"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/345 E., 2024/430 K.
KARAR : Bozmaya uyulmak suretiyle yeniden hüküm kurma
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, Bölge Adliye Mahkemesi kararının tazminatların miktarı yönünden bozulmasına, sair yönlerden onanmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadın yararına 2.000.000,00 TL maddî ve 1.000.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının müsrif bir yaşam sürmeye başladığını, kahvaltı ve yemek hazırlamadığını, eşiyle ilgilenmediğini, saygı göstermediğini, kadınlık görevlerini yerine getirmediğini, antidepresan ilaçlar kullandığını, satın alma hastalığını dizginleyemediğini, ailesine maddî destekte bulunduğunu, her ödeme zamanında tartışmalar yaşandığını, çocukları markalı yaşama zorladığını, müvekkilini maddî olarak zor durumda bıraktığını, eşine haber vermeden gezilere gittiğini, eve geç saatlerde geldiğini, öğleye kadar yattığını, nerede olduğu konusunda bilgi vermediğini, tarafların birbirinden tamamen koptuğunu, 4 yıldır karı-koca hayatlarının olmadığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; iddiaların doğru olmadığını, erkeğin eşine psikolojik, ekonomik ve fiziksel şiddet uyguladığını, darp ettiğini, kötü muamelede bulunduğunu, aşağıladığını, küçük düşürdüğünü, hakaret ettiğini, para vermeyip sokağa atmakla tehdit ettiğini, çocuklara ilgisiz davrandığını, eve geç saatlerde geldiğini, ... isimli bayanla karı-koca gibi evlilik dışı birliktelik yaşadığını, bu kadına düğün yaptığını, müvekkilini ve çocukları evden çıkarmaya çalıştığını, hizmetlinin maaşını kestiğini, eşinden aracı aldığını, erkeğin bir çok firmada ortaklığının olduğunu iddia ederek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 161 ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ve müvekkili yararına ÜFE oranında artırım kaydıyla aylık 10.000,00'er TL tedbir-iştirak-yoksulluk nafakasına, müvekkili yararına yasal faiziyle 3.000.000,00 TL maddî, 2.000.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 16.09.2020 tarihli kararı ile; erkeğin evlilik birliği devam etmekte iken müşterek konuttan ayrılarak üçüncü kişi ile düğün yaparak evli gibi yaşamaya başladığı ve sonrasında bu kişiden 31.10.2017 tarihinde E. H. adı ile nüfusa kayıtlı çocuk sahibi olduğu, halen üçüncü kişi ile müşterek yaşantısına devam ettiği, erkeğin eşine karşı şiddet eğilimli davranışlar sergilediği ve baskıcı tutum ve davranışlar sergilediği, erkeğin müşterek yaşamın devamı ve sona ermesinden sonra halen müşterek konutta yaşamına devam eden eşine ekonomik şiddet uyguladığı ve kısıtladığı, kadının ise eşi ve ailesine karşı olumsuz tavır ve davranışlar sergilediği, ayrıca tarafların karşılıklı olarak birbirlerine sevgi ve ilgi göstermeyerek müşterek yaşamın mutluluğuna dair özen göstermedikleri, bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olduğu, ayrıca erkeğin evlilik dışı ilişki yaşadığı, her iki tarafında geçimsizliğe kusurlu hal hareket ve davranışları ile sebep olduğu, erkeğin kusurunun daha ağır olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda maddî tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı dikkate alındığında boşanma ile eşinin maddî desteğini yitireceği anlaşılmakla kadın yararına uygun miktarda maddî tazminata hükmedildiği, erkeğin evlilik dışı ilişkisi ve çocuk sahibi olmasının boşanma sebebi ve istek halinde manevî tazminatı gerektirir nitelikte olduğu, kadının kişilik haklarının zedelendiği kanaatine varılmakla tarafların sosyal ve ekonomik durumları, evliliğin süresi, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda manevî tazminata hükmedildiği, ortak çocuğun annesi ile duygusal bağı ve annesi ortamına uyum sağladığı ve aksi de iddia edilmediğinden ortak çocuğun yaşı ve cinsiyeti dikkate alınarak velâyetinin anneye verilmesine, velâyet verilmeyen taraf yönünden ortak çocuk ile sağlıklı vakit geçirebilecekleri ölçü ve kapsamda kişisel münasebet tesisine karar verildiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, dinlenen tanık beyanları, ortak çocuğun yaşı ve ihtiyacı ile orantılı olarak ortak çocuk yararına uygun miktarda iştirak nafakası takdir edildiği, tarafların sosyal ekonomik durumu dikkate alınarak hakkaniyete uygun olarak tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verildiği gerekçesi erkeğin davasının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca, kadının davasının ise anılan Kanun'un 161 inci ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 5.000,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibari ile aylık 8.000,00 TL'ye çıkartılmasına, karar kesinleştikten sonra aynı miktar üzerinden iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına aylık 7.000,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 10.000,00 TL'ye çıkartılmasına, karar kesinleştiğinde aynı miktar üzerinden yoksulluk nafakası olarak devamına, nafakalara yıllık ÜFE oranında artış uygulanmasına, kadın yararına 225.000,00 TL maddî ve 275.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi davacı-davalı erkek vekili kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden; davalı-davacı kadın vekili erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatların miktarı ile tazminatlara faiz talebi hususunda hüküm kurulmaması yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 17.05.2022 tarihli kararı ile, kararın sair yönlerinin usul ve kanuna uygun olduğu ancak kadının tazminatlar yasal faiz uygulanması talebi hakkında olumlu olumsuz karar verilmemesinin doğru olmadığı gerekçesi ile erkek vekilinin tüm, kadın vekilinin sair istinaf başvurusunun esastan reddine, kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kadın yararına hüküm altına alınan tazminatlara boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden; kadın vekili tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatların miktarı yönünden temyiz isteminde bulunulmuştur.
2.Dairenin 16.01.2024 tarihli kararı ile; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatın az olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına, erkek vekilinin tüm, kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesince yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; yasal faiziyle birlikte kadın lehine 2.000.000,00 TL maddî ve 1.000.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, maddî ve manevî tazminatın miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi; 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Her iki taraf vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.