Logo

2. Hukuk Dairesi2024/6988 E. 2024/7715 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında davalı erkeğin, davacı kadının akıl sağlığının yerinde olmadığı iddiasına dayanarak davaya ehliyetinin bulunmadığını ileri sürmesi üzerine Yargıtay'ın ilk derece mahkemesi kararını bozmasının ardından, davacı kadının temyiz süresini geçirmiş olması ve davalı erkeğin temyiz itirazlarının değerlendirilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin temyiz itirazlarının reddine ilişkin, dosyadaki deliller ve yasal dayanaklar değerlendirilerek, davacı kadının dava ehliyetine ilişkin herhangi bir eksiklik olmadığı ve boşanmaya sebep olan kusurun davalı erkekte olduğu gözetilerek ilk derece mahkemesi kararının onanmasına, davacı kadının süresi geçmiş temyiz dilekçesinin ise reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile)Mahkemesi

SAYISI : 2024/27 E., 2024/137 K.

KARAR : Bozmaya uyularak esas hakkında hüküm kurulması

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin esastan ret kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince verilen karar taraflarca temyiz edilmekle yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü;

Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın, davacı kadın vekiline 28.05.2024 tarihinde tebliğ edildiği; temyiz dilekçesinin ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen iki haftalık temyiz süresi geçirildikten sonra 12.06.2024 tarihinde verildiği anlaşılmakla; davacı kadın vekilinin temyiz dilekçesinin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı erkeğin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin kadına hakaret ettiğini, fiziki şiddet uyguladığını, kadın ve çocukları ile ilgilenmediğini, ihtiyaçlarını karşılamadığını, kendi başına kararlar alıp uyguladığını, habersizce tayin isteyerek başka şehire gittiğini, eşine karşı "deli" şeklinde söyleyerek küçük düşürdüğünü, çocuklarının eğitim masraflarından da kaçındığını, ailesini zor şartlar altında yaşamaya mecbur ettiğini, kadının 03.06.2020 tarihinde olduğu ameliyatında ilgilenmediğini, davalının ikinci bir evi olduğunu ve yılın belli bir bölümünde orada yaşayıp ailesini yalnız bıraktığını, evi terk edip gittiğini ve son yedi aydır eşi ve çocukları ile görüşmekten kaçındığını, davalının kusurlu davranışları sebebiyle ortak hayatı çekilmez hale getirdiğini ve evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla, davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 800,00 TL tedbir, 1.200,00 TL yoksulluk nafakası ile 75.000,00 TL maddî ve 75.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından ileri sürülen iddiaların asılsız olduğunu, erkeğin kadına hiçbir zaman "deli" demediğini, ancak davacının psikolojik rahatsızlığının olduğunu, Kayseri Tıp Fakültesi Psikiyatri Bölümünde tedavi aldığını ancak tedaviye devam etmediğini, ailesine ve çocuklarına destek olduğunu ve ekonomik ihtiyaçlarını karşıladığını, tayininin çıkması nedeniyle başka şehre gittiğini, davacının bilgisinin olduğunu, davacının sorumluluklarını yerine getirmediğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 30.06.2021 tarihli ve 2023/3060 Esas, 2023/6178 Karar sayılı kararıyla; erkeğin, evlilik süresince eşi ve çocuklarından kopuk bir yaşam sürdüğü, kadını darp ettiği, hakaret ettiği, başka bir şehre tayin olmak gibi önemli bir konuda eşine danışmadan kendi başına kararlar aldığı, dava açılmadan önce de birlikte yaşamaktan kaçınmayı gerektirir haklı bir sebebi olmadan, habersiz şekilde ortak konutu terk ederek birlikte yaşamaktan kaçındığı, sonrasında ise kadın ile konuşmaktan imtina ederek nerede olduğunu haber vermediği, kadının geçirdiği ameliyat sırasında ve sonrasında maddî ve manevî herhangi bir destek sağlamadığı, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 800,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili hükmün tamamıyönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 17.01.2023 tarihli ve 2023/3060 Esas, 2023/6178 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili hükmün tamamı yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 13.12.2023 tarihli ve 2023/3060 Esas, 2023/6178 Karar sayılı ilamıyla; davalı erkek tarafından, davacı kadının psikolojik rahatsızlığının bulunduğu ve bu nedenle psikiyatri bölümünde tedavi gördüğünün ileri sürüldüğü, İlk Derece Mahkemesince davacı kadının vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediği, diğer bir ifade ile dava ve taraf ehliyetinin bulunup bulunmadığı yönünden bir araştırma ve inceleme yapılmadan hüküm kurulmasının hatalı olduğu, mahkemece davacı kadının tam teşekküllü eğitim ve araştırma hastanesine sevki ile 4721 sayılı Kanun'un 405 inci ve 6100 sayılı Kanun'un 56 ncı maddeleri uyarınca vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılması ve bu hususun bir ön sorun sayılması, gerekirse 4721 sayılı Kanun'un 462 nci maddesinin sekizinci bendi uyarınca işlem yapılması ve sonucuna kadar yargılamanın bekletilmesi gerekirken davanın esası ile ilgili karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi esastan ret kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının sair hususlar incelenmeksizin bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamında belirtilen eksikliklerin tamamlandığı, kadının vesayet altına alınmasını gerektirir bir durumun olmadığının hastane raporuyla sabit olduğu, erkeğin birlikte yaşamaktan kaçınması, eşine hakaret etmesi, manevi destek vermemesi suretiyle evlilik birliğinin gerekliklerine aykırı hareket ettiği, kadının ise psikolojik tedavi görmesinin kendisine kusur olarak yüklenemeyeceği, kadına başkaca yüklenecek kusur da bulunmadığı, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 800,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ödenmesine, yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle kadın yararına 10.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminatın erkekten tahsiline karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek süresinde verdiği temyiz dilekçesinde özetle; dilekçesinin Yargıtay ilgili hukuk dairesine gönderilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadının süresinden sonra sunduğu temyiz dilekçesi ile davalı erkeğin temyiz sınırlandırması yapılmayan temyiz dilekçesinin değerlendirmeye alınıp alınamayacağı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 361 inci, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkeğin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı kadın vekilinin temyiz dilekçesinin süre yönünden REDDİNE,

2.Davalı erkeğin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran davacıya geri verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

22.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.