Logo

2. Hukuk Dairesi2024/6985 E. 2024/7714 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının hakkaniyete uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Bozma kararına uygun olarak hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusur oranları ve kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı gibi kriterler gözetilerek hakkaniyete uygun olduğu değerlendirilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2024/133 E., 2024/223 K.

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının kısmen bozulmasına bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin kadına kötü muamelede bulunduğunu, fiziksel, ekonomik ve psikolojik şiddet uyguladığını, erkeğin ailesinin kadına ve kadının ailesine hakaret ettiğini, erkeğin ailesinin müdahalelerine sessiz kaldığını, hakaret ve tehdit ettiğini, eşini ailesi ile görüştürmediğini, zorla cinsel ilişkiye girerek cinsel şiddet uyguladığını ve kadından sürekli para istediğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 162 inci maddesi uyarınca boşanmalarına ve kadın yararına 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı-karşı davalı kadın vekili cevaba ve karşı davaya cevap dilekçesinde; dava dilekçesindeki iddialarını tekrarla tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; dava dilekçesindeki iddiaların asılsız olduğunu, kadının aşırı kıskanç olduğunu, birlik görevlerini ihmal ettiğini, ailesinin yönlendirmesi ile hareket ettiğini, ailesi ile gün içerisinde saatlerce telefonda konuştuğunu, sürekli ailesinin bulunduğu Denizli'ye taşınmaları için baskı yaptığını, eşini rencide ettiğini, erkeğin ailesi ile görüşmesini istemediğini ve tehdit ve hakaretlerde bulunduğunu iddia ederek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına ve erkek yararına yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 13.04.2021 tarihli ve 2019/64 Esas, 2021/200 Karar sayılı kararıyla; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşine evlilik birliğinin mutluluğuyla bağdaşmayan sözler söyleyen kadının az, eşine fiziksel şiddet uygulayan, eşinin ailesine hakaret ve tehdit içeren sözler söyleyen ve eşini ölümle tehdit eden erkeğin ağır kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği ve kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği gerekçesi ile; asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte 20.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata ve erkeğin tazminat taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı kadın vekili erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen nafaka talepleri ile tazminatların miktarı; davalı-karşı davacı erkek vekili ise kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ile kadın yararına hükmedilen tazminatlar yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 28.11.2022 tarihli ve 2021/1593 Esas, 2022/2634 Karar sayılı kararıyla, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-davalı kadın vekili erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen nafaka talepleri ile tazminatların miktarı; davalı-davacı erkek vekili kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ile kadın yararına hükmedilen tazminatlar yönlerinden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2.Dairenin 04.07.2023 tarihli 2023/702 Esas, 2023/3609 Karar sayılı ilamıyla; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatın az olduğu gerekçesiyle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına ve temyize konu sair yönlerin onanmasına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesince verilen 27.11.2023 tarihli 2023/338 Esas, 2023/666 Karar sayılı karar ile kadın yararına kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte 140.000,00 TL maddî, 120.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, işbu karara karşı davalı-karşı davacı erkek vekili kusur belirlemesi ve tazminatların miktarı yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

2. Dairenin 13.02.2024 tarihli 2024/682 Esas, 2024/798 Karar sayılı ilamıyla; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının çok olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesince yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararla; tarafların ekonomik ve sosyal durumları, şahsi halleri ile yaşları, mevcut ve beklenen menfaatlerin tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ağırlıkları, eşlerin eğitim durumları, eşlerin bir birine temin ettikleri hayat düzeyleri, tarafların menfaat dengesi, takdir edilen tazminatın eşleri zengin etmeyecek oranda olması, hakkaniyet ilkesi, hak ve nesafet kuralları, evlilik süresi,tarafların kusur durumu, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı, hakkaniyet ilkesi, hak ve nesafet kuralları gerekince kadın yararına 100.000,00 TL maddî, 80.000,00 TL manevî tazminatın erkekten tahsili ile kadına ödenmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının yetersiz olduğunu, erkeğin gelirini gizlediğini, kadının yeniden bir hayat kurmak durumunda kaldığını masraflarının olduğunu ileri sürerek kararın maddî ve manevî tazminatların miktarı yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin asgari ücretle çalıştığını, tazminatları ödeme gücünün olmadığını, yeni bir yuva kurmasının bu şartlar altında mümkün olamayacağını, evlilik süresinin kısa olduğunu, erkeğe yüklenen kusurların gerçekleşmediğini ileri sürerek kararın kusur belirlemesi ile maddî ve manevî tazminatların miktarı yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla, bozma kararının amacına uygun karar verilip verilmediği ve kadın yararına hükmedilen tazminat miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 174 üncü maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

22.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.