"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1414 E., 2023/1511 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Polatlı Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/113 E., 2023/613 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının istinaf edilen yönlerden kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı üzerine yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, karşı davada boşanma ile harç, yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönlerinden verilen hüküm 08.09.2020 tarihinde kesinleştiğinden asıl ve karşı davada boşanma yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, boşanmanın fer'îlerine, karşı davada verilen boşanma hükmü kesinleştiğinden birleştirilen dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararın davalı- davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı erkek vekili dava ile cevaba ve karşı davaya cevap dilekçesinde; kadının aşırı sinirli ve hırçın davrandığını, müvekkilini ailesinin yanında dahi aşağladığını, hakaret ettiğini, müvekkilinin ailesine çok kötü, saygısız ve kaba davrandığını, davalının on altı yıllık evlilik birliği içinde bir gün dahi davalıya kahvaltı hazırlamadığı gibi davacıya haber vermeden sık sık Eskişehir'e ailesinin yanında gittiğini, evliliğin çekilmez hale geldiğini belirterek davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-davalı erkek vekili birleştirilen davaya cevap dilekçesinde boşanma davasında verilen karardan sonra gelişen olayların ileri sürülmesinin kanuna aykırı olduğunu ve kabul etmediklerini beyanla davanın reddine karar verilmesini talepmetmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın vekili cevap ile karşı dava ve cevaba cevap dilekçesinde; erkeğin iddialarının asılsız olduğunu, kabul etmediklerini, erkeğin, evlilik birliğinden kaynaklanan sorumlulukları yerine getirmediğini, ekonomik, sözlü, duygusal, psikolojik ve fiziki şiddet uyguladığını, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 1.000,00 TL tedbir ve yoksululuk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili birleştirilen dava ve cevaba cevap dilekçesinde; erkeğin başka kadınla evlenmek suretiyle sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, erkeğin iddialarını kabul etmediklerini beyanla tarafların öncelikle zina, olamaz ise evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanmalarına, müvekkili lehine 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin 18.06.2020 tarih ve 2018/826 Esas, 2020/289 Karar sayılı kararı ile; erkeğin, başkalarının yanında kadına hitaben “Aşağılık birisin” şeklinde söyleyerek kadını aşağılayıp küçük düşürdüğü, evin ihtiyaçlarının karşılanması konusunda kadına cüzi miktarda para verdiği, kadının bir çok kere ailesinden yardım istemek zorunda kaldığı anlaşılmakla erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediği, kadının ise erkeğin ailesine kötü davrandığı, erkeğin yengesine “Size biz bakıyoruz” şeklinde söylediği, aile ziyaretlerinde erkeğin ailesine selam vermeyip, hoş geldin demediği, erkeğin babasının yanında erkeği azarlayıp hakaret ettiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, kadın lehine hükmedilen aylık 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, kararın, davacı-davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi ile yoksulluk nafakası ve miktarı yönünden, davalı-davacı kadın vekili tarafından erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tedbir ve yoksulluk nafakası miktarları ile reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, mevcut karşılıklı boşanma davasından sonra kadın tarafından zina, olmadığı taktirde evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davası açılmış olduğu, davalar arasında bağlantı bulunduğundan bu davalar ile karardan sonra kadın tarafından açılan davanın birleştirilmesi, kadın tarafından açılan karşı davadaki boşanma hükmünün istinaf edilmeyerek kesinleştiği, bu sebeple erkeğin davasında ve kadın tarafından zina hukuki sebebine olmadığı taktirde evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı davada boşanmanın konusuz kaldığı gözetilerek davanın açıldığı tarih itibariyle tarafların haklılık durumları tespit edilerek, kusur belirlemesi ve boşanmanın fer'îleri yönünden karar verilmek üzere hükmün kesinleşmeyen kısımlarının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesince karşı davada verilen boşanma hükmü, karşı davaya ilişkin harç, yargılama giderleri ve vekâlet ücretine ilişkin hüküm, istinaf edilmeksizin kesinleştiğinden bu hususlarda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, tarafların istinaf taleplerinin istinaf edilen yönlerden kaldırılmasına, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, tarafların sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; karşı davada verilen boşanma, karşı davaya ilişkin harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretine ilişkin yönlerden 08/09/2020 tarihinde kesinleştiği, erkeğin, başkalarının yanında kadına hitaben “aşağılık birisin” şeklinde söyleyerek kadını aşağılayıp küçük düşürdüğü, evin ihtiyaçlarının karşılanması konusunda kadına cüzi miktarda para verdiği, kadının bir çok kere ailesinden yardım istemek zorunda kaldığı anlaşılmakla erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediği, kadının ise erkeğin ailesine kötü davrandığı, erkeğin yengesine “Size biz bakıyoruz” şeklinde söylediği, aile ziyaretlerinde erkeğin ailesine selam vermeyip, hoş geldin demediği, sık sık problemler çıkarıdığı, erkeğin babasının yanında erkeği azarlayıp hakaret ettiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tarafların eşit kusurlu olduğu, karşı davada verilen boşanma hükmü 08.09.2020 tarihinde kesinleştiği anlaşıldığından kadın tarafından açılan zina, olmadığı takdirde evlilik birliğinin sarsılaması nedeniyle boşanma davasının konusuz kaldığı gerekçesi ile asıl dava ve karşı dava yönünden, karşı davada verilen boşanma, karşı davaya ilişkin harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretine ilişkin yönlerden 08.09.2020 tarihinde kesinleştiği anlaşıldığından yeniden karar verilmesine yer olmadığına, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadın lehine hükmedilen 600,00 TL tedbir nafakasının 06.03.2023 tarihinden itibaren aylık 1.500,00 TL'ye artırılmasına, kararın kesinleşmesinden sonra yoksulluk nafakası olarak devamına, birleştirilen dava yönünden, karşı davada verilen boşanma, karşı davaya ilişkin harç, yargılama giderleri ve vekâlet ücretine ilişkin yönlerden kesinleştiği anlaşıldığından kadın tarafından açılan açılan zina, olmadığı takdirde evlilik birliğinin sarsılaması nedeniyle boşanma davası konusuz kaldığından birleştirilen dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili; erkeğin davasının kabulü, karşı ve birleştirilen davada verilen karar verilmesine yer olmadığı kararları, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası miktarı, kadının reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; karşı davadaki boşanmaya ilişkin hükmün, kadın tarafından açılan ve birleştirilen zina olmadığı taktirde evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı boşanma davasından önce kesinleştiği, başka bir ifade ile tarafların birleştirilen dava tarihinden önce boşandıkları, bu itibarla birleştirilen davada iddia edilen zina ve sadakatsizlik vakıasının dinlenemeyeceği ve taraflar arasındaki evlilik birliği sona erdikten sonra yeniden boşanma davası açılamayacağı, bu halde birleştirilen davada boşanma ve fer'îlerine karar verilmesinin mümkün olmadığı, birleştirilen boşanma davasının usulden reddine karar verilmesi gerektiği, ne var ki İlk Derece Mahkemesince konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de, istinaf edenin sıfatına göre bu hususun kaldırma sebebi yapılmadığı, İlk Derece Mahkemesince birleştirilen davada vekâlet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmesinin de sonucu itibariyle doğru olduğu, karşı davada verilen boşanma hükmü istinaf edilmeksizin kesinleştiğinden, kesinleşen konularda yeniden karar verilmesi mümkün olmadığından karşı davadaki boşanma talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin isabetli olduğu, her ne kadar İlk Derece Mahkemesinin ilk kararının istinaf edilen yönleri dikkate alındığında, asıl davadaki boşanma hükmü konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi, haklılık durumuna göre yargılama giderleri ile vekâlet ücreti konusunda da bir karar verilmesi gerekirken bu hususta karar verilmemesi doğru değil ise de, İlk Derece Mahkemesince tarafların kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları dikkate alındığında istinaf edenin sıfatına göre kaldırma sebebi yapılmadığı, kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları ile kadının talep ettiği yoksulluk nafakası miktarı da dikkate alındığında kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının istinaf edenin sıfatına göre isabetli olduğu, eşit kusurlu eş lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilemeyeceğinden kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu, İlk Derece Mahkemesince verilen karar usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı-davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili; erkeğin davasının kabulü, karşı ve birleştirilen davada verilen karar verilmesine yer olmadığı kararları, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası miktarı, kadının reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında erkeğin davasının ispatlanıp ispatlanmadığı ve kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kadının karşı ve birleştirilen davasında verilen karar verilmesine yer olmadığı kararlarının usul ve kanuna uygun olup olmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının uygun olup olmadığı, kadının reddedilen maddi ve manevi tazminat talepleri noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü ve 175 inci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.