Logo

2. Hukuk Dairesi2024/6934 E. 2024/7557 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan boşanma davasında, tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, maddi ve manevi tazminat taleplerinin değerlendirilmesi ve ziynet alacağı istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin tanık beyanları ile sabit olan evlilik birliğine ilişkin yükümlülüklerini ihlal etmesi ve kadına tehditte bulunması nedeniyle boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ağır kusurlu olduğu, bu kusurlu davranışların kadının kişilik haklarına da saldırı niteliğinde olduğu gözetilerek; kadının maddi-manevi tazminat taleplerinin reddine ilişkin hükümler bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2218 E., 2023/1035 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Osmaniye 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/381 E., 2021/159 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına ve fer'îlerine, kadının ziynet eşyası alacak talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; kadının kıskanç olduğunu, erkeğe kırıcı hareketlerde bulunduğunu, hakaret ve tehdit ettiğini, kadının erkek aleyhine haksız uzaklaştırma kararları aldırdığını, kadının akıl hastası olduğunu iddia ederek asıl davanın kabulüne karşı davanın reddine, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin erkeğe verilmesine, erkek yararına yasal faizi ile birlikte 15.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1-Davalı-davacı kadın vekili cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin iddialarının doğru olmadığını, kadına şiddetin her türlüsünü yaşattığını, kadını tehdit ettiğini, aşağıladığını, kadını eşi gibi görmediğini, saygı duymadığını, erkeğin sorumsuz olduğunu, hakaret ettiğini, 15 Temmuz 2016 günü yaşanan olayda erkeğin kadına sehpa fırlattığını, çocuk ...'a fiziksel şiddet uyguladığını iddia ederek asıl davanın reddine karşı davanın kabulüne, pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış nedeniyle ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, kadın yararına 50.000,00TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmaması halinde 1.000,00 TL ziynet alacağına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili 01.12.2020 tarihli tamamlama harcını yatırdığı ıslah dilekçesinde özetle; bilezik, küpe ve gerdanlıktan oluşan set toplam 96 gram, 2 tane bilezik toplam 66 gram, 1 adet bilezik 13 gram, 6 adet bilezik 5'er gramdan toplam 30 gram, 1 adet zincir kolye 18 gram, 1 adet yüzük 3 gram, 28 tane çeyrek altın, 2 adet yarım altın olmak üzere ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde toplam 49.052,00 TL ziynet alacağına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Osmaniye 1. Aile Mahkemesinin 2017/102 Esas sayılı dosyası ile davalı-davacı kadının 15.02.2017 tarihinde ayrı yaşamada haklı olduğunun tespit edildiği, kararın kesin olmadığı, erkek tarafından istinaf edilmediği, bu tarihe kadar yaşanan olaylarda davacı-davalı erkeğin kusurlu olduğu, ayrıca erkeğin ortak çocuğa fiziksel şiddet uyguladığı, kadına kötü sözler söyleyerek tartıştığı, kadının ise; sebepsiz yere uzaklaştırma tedbir kararları ile erkeğin müşterek eve dönmesini engellediği, erkeğe karşı kötü sözler söylediği ve kıskanç olduğu, bu haliyle tarafların eşit kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre asıl ve karşı davanın kabulüne, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadının acımasızca dövüldüğünü iddia ettiği olayın 15.07.2016 tarihi olduğu, karşı davanın ise 11.09.2018 tarihinde açıldığı gerekçesi ile kadının pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma davasının reddine, ortak çocuklar ... ve ...'ın velayetinin anneye verilmesine, baba ile aralarında kişisel ilişki düzenlenmesine, Osmaniye 1. Aile Mahkemesinin 2017/102 Esas sayılı dosyası ile ortak çocuklar hakkında tedbir nafakasına hükmedildiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 350,00 TL iştirak nafakasına, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine, erkeğin uzaklaştırma tedbirleri nedeniyle evine girememiş olması nedeniyle yapmış olduğu masraflara karşılık talep ettiği maddî tazminatın boşanmanın fer'îlerinden olmadığından bu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadının ziynet alacağının kısmen kabulüne, 2 adet 22 ayar 33 gramlık bileziğin aynen iadesine, olmadığı taktirde toplam 11.484,00 TL ziynet alacağının 1.000,00 TL'sinin karşı dava tarihinden 10.484,00 TL'sinin ıslah tarihinden itibaren yasal faiziyle ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; karşı davanın ve kadının fer'î taleplerinin kabulü,erkeğin tazminat taleplerinin reddi, ziynet alacağı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur değerlendirmesi, kadının fer'î taleplerinin reddi, pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma davasının reddi, asıl davanın kabulü, reddedilen ziynet alacağı, iştirak nafakası miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu, kararda usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, delillerin değerlendirilmesinde, kanunun olaya uygulanmasında, gerekçede ve kusur belirlemesinde hata edilmediği, ziynet eşyasına ilişkin yapılan değerlendirmenin yerinde olduğunun anlaşılmasına göre tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; karşı davanın ve kadının fer'î taleplerinin kabulü, erkeğin tazminat taleplerinin reddi yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur değerlendirmesi, kadının fer'î taleplerinin reddi, pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma davasının reddi, asıl davanın kabulü, reddedilen ziynet alacağı, iştirak nafakası miktarı yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan boşanma davasında; ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 162 inci maddesi şartlarının mevcut olup olmadığı, maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi şartlarının mevcut olup olmadığı ile iştirak nafakası miktarlarının hakkaniyete uygun takdir edilip edilmediği, reddedilen ziynet alacağına dair hükmün doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 2 inci, 4 üncü, 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi birinci ve ikinci fıkrası, 327 ve 328 inci maddeleri, 330 uncu maddesi, 220 inci maddesi, 222 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Boçlar Kanunu'nun 50 ve 51 inci maddeleri.

3.Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-davalı erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Mahkemece, tarafların eşit kusurlu oldukları kabul edilerek asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden tarafların mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlarının yanında davalı erkeğin; tanık Narçin'in beyanlarından "evin ihtiyaçlarını gidermemek suretiyle birlik görevlerini ihmal" ettiği ve tanık beyanlarından erkeğin kadına "seni vururum" diye tehdit ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda, davacı erkeğin ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü doğru olmamıştır.

3-Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere daavcı-davalı erkek boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda ağır kusurlu olup, bu kusurlu davranışlar aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder niteliktedir. Kadın yararına 4271 sayılı Kanunun 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası koşulları oluşmuştur. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusurların ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi çerçevesinde kadın yararına maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.

KARAR:

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, davalı-davacı kadının maddî ve manevî tazminat talebinin reddi yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, davalı-davacı kadının maddî ve manevî tazminat talebinin reddi yönlerinden kadın yararına BOZULMASINA,

3.Davacı-davalı erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıdaki temyiz giderinin Yakup'a yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Funda'ya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.