"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/639 E., 2023/686 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar verilmesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/358 E., 2022/143 K.
Taraflar arasındaki davacı kadın vekili tarafından açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin annesinin evlilik birliğine sürekli müdahale ettiğini, bu duruma kayıtsız kaldığını, kadını ailesine alışmamakla suçladığını, boşanmak istediğini söylediğini, yatağını ayırdığını, bu tarihten sonra taraflar arasında cinsel birliktelik olmadığını, kadına ondan soğuduğunu söylediğini, davalının daha çok bekar hayatı yaşamaya başladığını, eve gelmediğini, arkadaşlarıyla buluştuğunu, kadını bu durumdan haberdar etmediğini, benim hayatıma karışamazsın dediğini, şifre koyduğu cep telefonu ile sürekli mesajlaştığını, kişisel bakımına özen göstermeyen davalının saçını boyatıp giyim tarzını değiştirmeye başladığını, kadının ve evin ihtiyaçlarını karşılamadığını, kadını evden kovduğunu, özel günleri hatırlamadığını, kutlamadığını, sevgi ve şefkat göstermediğini, kötü davrandığını, sadakatsiz davranışlarıyla kadını toplum içinde küçük düşürdüğünü, psikolojik şiddet uyguladığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, kadın yararına yasal faiziyle birlikte aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle birlikte 100.000,00 TL maddî 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Dava dilekçesi 23.07.2020 tarihinde davalı erkeğe, “aynı konutta birlikte oturan babasına” tebliğ edildiği belirtilmesine karşın muhatabın nerede olduğu bilgisine yer verilmeden tebliğ edildiği, erkeğin 10.09.2020 tarihinde sunduğu cevap dilekçesinde özetle; kadının erkek üzerinde baskı kurduğunu, bu nedenle psikolojik tedavi gördüğünü, sürekli bağırarak konuştuğunu, kavga çıkarmaya çalıştığını, sürekli evi terk etmekle tehdit ettiğini, her tartışma sonrası ayrı yattığını , sık sık aile ve akraba ziyareti yaparak şehir dışına gittiğini iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin eşiyle ilgilenmediği, evliliğin devamı için gayret göstermediği, evin ihtiyaçlarına katılmadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir, ve 750,00 TL yoksulluk nafakasına, işlemiş nafakaya muaccel olduğu ve borçlunun temerrüde düştüğü tarihten itibaren yasal faiz uygulanmasına, kadın yararına yasal faiziyle birlikte 18.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili ve davalı erkek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; belirlenen kusurlara göre hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının az olduğunu ileri sürerek kararın tazminat ve nafaka miktarları yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesinin zamanında verilmediği gerekçesiyle cevap dilekçesini verilmemiş saydığı için dilekçeler teatisinin tamamlanmadığını, ön inceleme yapılması koşullarının oluşmadığını, tahkikata geçilmemesi gerektiğini, dava dilekçesinde hiçbir delil gösterilmediğini dava dilekçesindeki eksiklik nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın tümü yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava dilekçesinin davalı erkeğe 23.07.2020 tarihinde tebliğ edildiği, tebligatın adli tatil süresi içinde yapılması nedeniyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 104 üncü maddesi uyarınca cevap dilekçesi sunma süresinin ayrıca bir karara gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılacağı, bu hâle göre davalının cevap dilekçesi sunma süresinin 08.09.2020 tarihi mesai saati bitimi itibariyle sona ereceği, bu durumda davalı tarafça 10.09.2020 tarihinde sunulan cevap dilekçesinin süresinde olmadığı; Mahkemece erkeğe yüklenen kusurlu davranışların gerçekleştiği, kusur belirlemesinde hata yapılmadığı; davanın kabulü ile kadın yararına tedbir, yoksulluk nafakası ile maddi tazminat koşullarının oluştuğu, nafaka ve maddi tazminat miktarının az olduğu; 4721 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince manevî tazminata hükmedebilmek için, boşanmaya sebep olan olayların kişilik hakkına saldırı teşkil etmesi gerekmekte olup, davalı erkeğin belirlenen ve gerçekleşen kusurlu davranışlarının davacı kadının kişilik haklarına yönelik saldırı teşkil etmediği; kadın yararına manevi tazminat şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci alt bendi gereğince tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir ve 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 25.000,00 TL maddî tazminata, kadının manevî tazminat talebinin reddine; tarafların diğer itirazlarına konu istinaf başvurularının 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili ve davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; erkeğin tam kusurlu olduğunu, manevî tazminat koşullarının oluştuğunu, tazminat ve nafaka miktarlarının az olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, tazminat ve nafakalar ile miktarları yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek katılma yoluyla temyiz başvuru dilekçesinde özetle; boşanma hükmüne itirazlarının olmadığını, kusur belirlemesi ve buna bağlı olarak kadın yararına tazminat ve nafakaya hükmedilmesinin hatalı olduğunu, savunma hakkının kısıtlandığını, delillerinin toplanmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının belirtilen yönlerden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tazminat ve nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı ile miktarlarının uygun olup olmadığı ile dava dilekçesinin tebliğinin usulüne uygun kabul edilip edilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü, 175 inci ve 176 ncı maddeleri. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre tarafların aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. Yoksulluk nafakasının toptan ya da irat biçiminde ödenebilmesine karar verilebilmesi için, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile ödeme gücü ve isteklerinin göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır. 4721 sayılı Kanun'un 176 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca yasal olarak yoksulluk nafakasının, toptan veya durumun gereklerine göre aylık irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda davacı kadının daha ağır kusurlu olmadığı, her hangi bir geliri ve mal varlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiş ise de tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre ve yaşları, ortak çocukların bulunmayışı dikkate alındığında davacı kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 176 ncı maddesinin birinci fıkrası nazara alınarak, hakimin takdir yetkisi çerçevesinde yoksulluk nafakası yönünden bir defaya mahsus olmak üzere "Toptan ödeme" yönünde karar verilip verilemeyeceği hususu değerlendirilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
3.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı kadın yararına hükmolunan maddî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Yukarıda (2) ve (3) numaralı paragrafta belirtildiği üzere, Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası ve maddî tazminat miktarları yönünden BOZULMASINA,
2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere tarafların sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Temyiz peşin harcın istek halinde yatıranlara iadesine,
Dosyanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.11.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.