"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2023/409 E., 2024/268 K.
KARAR : Davaların kabulü
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleşen davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması ve zina hukuki nedenine dayalı olarak boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı-davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2016 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocuklarının olduğunu, erkeğin, kadına fiziksel şiddet uyguladığını, kadının ve ortak çocuğun hastalığı ile ilgilenmediğini, birlik görevini ihmal ettiğini, sadakat yükümlülüğünü ihlâl ettiğini, iddia ederek davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, yasal faizi ile birlikte erkekten tahsil edilmek üzere 50.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-davalı kadın vekilinin birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; erkek eş tarafından davayı uzatmak amacıyla davanın açıldığını, derdestlik itirazının bulunduğunu, birleşen dava dilekçesindeki iddiaların asılsız ve gerçek dışı olduğunu beyan ederek birleşen davanın reddine karar verilmesini, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili yararına 50.000,00 TL maddî tazminata ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı erkeğe, dava dilekçesi 10.12.2019 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı erkek vekili tarafından cevap dilekçesi yasal süresi geçtikten sonra verildi.
2. Davalı-davacı erkek vekilinin birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini iddia ederek zina nedenine dayalı olarak boşanmalarına karar verilmesini, müvekkili yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin13.01.2021 tarihli ve 2019/527 Esas, 2021/19 Karar Karar sayılı kararıyla; erkeğin, birlik görevini ihmâl ettiği, ortak çocuk hastalandığından hastaneye götürmediği, fiziksel şiddet uyguladığı, her ne kadar davacı kadın vekili tarafından dava dilekçesinde, erkeğin sadakat yükümlülüğünü ihlâl ettiği vakıasına dayanılmışsa da kadın vekili tarafından sunulan mesajların erkek tarafından yazıldığının ispata yeterli olmadığı gibi öyle olsa dahi hukuka uygun şekilde elde edilmediği için hükme esas alınamayacağı, bu durumun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına yüklenecek kusurlu bir davranışın ispatlanamadığı, gerekçesiyle, davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereği boşanmalarına, ortak çocuğun yaşı, anne ilgisine muhtaç olduğu dikkate alınarak velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak ortak çocuk yararına aylık 200,00 TL tedbir nafakası, aylık 250,00 TL iştirak nafakası, kadın, dava açmakla ayrı yaşamaya hak kazandığından ve tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir nafakası, kadının boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam ya da ağır kusurlu olmadığı ve boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kadın yararına aylık 400,00 TL yoksulluk nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinden olduğu dikkate alınarak kadın yararına yasal faizi ile birlikte erkekten tahsil edilmek üzere 10.000,00 TL maddî tazminat, 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 03.10.2022 tarihli 2021/1107 Esas, 2022/1989 Karar sayılı kararıyla, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile, istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 16.03.2023 tarihli kararı ile; tarafların boşanma davasına ilişkin yargılama devam ederken, davalı erkek tarafından Burdur Aile Mahkemesinin 2021/395 Esas sayılı dosyası ile zina hukuki sebebine dayalı olarak boşanma davası açılmış ve davasının eldeki dava ile birleştirilmesi talep edildiği, aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebileceği, birleştirme kararının, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilip ve bu kararın, diğer mahkemeyi bağlayacağı, davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması, ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda bağlantının var sayılacağı, evlilik birliği sona erinceye kadar, herhangi bir sebeple açılmış boşanma davalarında taraflara yüklenmiş tüm kusurların, birlikte değerlendirilmesi gerektiği, bu nedenle davalar arasında bağlantı bulunduğuna göre eldeki boşanma davası ile erkek tarafından açılmış olan davanın birleştirilerek delillerin hep birlikte değerlendirilip davaların esası hakkında hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı gerekçesi ile; Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma kararına uyulmasına karar verilerek erkeğin, birlik görevini ihmâl ettiği, ortak çocuk hastalandığından hastaneye götürmediği, fiziksel şiddet uyguladığı, her ne kadar davacı kadın vekili tarafından dava dilekçesinde erkeğin sadakat yükümlülüğünü ihlâl ettiği vakıasına dayanılmışsa da kadın vekili tarafından sunulan mesajların erkek tarafından yazıldığının ispata yeterli olmadığı, öyle olsa dahi hukuka uygun şekilde elde edilmediği için hükme esas alınamayacağı, kadının ise, imam nikahlı olarak ... S. isimli erkek şahıs ile birlikte yaşadığı ve Mehmet isimli çocuğun bu birliktelikten dünyaya geldiği, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde, kadının zina eylemi nedeniyle ağır kusurlu olduğu, erkek eşin ise az kusurlu olduğu gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi ve 161 inci maddesi gereği boşanmalarına, ortak çocuğun yaşı, anne ilgisine muhtaç olduğu dikkate alınarak velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak ortak çocuk yararına aylık 200,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle 800,00 TL arttırılarak, aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam ya da ağır kusurlu olmadığı anlaşıldığından erkek yararına karar kesinleşmesinden itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte 35.000,00 TL maddî, 35.000,00 TL manevî tazminata, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ağır kusurlu kadın lehine maddî ve manevî tazminat ve nafaka talep etme şartlarının oluşmadığından kadının nafaka ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin herhangi bir hukuki bilgisi bulunmadığını, boşanma kararı sonrasında kendisi artık evliliğin sona erdiği düşünerek kendi hayatını devam ettirmek istediğini, boşanma kararının, kesinleşme sonrasında geçerlilik kazanacağını, dosyanın kanun yolu aşamasında tarafların birbirlerine yönelik çeşitli yükümlülüklerinin devam edeceğini bilmesinin mümkün olmadığını, müvekkilimizin bilinçli bir şekilde hareket etmediğini belirterek; kusur belirlemesi, iştirak nafakasının miktarı ve çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişkinin süresi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bozmaya uyulmasına karar veren İlk Derece Mahkemesi kararının bozmanın amacına uygun olup olmadığı, kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarının ve baba ile çocuk arasında kurulan kişisel ilişki süresinin yeterli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 166 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 inci maddesi, 323 üncü, 324 üncü ve 330 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı -davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
15.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.