda iştirak nafakası olarak devamına, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, taraflar arasında geçerli olan yasal mal rejiminin edinilmiş mallara katılma rejimi olarak tespiti akabinde; edinilen malların tasfiyesini takiben 500,00 TL katkı payı alacağı değer artış payı alacağı ve 500,00 TL katılma alacağı olarak şimdilik fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL alacağın talep tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, davalının malvarlığının devrinin önlenmesi için adına kayıtlı menkul, gayrimenkul mal varlığına, adına kayıtlı araçlarına ve banka hesaplarına tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir
II. CEVAP
Davalı erkek vekili tarafından cevap ve ikinci cevap dilekçelerinde özetle; tarafların boşanmalarına, yaşı küçük ortak çocukların velâyetlerinin müvekkili davalıya verilmesine, müvekkilinin bakım ve gözetiminde olan ... ve ... için davacı anne tarafından Sayın Mahkemece belirlenecek uygun nafakanın tedbiren ve hükümle birlikte devamına karar verilmesine, davacı tarafın ağır kusurlu olması sebebiyle nafaka, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, davacı tarafın haksız olması sebebiyle tedbir nafakası talebinin reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "... tarafların 22.07.2007 tarihinde evlendikleri, 2007 doğumlu ..., 2009 doğumlu ... ve 2019 doğumlu ... adlarında müşterek çocuklarının bulunduğu, evlenme tarihinden bir süre sonra davalının davacı eşine karşı şiddet uygulamaya başladığı, evin ihtiyaçları için kendi üzerine düşen sorumluluklarını yerine getirmediği, müşterek çocuklarının ihtiyaçları için katkıda bulunmadığı, davalı yanın davacı yana her ne kadar hak düşürücü süre içerisinde açılmamış olması nedeniyle TMK’nın 162/1. Maddesi kapsamında davanın reddine karar vermek gerekmişse de fiziki şiddette bulunduğunun tanık beyanları ile sabit olmakla birlikte soruşturma dosyasındaki beyanlarıyla her iki yanın da kabulünde olduğu, en son fiili ayrılığa neden olan hususun her ne kadar davacı tanık beyanıyla şiddet gördüğünü yinelemesine rağmen söz konusu tanıklığın görgüye dayalı olmaması nedeniyle itibar edilmediği lakin diğer tanık beyanları da gözetilerek geçim konusundan kaynaklandığı özellikle tanık ... görgüye dayalı beyanlarından anlaşıldığı, bu tutum ve davranışları nedeniyle davalı kocanın kusurlu olduğu, evlilik birliğini temelinden sarstığı, evliliğin devamında ne taraflar, ne müşterek çocuklar ne de toplum açısından korunmaya değer bir yarar bulunmadığı anlaşılmakla tarafların boşanmalarına karar vermek gerekmiştir..."gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'unun 162 nci maddesi uyarınca açılan davasının hak düşürücü sure nedeniyle reddine, davacının davasının 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'unun 166/1 maddesi uyarınca kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı kadın lehine 15.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davanın kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı kadına verilmesine, ortak çocuk ...'in velâyetinin davacı anneye verilmesine, ortak çocuk için aylık 400,00 TL iştirak nafakasına davacı kadın için aylık 800,00 TL tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren davalıdan alınarak davacıya verilmesine, tedbir nafakasının kararın kesinleşmesi ile birlikte yoksulluk nafakası olarak devamına, ortak çocuklar ... ve ...’ın velâyetinin ise davalı babaya verilmesine, ... ve ... hakkında iştirak nafakasına hükmedilmesine yer olmadığına, davalı baba ile ... arasında kişisel ilişki kurulmasına, davacı anne ile ... ve ... arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1-Davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tazminatların miktarları yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2-Davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tanık beyanlarının görgüye değil duyuma dayalı olduğunu, eksik inceleme ile hukuki dinlenilme hakkının kısıtlandığını beyanla, boşanma kararı, kusur değerlendirmesi, nafakalar, maddî ve manevî tazminatlar yönünden istinaf kanun yoluna başvuemuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre taraf vekillerinin istinaf itirazının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1-Davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; tazminatların miktarları yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2-Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; vekâlet ücreti, tanık beyanlarının görgüye değil duyuma dayalı olduğunu, eksik inceleme ile hukuki dinlenilme hakkının kısıtlandığını beyanla boşanma kararı, kusur değerlendirmesi, nafakalar, maddî ve manevî tazminatlar yönünden temyiz kanun yoluna başvuemuştur.
C. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasında; ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma kararı, kusur değerlendirmesi, nafakalar, maddî ve manevî tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2 inci, 4 üncü, 6 ıncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü maddesi birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci, 182 nci, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Boçlar Kanunu'nun 50 ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.