"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/388 E., 2022/391 K.
KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davacılar vekili
Taraflar arasındaki hakkında korunma kararı ve evlat edinilmesinde ana-babanın rızasının aranmaması kararı verilen ve korunma kararı gereği hakkında bakım tedbiri uygulanan küçük hakkında yapılan işlemlerin iptali ile davacılara teslimi davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının kısmen onanıp kısmen bozulmasına karar verilmiştir.
Davacılar vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacıların duygusal yakınlaşmaları olduğunu, Adana'da 7 ay birlikte yaşadıklarını, davacı ...'nın hamile kaldığını, ancak ...'nın ailesinin baskı ve tehditleri ile zorla Antalya'ya gönderildiği, çocuğu aldırması yönündeki tüm baskılara ve tehditlere rağmen 02.08.2014 tarihinde bir erkek bebek dünyaya getirdiği, bu dönemde ...'nın ...'a ulaşamadığını, her türlü iletişimlerinin kesildiğini, davacı ...'nın ailesinin baskı ve tehditleri nedeniyle çocuğu yurda bırakmak zorunda kaldığını, bebeği emzirmesine görmesine dahi engel olduklarını, iki ay sonra davacı ...'a haber verebildiğini, davacı ...'ın durumu öğrendikten sonra Antalya'ya gelerek yurda başvurduğu ve bebeği almak istediğini söylediği, ancak bebeğin evlatlık verildiğini söylediklerini, davacı ...'nın ailesinin yaptığı baskı ve tehditlere ilişkin Savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu, yine çocuğu almak için kuruma başvurduğu ancak herhangi bir sonuç alamadığını, davacı ...'nın baskı ve tehditler ile çocuğunu yurda bıraktığından iradesinin sakat olduğunu, rızanın geçerli olabilmesi için doğumun üzerinden altı hafta geçmiş olması gerekirken iki gün sonra alınan beyanın bu yönüyle de yasal olmadığını, babanın rızasının da alınmadığını, çocuğun yurda verilmesinin ve evlatlık edinilmesine davacıların rızasının olmadığını iddia ederek davacıların ortak çocuğu ...'nın başka bir aileye evlatlık verilmesine engel olmak amacıyla tedbir kararı alınmasına, çocuğun evlatlık verilmesine yönelik yapılmış işlem ve karar bulunduğu takdirde iptali ile çocuğun gerçek anne babasına teslimine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 19.01.2016 tarihli kararı ile dava 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 310 uncu maddesinde belirtilen evlat edinmeye rızanın geri alınmasına ilişkin olduğu, davacı ...'nın doğumdan 2 gün sonra çocuğun tecavüz sonucu doğduğunu iddia ederek Kuruma bıraktığı ve evlat edinilmeye izin verdiği, ayrıca rızanın aranmamasına yönelik açılan davada da rıza aranmaması davasını kabul ettiğini bildirdiği, Aynı Kanun maddesinin ikinci fıkrasında "rıza tutanağa geçirilme tarihinden başlanarak 6 hafta içinde aynı usulle geri alınabilir." şeklindeki düzenleme gereğince de davacı ...'nın 6 haftalık süreyi geçirdiği, alınan bilirkişi raporları ve görüşleri, tanık beyanları, dosyadaki tüm delillerin birlikte değerlendirilmesinden davacının halen evli olmadığı diğer davacı ile birlikte de olsa küçüğe gereği gibi bakıp gözeteceği yönünde mahkemede kanaat oluşmadığı, çocuğun üstün yararı gereğince ve yasal düzenlemeler karşısında davacı ...'nın rızanın geri alınmasına çocuğun kendisine teslimine yönelik davasının reddine karar verilmesi gerektiği, davacı ...'ın velâyet hakkının bulunmadığı, rızanın davacı ... tarafından da verilmediği, davada taraf sıfatı bulunmadığı gerekçesi ile davacı ...'nın rızanın geri alınmasına yönelik davasının esastan davacı ...'ın taraf sıfatı bulunmaması nedeniyle davasının reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin 19.01.2016 tarihli kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 24.09.2018 tarihli kararı ile davanın, hakkında korunma kararı ve evlat edinilmesinde ana-babanın rızasının aranmaması kararı verilen ve korunma kararı gereği hakkında bakım tedbiri uygulanan küçük hakkında yapılan işlemlerin iptali ile davacılara teslimi istemine ilişkin olduğu, küçüklerin evlat edinilmesinin, 4721 sayılı Kanun'un 305 ila 312 nci maddeleri arasında düzenlendiği, kural olarak küçüklerin evlat edinilebilmesi için anne babalarının rızasının gerekli olduğu, 311 inci madde ile anne-babanın kim olduğu veya uzun süreden beri nerede oturduğu bilinmiyorsa veya ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksun bulunuyorsa ve küçüğe karşı özen yükümlülüğünü yeterince yerine getirmiyorsa artık evlat edindirme işlemlerinde rıza aranmayacağı ve rızanın aranmamasına mahkemece karar verileceği, evlat edinmede iki istisnai durum dışında küçüğün anne babasının rızasının bulunması esas olduğundan rızanın verilmesi ve geri alınması da kanunda düzenlenmiş olup 309 uncu madde gereği anne-babanın vereceği rızanın, küçüğün veya ana ve babasının oturdukları yer mahkemesinde sözlü veya yazılı olarak açıklanarak tutanağa geçirileceği, yani mahkeme dışında verilecek rızanın kanuna göre geçerli olmadığı, zaman olarak verilecek rızanın 310 uncu madde gereği küçüğün doğumunun üzerinden altı hafta geçmeden önce verilemeyeceği, yani altı hafta geçmeden verilen rızanın geçerliliğinin bulunmadığı, verilen rızanın tutanağa geçirilme tarihinden başlayarak altı hafta içinde aynı usulle geri alınabileceği, dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden küçük ...'nın, 02.08.2014 tarihinde evlilik dışı ilişki sonucu doğduğu, davacı annenin, aile ve çevresinden gelen ve gelebilecek tepkiler dolayısıyla küçük doğduktan iki gün sonra kuruma verdiği dilekçe ile çocuğun evlilik dışı dünyaya geldiğini, kuruma yerleştirilmesini ve evlat edindirilmesini, açılacak rıza aranmaması davasını kabul ettiğini beyan ettiği, kurum tarafından 14.08.2014 tarihinde hasımsız olarak açılan dava üzerine Antalya 4. Aile Mahkemesince 2014/612 Esas sayılı dosyası üzerinden duruşma açılmaksızın 4721 sayılı Kanun'ın 311 ve 312 nci maddeleri gereği evlat edindirmede anne-baba rızasının aranmaması kararı verildiği, kararın tebliğe çıkarılarak kesinleştirilmediği, yine Antalya 2. Çocuk Mahkemesinin 2014/103 Tedbir talep sayılı dosyası ile 15.08.2014 tarihinde dosya üzerinden hasımsız olarak küçük ... hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun (5395 sayılı Kanun) 5 inci maddesinin birinci fıkrasının c bendi kapsamında 18 yaşına kadar bakım tedbiri uygulanmasına karar verildiği, küçüğün 24.04.2015 tarihinde davacı ... tarafından tanıma senedi ile tanınarak çocuk ile baba arasında soybağının kurulduğu, somut olay yukarıda yapılan açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde, Mahkemenin kabul ettiği üzere davanın, annenin verdiği kabul edilen rızasının geri alınması davası olmadığı, çünkü verilen rızanın, kanunda belirtilen şekil ve zamanda verilmediği için ortada verilmiş bir rızanın varlığından bahsedilemeyeceği, rıza aranmaması davasının ise en azından anne (dava tarihi itibari ile baba tarafından tanıma olmadığı için) davalı gösterilip, duruşmalı olarak taraf delilleri toplanıp bir karar verilmesi gerekirken hasımsız ve dosya üzerinden karar verildiği, kaldı ki kararın tebliğe dahi çıkartılıp kesinleştirilmediği, Çocuk Mahkemesince verilen bakım tedbirinin ise, 5395 sayılı Kanun'un 8 inci maddesi gereği kanunda sayılan ilgililerin veya mahkemece kendiliğinden durum ve koşullar incelenerek kaldırabileceği veya tedbirin değiştirilebileceği hususları ile eldeki dava tarihi itibari ile küçüğü tanımayarak küçük ile arasında soybağı tesis eden davacı ...'ın taraf sıfatının mevcut olduğu da gözetilerek tarafların sunacağı ve Mahkemece re'sen toplanacak deliller doğrultusunda işin esasının incelenmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın hukuki nitelendirmesinin hatalı yapılıp davanın reddi doğru görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, bozma ilamına uyularak taraf delilleri toplanmış, küçük ...'nın 2-3 günlükken dahili davalılara (Babalık ailesine) teslim edildiği, 8 yıldır bu ailenin bakım ve gözetiminde olduğu biyolojik anne babasını tanımadığı, biyolojik anne babasının gayri resmi olarak yaşadıkları, biyolojik annenin çocuğu tesliminde bir nakliye şoförünün cinsel istismara maruz kalarak hamile kaldığını ve çocuğu doğurduğunu beyan ettiği, daha sonra aynı şahısla beraber yaşamaya başladığı, iki çocuklarının daha olduğu ve davacı ...'in resmi nikahlı karısının da iki çocukları ile birlikte aynı avlu içinde yaşadıkları, bu güne kadar biyolojik anne babasını tanımaması sebebi ile davacılara teslimi halinde küçük ... da travmanın oluşabileceği bakım eğitim ve gözetiminin kusursuz olduğu, küçük ...'nın biyolojik anne, baba ve kardeşleri ile tanışabilmesi bir araya gelebilmesi için belirlenen tarihlerde anne baba yanında kalmak kaydı ile kişisel ilişkin kurulması gerektiği gerekçesiyle evlat edinmeyle ilgili tüm işlemlerin iptaline ilişkin davanın reddine, 02.08.2014 doğumlu, küçük ...'ın biyolojik anne babası olan davacılarla tanışabilmesi, bir araya gelebilmesi için her yıl 01 Ağustos saat 10:00 ile 10 Ağustos saat 18:00 tarihleri arasında, biyolojik anne ve baba olan davacılar yanında kalmak kaydıyla kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Dairenin 05.03.2024 tarihli ve 2022/10450 Esas, 2024/1471 Karar sayılı kararıyla, davacıların biyolojik çocuğu ...'nın 2 günlükken dahili davalılara teslim edildiği, 11.08.2014 tarihinde evlat edinme geçici bakım sözleşmesi düzenlendiği, çocuğun, o tarihten bu yana yaklaşık on yıldır dahili davalılarla birlikte yaşadığı, dahili davalıları kendi ailesi olarak benimseyip kabullendiği, davacıları ise tanımadığı, davacılar ile kişisel ilişki kurulması halinde dava konusu küçüğün yaşı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları da dikkate alındığında çocuğun huzurunun tehlikeye gireceği, her ne kadar dava dosyasına yansıyan süreç incelendiğinde olayların bu hale gelmesinde davacıların ihmallerinden ya da kusurlarından bahsedilemeyecekse de iş bu davada korunması gereken öncelikli kişi küçük ... olup, çocuğun üstün menfaati gözetildiğinde davacıların çocukla kişisel ilişki kurulmasına yönelik taleplerinin de reddi gerekirken, çocuğun hiç tanımadığı insanlarla, biyolojik olarak anne babası ve kardeşleri olsalar da kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesi ile temyiz olunan Mahkeme kararının kişisel ilişki yönünden davalı Bakanlık ve dahili davalılar yararına bozulmasına, davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Mahkeme kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davacılar vekili; davanın kabul edilmesi gerektiğini, bozma kararının da hukuka uygun olmadığını belirterek Daire kararının kaldırılması ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, hakkında koruma kararı ve evlat edinilmesinde ana-babanın rızasının aranmaması kararı verilen ve koruma kararı gereği hakkında bakım tedbiri uygulanan küçük hakkında yapılan işlemlerin iptali ile davacılara teslimine ilişkin olup, uyuşmazlık, davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, davacılar ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulması gerekip gerekmediği, Daire ilamının doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun ( 1086 sayılı Kanun) 440 ıncı maddesi. 4721 sayılı Kanun'un 182 nci, 305 inci, 306 ncı, 307 nci, 308 inci, 309 uncu, 310 uncu, 311 inci, 312 nci, 317 nci, 318 inci 323 üncü maddeleri ile 324 üncü maddesinin ikinci fıkrası; 5395 sayılı Kanun'un 5 inci maddesinin birinci fıkrasının c bendi ve 8 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Yargıtay kararının düzeltilmesi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Mahkemece verilen karar, Dairemizce yasal ve hukuki dayanakları gösterilmek suretiyle kısmen onanıp kısmen bozulmuş olup, temyiz ilamında yer alan açıklamalara, göre karar düzeltme istemi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesindeki nedenlerden hiçbirisine dayanmamaktadır. Bu nedenle yerinde olmayan istemin reddi gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Karar düzeltme talebinin REDDİNE,
1086 sayılı Kanun 442/son ve 4421 sayılı Kanunun 2 ve 4/b-1 maddeleri delaletiyle takdiren 2.320.00 TL para ceza ile 891.50 TL karar düzeltme ret harcının düzeltme isteyenden tahsiline,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
24.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.