Logo

2. Hukuk Dairesi2024/700 E. 2024/8000 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasında, evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmaya ve feri taleplere hükmedilip hükmedilmeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Sarsılma sebebiyle boşanma davasında, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları dikkate alınarak evlilik birliğinin TMK 166/1'e göre sarsılmadığı, tarafların kusurlu davranışlarının ispatlanamadığı ve feri taleplerin dayanağı bulunmadığı gerekçesiyle, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek istinaf başvurusunun reddine ve ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1354 E., 2023/1639 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Beypazarı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/545 E., 2019/322 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; arafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın cevap ile birleştirilen dava ve cevaba cevap dilekçesinde; asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faiziyle birlikte 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "...Dinlenen tanık ifadelerinden anlaşılan ve sabit görülen hususlar tarafların kişisel olarak anlaşamadıkları ve sık sık kavga ettikleridir. Tarafların ayrı yaşamaya başladığı 06.05.2017 tarihinden önce de bir takım sıkıntılar yaşadıkları boşanma aşamasına geldikleri, birlikte psikolojik tedavi gördükleri açıktır. Ancak 06.05.2017 tarihinden önce yaşanan ve tarafların dilekçelerinde dayandıkları vakalar; mevcut davaya konu edilemez. Zira taraf yakınların bir araya gelerek tarafları barıştırdığı anlaşılmıştır. Taraflar 06.05.2017 tarihinden bu yana ayrı yaşadıkları göz önüne alındığından daha öncesinde beraber yaşamalarını gerektirecek bir zorunluluk durumundan bahsedilemez. Affedilen veya affedilmiş sayılan vakalar dava konusu yapılamaz. 06.05.2017 tarihinde meydana gelen olay bakımından ise; davacı-karşı davalı kocanın evi karşı tarafın kendisine hakaret ederek ve kovması nedeniyle mi terk ettiği yoksa karşı tarafın iddia ettiği gibi, davacı- karşı davalı kocanın, davalı-karşı davacıya küserek hakaret ederek haber vermeksizin mi evi terk ettiği belli değildir. Bu olaya şahit olmuş bir tanık olmayıp her iki tarafta iddiasını ispatlayamamıştır. Tarafların iddia ettikleri diğer vakalar af mahiyetinde olup dava konusu edilemeyeceğinden..." gerekçesiyle her iki davanın, tarafların maddî- manevî tazminat taleplerinin ve davalı - karşı davacı kadının nafaka talebinin reddine, kadının yararına hükmedilen tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına karar verilmiştir. İlk derece mahkemesinin 07.03.2018 tarihli celse 14 numaralı ara kararıyla kadın yararına dava tarihinden itibaren aylık 350,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle, İlk Derece Mahkemesinin de gerekçede evlilik birliğinin sarsıldığını kabul edildiği,ancak gerekçe ile çelişki yaratarak asıl davanın reddine karar verildiğini, tarafların 2017 yılından beri ayrı olduklarını, bu hususun bile davanın kabulüne yeterli olduğunu, tarafları istemedikleri halde birlikte yaşamaya zorlayan asıl davanın reddine yönelik hükmün kaldırılması yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle, taraflar arasında süregelen geçimsizlik söz konusu olduğunu, dosya kapsamında yer alan kolluk ifade tutanakları ile de erkeğin evi terk ettiğinin, uzun süre müvekkiline haber vermediğinin, evi terk ederken ortak araç ve müvekkiline ait sözleşmeleri, senetleri ve resmi belgeleri yanında götürdüğünün ve evi terk etme kastı bulunduğunun aşikar olduğunu, bu nedenle karşı davanın kabulü gerektiği yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; birleşen davanın reddi, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası miktarı ile yoksulluk nafakası ve maddî, manevî tazminata hükmedilmemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, birleştirilen davanın ispatlanıp ispatlanmadığı, davanın ve fer'î taleplerinin kabulü şartlarının olup oluşmadığı, hükmedilen tedbir nafakası miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.