Logo

2. Hukuk Dairesi2024/7146 E. 2024/7456 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında kusur belirlemesi, iştirak nafakasının miktarı ve manevi tazminat talebinin reddi konularında anlaşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davalı-davacı kadın vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/1156 E., 2024/1505 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile kusura ilişkin gerekçenin

düzeltilmesine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gümüşhacıköy Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2023/154 E., 2023/208 K.

Taraflar arasındaki boşanma, birleşen iştirak ve yoksulluk nafakası ile manevî tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kusur belirlemesine ilişkin gerekçesinin düzeltilmesine, sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek dava dilekçesinde özetle; eşi ile yedi yıldır ayrı yaşadıklarını, davalı aleyhine daha önceden açmış olduğu boşanma davasının Gümüşhacıköy Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2014/159 Esas ve 2015/215 Karar sayılı kararı ile reddine karar verildiğini, kararın 29.12.2015 tarihinde kesinleştiğini, aradan dört yılı aşkın süre geçtiği hâlde ortak hayatın yeniden kurulamadığını belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına ve ortak çocuğun velâyetinin kendisine verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı kadın 02.05.2019 tarihli cevap dilekçesinde; aleyhine açılan davayı kabul etmediğini, boşanmak istemediğini, evliliğin bu hâle gelmesinde kusurlu tarafın davacı eş olduğunu, eşinin uzun süredir başka bir kadınla ilişkisinin bulunduğunu, davacının kendisine hakaret ettiğini ve fiziksel şiddet uyguladığını belirterek ortak çocuğun velâyetinin kendisine verilmesine, çocuk yararına aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kendisi yararına aylık 700,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı kadın vekili 28.08.2019 tarihli birleşen dava dilekçesinde özetle; dosyanın Mahkemenin 2019/19 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 700,00 TL yoksulluk nafakasına, kadının çocuklarıyla birlikte oturmakta olduğu ve evlilik birliği içinde ziynetlerinin bozdurulması ve çocuklarıyla birlikte bizzat gerek tütün ekimi yaparak gerekse diğer tarımsal faaliyetler ile 20 yılı aşkın süredir çalışmaları ile yaptırılan daire ve araç karşılığı olmak üzere 100.000,00 TL'nin kadına ödenmesine, kadın lehine 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında daha önce davacı tarafından açılan boşanma davasının reddedildiği, kararın 04.11.2015 tarihinde kesinleştiği, kararın kesinleşmesinden bu yana tarafların bir araya gelmedikleri, ilk davayı açarak fiili ayrılığa zemin hazırlayan erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, çocuk için aylık 200,00 TL tedbir ve aylık 3.500,00 TL iştirak nafakasına, asıl davada verilen cevap dilekçesi yasal sürede olmadığından asıl davada kadının yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davanın kabulüne, kadın lehine aylık 700,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, boşanmaya sebep olan olay yüzünden kadının kişilik haklarının saldırıya uğradığı hususu ispatlanamadığından ve manevî tazminatın şartları oluşmadığından kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı- davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, iştirak nafakasının miktarı, manevî tazminat talebinin reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Mahkemece, erkeğin ilk davayı açarak fiili ayrılığa zemin hazırlaması nedeniyle tam kusurlu olduğu kabul edilmiş ise de; erkeğin, ilk kez açılan boşanma davasının reddinden sonra kadının ve çocukların ihtiyaçlarını karşılamadığı, maddî destek sağlamadığı sabit olmakla bu kusurun erkeğe yüklenerek kararın kusur belirlemesine yönelik gerekçesinin " ilk davayı açarak fiili ayrılığa zemin hazırlayan, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda ilk kez açılan dayanak boşanma davasının reddinden sonra kadının ve çocukların ihtiyaçlarını karşılamayan, maddî destek sağlamayan kocanın tam kusurlu, kadının kusursuz olduğu" şeklinde düzeltilmesine, kadının sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı- davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, iştirak nafakasının miktarı, manevî tazminat talebinin reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kusur belirlemesi, iştirak nafakasının miktarı, manevî tazminat noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 182 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.