"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2244 E., 2023/2235 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Develi 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2022/111 E., 2022/229 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı üzerine yapılan yargılama sonucunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının 2013 yılında görücü usulü ile evlendiklerini, bu evliliklerinden 1 tane ortak çocuklarının bulunduğunu, davalının uzun yıldırdır inşaat ustası olarak çalıştığını, müvekkilinin ev hanımı olduğunu, herhangi bir işte çalışmadığını, müvekkilinin evliliğin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirdiğini, davalının ailesinin evlilik birliğine devamlı müdahil olduğunu, tarafların geçimini bozmaya çalıştığını, müvekkilinin evlendikten sonra davalının ailesi ile birlikte yaşadığını, müvekkilinin ev işlerine elinden geldiğince yardım ettiğini, müvekkili üzerine psikolojik baskı kurulmaya çalışıldığını, taraflar evlendikten sonra davalının bir süre sonra çalışmak için Rusya'ya gittiğini, Rusya'dan döndükten sonra müvekkili ve ortak çocuğunu alarak Antalya'ya çalışmaya gittiğini, davalının ailesinin tarafları kendi haline bırakmadığını, davalının tekrar çalışmak için Rusya'ya gittiğini, müvekkilinin tamamen bir yalnızlık hissettiğini, davalının aile bireyleri tarafından müvekkilinin yatak odasının kapısının sürekli dinlendiğini, davalının ailesinin müvekkilinden tüm ziynetleri aldığını, 2016 yılının aralık ayında tarafların Kayseri'ye taşındıklarını, davalının bir süre iş bulamadığını, davalının ailesinin taraflara yardım etmediğini, davalının evlilik birliği içerisinde müvekkili ile duygusal paylaşımlarda bulunmadığını, ancak sosyal medya üzerinden tanıştığı bir şahısla mesajlaşmalarının bulunduğunu, davalının ailesinin müvekkilin başka bir şahısla ilişkisi olduğuna dair söylenti yaydığını, davalının bunun üzerine zina nedeni ile boşanma davası açtığını, söylentilerin asılsız olduğunu anlayan davalının iş bu davadan feragat ettiğini, davalının ailesinin davacıyı evden attıklarını, daha sonra müvekkilinin barışmaya karar verdiğini, aralarında anlaşma metni imzaladıklarını, davalının verdiği sözü müvekkilinin barışmaya karar verdiğini, aralarında anlaşma metni imzaladıklarını, davalının verdiği sözü unuttuğunu, yine evliliğine ailesini dahil ettiğini, müvekkiline gereken ilgi ve saygıyı göstermediğini, davalının evlilik birliği süresince müvekkiline cinsel şiddet uyguladığını, tarafların Antalya'da hırsızlık olayı gerçekleştiğini, davalının ailesinin tarafların evliliğine sürekli müdahale ettiğini, evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini, bu açıklanan nedenlerle tarafların boşanmalarına karar verilmesini, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesini, müvekkili için aylık 1.000 TL, ortak çocuk için aylık 1.000,00 TL nafakaya hükmedilmesini, 50.000,00 TL maddî 50.000 TL manevî tazminat talebinde bulunduklarını, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmişlerdir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacıya karşı 2016 yılında zina nedeni ile boşanma davası açtığını, davacının yeminleri üzerine müvekkilinin davadan feragat ettiğini, tarafların daha önceki boşanma sürecinden sonra tekrar bir araya geldiklerini, tarafların 2017 yılında Antalya'ya taşındıklarını, davacının Antalya'da müvekkilini aldattığını, müvekkilin Kayseri'ye dönme sebebinin tedavi amaçlı olduğunu, bu birlikteliğin sona ermesinde davacının tam kusurlu olduğunu, davacının müvekkili sürekli aldattığını, müvekkilinin yuvayı dağıtmamak için elinden geleni yaptığını, davacının ortak çocuğu müvekkiline karşı sürekli doldurduğunu, müvekkilinin davacı yüzünden başka yerlerde yuva kurmak zorunda kaldığını, davacının gayri ahlaki davranışları nedeni ile müvekkilinin ruhsal sorunlar yaşadığını, onurunun rencide olduğunu, davacının güven sarsıcı davranışlarının halen devam ettiğini, bu açıklanan nedenlerle açmış oldukları boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı karşı davalının açmış olduğu boşanma davası ve taleplerinin reddine, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, davacı karşı davalı aleyhine 100.000,00 TL maddî 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin 21.01.2022 tarihli ve 2020/108 Esas, 2022/16 Karar sayılı ilamı ile; erkeğin tam kusurlu olduğu belirtilerek karşı davanın reddine, asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'unun 166/1 nci maddesi gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile aralarında kişisel ilişki tesisine, davacı- karşı davalı kadın lehine 20.000,00'er TL maddî ve manevî tazminata, davacı - karşı davalı kadın lehine aylık 550,00 TL tedbir 600,00 TL yoksulluk nafakasına, ortak çocuk lehine aylık 500,00 TL tedbir 600,00 TL iştirak nafakasına, davalı - karşı davacı erkeğin velâyet, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, karara karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekilleri istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 31.03.2022 tarih ve 2022/605 Esas, 2022/601 Karar sayılı kararı ile; erkeğe yüklenen hangi vakıaların kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği belirtilmeden kadın lehine manevî tazminata hükmedildiği, ortak çocuk ve davacı karşı davalı kadın lehine hükmedilen iştirak nafakası ve yoksulluk nafakasının başlangıç tarihinin bulunmaması sebebiyle infaza elverişli hüküm kurulmadığı,davacı karşı davalı kadının adli yardım talebinin kabul edilmesine rağmen suç üstü ödeneğinden yapılan yargılama giderlerinin davalı karşı davacı erkekten alınarak Hazineye ödenmesine karar verilmesi gerekirken davacı karşı davalı kadına verilmesine karar verildiği, bu bakımdan ilk derece mahkemesi kararının denetime ve infaza elverişli olmadığı gerekçesi ile kararın kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
3.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "... davalı karşı davacı kocanın Develi 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/249 esas sayılı dosyası ile zinaya dayalı boşanma davası açtığı, davalı karşı davacı kocanın davadan feragat etmesi üzerine Develi 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/249 esas ve 2017/204 karar sayılı ilamı ile 18/08/2017 tarihinde davanın feragat nedeni ile reddine karar verildiği, tarafların bu tekrar bir araya geldikleri ve Antalya'ya taşındıkları, tarafların 18/08/2017 tarihinden önceki olaylara boşanma sebebi olarak dayanamayacağı anlaşılmıştır. Davalı karşı davacı kocanın iddiasının davacı karşı davalı kadının kendisini aldattığına yönelik olduğu, bunun dışında başka bir kadına başka bir kusur atfedilmediği, davalı karşı davacı kocanın 14/05/2020 tarihinde şüpheli olarak ifadesinin alınmasından sonra Develi'ye geldiği, tarafların fiili ayrılık döneminin bu tarihten sonra başladığı, bu tarihe kadar 0534 ... numaralı telefonun davacı karşı davalı kadının kullanımında olduğu, bu dönemden sonra telefonun davalı karşı davacının kullanımında olduğu, davacı karşı davalı kadının kullandığı dönemde sık sık konuştuğu numaraların davalı karşı davacı kocanın dilekçesinde bahsettiği isimlere ait olmadığı, davalı karşı davacı koca tarafından herhangi bir mesaj kaydının da sunulmadığı, tanık beyanlarında da aldatma hususunda görgüye dayalı bir beyanlarının olmadığı anlaşılmakla davalı karşı davacı kocanın aldatma iddiasını ispat edemediği kanaatine varılmış ve karşı davasının reddine karar vermek gerekmiştir. Davalı karşı davacı kocanın düzenli olarak çalışmadığı, evin geçimini sağlamadığı, bu hususun davacı karşı davalı tanıklarının davacı karşı davalı kadına geçimi için para gönderdikleri şeklindeki beyanları ile sabit olduğu, davacı karşı davalı kocanın Antalya ilinde hırsızlık şüphesi ile ifadesinin alınmasından sonra eşine haber vermeden Develi'ye geldiği ve tarafların fiili ayrılıklarının başladığı, davalı karşı davacı kocanın Antalya 11 Asliye Ceza Mahkemesinde yargılamasının devam ettiği, davacı karşı davalı her ne kadar eşinin Develi'de ailesi ile yaşamayı kabul ediyorsa gelmesini söylediği iddia edilmiş ise de bu hususu ispat edemediği, davalı karşı davacı kocaya atfedilen diğer kusurların da tarafların barıştıkları dönemden öncesine ait olduğu anlaşılmakla davalı karşı davacı kocanın düzenli çalışmayıp, evin geçimi ile ilgilenmediği, eşine haber vermeden Develi'ye gelip fiili ayrılığa sebep olduğu, bu nedenlerle davalı karşı davacının boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu olana taraf olduğu, davacı karşı davalı kadına atfedilen kusurun ispatlanamadığı bu nedenle davacı karşı davalı kadının boşanmaya sebep olan olaylarda kusursuz olduğu, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, tekrar bir araya gelmelerinin mümkün olmadığı anlaşılmakla asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar vermek gerektiği, bu eylemlerin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil etmediği..." gerekçesi ile karşı davanın reddine, asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayıl Türk Medeni Knaun'unun 166/1nci maddesi gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile aralarında kişisel ilişki tesisine, davacı- karşı davalı kadın lehine 20.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmesine, kadının manevî tazminat talebinin reddine, davacı - karşı davalı kadın lehine aylık 550,00 TL tedbir, 600,00 TL yoksulluk nafakasına, ortak çocuk lehine aylık 500,00 TL tedbir, 600,00 TL iştirak nafakasına, davalı - karşı davacı erkeğin velâyet, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı erkek vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; reddedilen karşı boşanma davası, aleyhine hükmedilen maddî tazminat, velâyet düzenlemesi, kabul edilen asıl boşanma davası, aleyhine hükmedilen yargılama gideri ve vekâlet ücreti, kusur, reddedilen tazminat talepleri, aleyhine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; reddedilen karşı boşanma davası, aleyhine hükmedilen maddî tazminat, velâyet düzenlemesi, kabul edilen asıl boşanma davası, aleyhine hükmedilen yargılama gideri ve vekâlet ücreti, kusur, reddedilen tazminat talepleri, aleyhine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz kanun yolu başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, varsa geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, reddedilen karşı boşanma davası, kadın yararına hükmedilen maddî tazminat, velâyet düzenlemesi, kabul edilen asıl boşanma davası, erkek aleyhine hükmedilen yargılama gideri ve vekâlet ücreti, reddedilen erkeğin tazminat talepleri, nafakalar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci, 176 ncı, 182 nci, 330 uncu, 336 ncı vd. maddeleri . 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.