"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/1524 E., 2024/1807 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2023/303 E., 2024/265 K.
Taraflar arasındaki kişisel ilişki düzenlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların Samsun 2. Aile Mahkemesinin 2019/194 Esas 2019/409 Karar sayılı ilam ile boşandıklarını, kararın 14.06.2019 tarihinde kesinleştiğini, çocuğun boşanmadan 3 ay sonra dünyaya geldiğini, müvekkilinin bu süreçte davalının hamile olduğunu bilmediğini, çocuk dünyaya geldikten 10 ay sonra haberdar olduğunu, davalının çocuğu göstermediğini, müvekkilinin çocukla görüşmesi gerektiğini, ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; açılan davanın müvekkil adına davacıya karşı nafaka talebiyle açılan Samsun 2. Aile Mahkemesinin 2022/262 Esas 2023/221 Karar sayılı dosyası ile nafakaya hükmedilmesiyle bu davanın kötü niyetle açıldığını, çocuk 3,5 yaşında olduğunu, bu zamana kadar maddî ve manevî olarak hiç ilgilenmediğini, göstermediği iddiaların doğru olmadığını belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; toplanan deliller, dinlenen tanık beyanları ve alınan sosyal inceleme raporu sonucunda çocuk ile baba arasında ilk etapta kalma olmayacak ve gün içerisinde görüşmeyi içerecek şekilde kurulması; davacı ile dava konusu küçük arasında güven ilişkisi oluşması ve küçüğün kaygı durumunun davacıyla zaman geçirmesi, sonrasında azalması ve baba-çocuk bağının kurulması akabinde kişisel ilişkinin yatılı olacak şekilde düzenlenebileceği kanaati bildirilmiş olup, Mahkemenin 04.07.2023 tarihli celsede çocuk ile baba arasında tedbiren kişisel ilişkinin yatısız kurulduğu, bu süreç akabinde velâyet ilişkin hükümler gibi kişisel ilişki düzenlemesinde kamu düzeninden olup tarafların talep ve arzularının dışında önceliğin çocuğun menfaati olması gerektiği, taraflar arasında yaşanmış veya yaşanan sorunların çocukların ebeveynleri ile görüşmesinin engellenmesi şeklinde gerçekleştirilemeyeceği, asıl olanın ortak çocuğun menfaati olması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile, ortak çocuk ile baba arasında her ayın, birinci ve üçüncü Cumartesi günü saat 09.00’dan Pazar günü saat 17.00’a kadar, dini bayramların ikinci günü saat 09.00’dan üçüncü günü saat 17.00’a kadar, İlk ve orta öğretim okullarının birer hafta olarak iki kez uygulanan ara tatillerden birinci ara tatilin başladığı cumartesi sabah saat 09.00'dan takip eden cuma akşamı 17.00'ye kadar, ilk ve orta öğretim okullarının yarıyıl tatilinin başladığı birinci haftası Cumartesi günü saat 09.00'dan takip eden hafta cumartesi günü saat 17.00'a kadar, her yıl 1 Temmuz günü saat 09.00’dan 30 Temmuz günü saat 17.00’a kadar, çift yıllarda çocuğun doğum gününde saat 09.00'dan aynı gün saat 17.00'a kadar, her yıl babalar gününde saat 09.00 dan aynı gün saat 17.00'a kadar, tek yıllarda 31 Aralık saat 09.00' den 1 Ocak 17.00' a kadar, babanın çocuğu yanına almak sureti ile kişisel ilişki tesisine, anne velâyeti altında bulunan ortak çocuğun eğitim ve sağlığı hususunda bulundukları okul ya da sağlık kuruluşu binasında idarenin belirleyeceği uygun yer ve süre içerisinde bir görevli eşliğinde kişisel ilişki kurulması kapsamında babaya bilgi edinme ve ziyaret hakkı verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; bilirkişi tarafından 6 ay önce sunulan raporda "yatılı kalma" olmayacak ve gün içresinde görüşmeyi içerecek şekilde münasebet kurulması gerektiği şeklinde rapor düzenlendiği, ancak 6 ay kadar kısa bir süre sonra yatılı ilişki tesis edilebileceği şeklinde değerlendirmenin hatalı olduğunu, henüz 4 yaşında küçük bir çocuğun aradan geçen bu kadar kısa bir zaman zarfında, en fazla on kez görüştüğü babasıyla, yatılı olarak kalmasının çocuk açısından son derece mahsurlu olacağı, çocuğun sağlıklı bir iletişim kuramayacağı ve bu durumun çocuğu zorlayacağı, yaşı itibariyle kaygı durumunu arttıracağı ve psikolojisine zarar vereceği, 2022 yılı Kasım ayında davacı yan, müvekkilimize yanında çocuğu da olduğu halde şiddet uygulayarak darp ettiği, babanın öfke problemi olduğunu, kaldı ki sürelerin çok uzun olduğu gerekçeleri ile kabul edilen dava yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verimiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; önceki beyanlarını tekrarla kabul edilen dava yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, baba tarafından açılan kişisel ilişkinin düzenlenmesi davasında davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 182 nci, 287 nci, 323 üncü, 324 üncü, 335 inci vd. maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 3 üncü, 9 uncu ve 12 nci maddeleri. Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri.
3.Değerlendirme
1.Dava, davacı baba tarafından açılan ortak çocukla kişisel ilişki kurulması davasıdır. Mahkemece davacı baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiş, kararın davalı anne vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiş, karar davalı anne vekili tarafından temyiz edilmiştir.
2.Dosyanın yapılan incelemesinde taraflar 14.06.2019 tarihinde kesinleşen mahkeme kararı ile boşandıkları, küçük Batın Ayaz'ın ise 02.08.2019 tarihinde doğduğu ve davacı babasının hanesinde nüfusa kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Ortak çocuk Batın Ayaz evlilik birliğinin sona ermesinden itibaren 300 gün içinde doğduğuna göre, 4721 sayılı Kanun'un 287 nci maddesinin ikinci fıkrası gereğince evlilik içinde doğmuş sayılır. Bu nedenle çocuğun velâyeti boşanma kararı nedeniyle askıdadır. Velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesi kamu düzenine ilişkin olup kendiliğinden araştırma ilkesi geçerlidir. Bu sebeple hâkim çocuğun üstün yararını yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözetmek zorundadır. Mahkemece velâyet yönünden bir düzenleme yapılmadan kişisel ilişki yönünden bir düzenleme yapılması doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.