Logo

2. Hukuk Dairesi2024/71 E. 2024/7647 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı, kimin kusurlu olduğu, boşanma kararı verilmesi halinde velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin nasıl hüküm altına alınacağı hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller ve taraf beyanları değerlendirilerek, davalı kadının kusurlu olmadığı, davacı erkeğin boşanma davasının reddine, ancak tedbir nafakası miktarlarının arttırılmasına karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunarak Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1076 E., 2023/917 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Diyarbakır 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/58 E., 2022/395 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, kadın yararına 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; erkeğin iddialarını kabul etmediğini erkeğin kusurlu olduğunu iddia ederek erkeğin davasının reddini istemiş, Mahkemenin boşanmaya karar vermesi halinde ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocukların her biri yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 50.000,00TL manevî tazminata, ziynet eşyalarının iadesine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; davacı erkeğin, evlilik birliktelikleri içerisinde davalı kadının, arkadaşlarının eşleri ile kendisini kıyasladığı, sen erkek değilsin diyerek hakaret ettiği ve en son evi terk ederek babasının evine gittiği şeklinde, davalı kadına kusur izafesinde bulunmuş olduğunun görüldüğü, beyanı alınan davacı tanıklarının görgüye dayalı herhangi bir bilgilerinin bulunmadığı, davalı tanığı ...'ın anlatımının zaman kavramı içermediği, davalı tanığı ...'nin anlatımının da duyuma dayalı olduğu ancak her iki tarafın tanıklarının anlatımlarından özetle, davalı kadının müşterek konuttan ayrılıp babasının Siverek'teki evine gitmiş olduğunun anlaşıldığı ve cevap dilekçesinde davalı kadının, davacının kendisini arayıp yemek yapmadığını söylemesi üzerine sinirlendiğini ve çocuklar ile birlikte Siverek'e gittiğinin ifade edilmiş olması sebebiyle, "yemek yapmadığının kendisine söylenmesi" şeklindeki davacı koca aleyhinde kusur olarak değerlendirilmesi mümkün olmayan nedene istinaden, davalı kadının müşterek konuttan ayrılıp babasının evine gitmesinin, evlilik birliğinin kendisine yüklediği bir arada yaşama yükümlülüğünün ihlali olarak kabul edilmesi gerektiğinden ve söz konusu bu eyleminin de davacı erkek açısından ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizliği doğurmuş olduğu kanaatine varıldığı, boşanmaya sebep olan olayın davacının kişilik haklarını ihlal ettiğinden bahsedilemeyeceğinden manevî tazminat talebinin reddine, evlilik birlikteliği içerisinde davalı kadının düzenli olarak gelir sağlayan bir işte çalışmadığı anlaşıldığından, boşanmanın gerçekleşmesiyle davacı erkeğin evlilik sürecindeki maddî durumunun sarsılmış olacağından bahsedilemeyeceğinden, yasal koşulları oluşmayan maddî tazminat isteminin reddine karar verildiği, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararlarına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların her biri yararına aylık 400,00 TL tedbir ve 500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakasına ve erkeğin maddî ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, velâyet ve iştirak nafakası yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur incelemesi, erkeğin tazminat talebinin reddine rağmen kadın lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi, nafaka miktarları yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yapılan incelemede; ilk derece mahkemesince, "yemek yapmadığının kendisine söylenmesine istinaden davalı kadının müşterek konuttan ayrılıp baba evine gittiği" belirtilerek davalı kadına kusur atfedilmiş ise de, dava ve cevap dilekçelerindeki anlatımlardan, tanık beyanlarından davacı erkeğin davalı kadını evde istemediği, davacı erkeğin annesine davalının yemek yapmadığını söylediği, davacının annesinin davalıya bu konuyu açması sebebiyle davalı kadının sinirlenerek tepkisel eylem şeklinde bir süreliğine babasının evine gittiği, ancak baba evine müşterek konutu terk etme amacıyla dönmediği bu sebeplerle dosyada davalı kadına atfı mümkün herhangi bir kusurun bulunmadığı anlaşılmakla, davacı erkeğin açtığı boşanma davasının reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü doğru görülmediği, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, davalı kadın vekilinin boşanma davasının kabulü ve kusura yönelik istinaf isteminin kabulüne karar düzeltilerek, yeniden esas hakkında hüküm tesisine, davacı erkek vekilinin kusur belirlemesine yönelik istinaf talebinin ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verildiği, davalı kadın ve ortak çocuklar lehine hükmedilen tedbir nafakasının az olduğu gerekçesiyle, davanın reddine, İlk Derece Mahkemesince kadın yararına hükmedilen aylık 500,00 TL tedbir nafakasının 20.10.2023 tarihine kadar aynen devamına, 20.10.2023 tarihinden itibaren aylık 750,00 TL'ye arttırılmasına ve karar kesinleşinceye kadar devamına, ortak çocuklar yararına hükmedilen ayrı ayrı aylık 400,00'er TL tedbir nafakasının 20.10.2023 tarihine kadar aynen devamına, 20.10.2023 tarihinden itibaren ayrı ayrı aylık 500,00 tl'ye arttırılmasına ve karar kesinleşinceye kadar devamına, davacı erkek vekilinin tüm, davalı kadın vekilinin sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın reddi, kusur belirlemesi, velâyet ve erek aleyhine hükmedilen nafakalar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının reddinin dosya kapsamına uygun olup olmadığı, kadın ve çocuklar yararına nafaka takdirinin ve miktarlarının isabetli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanunu’nun 190 ıncı 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 6 ıncı, 166 ıncı, 169 uncu maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.