Logo

2. Hukuk Dairesi2024/72 E. 2024/8428 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan kusurun kimde olduğu, velayet, iştirak ve yoksulluk nafakası konuları uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin, yerel mahkemenin tarafların iddia ve savunmalarına, delillerine, uygulanması gereken hukuk kurallarına ve dosya kapsamına uygun olarak verdiği kararı bozmayı gerektirecek nitelikte olmadığı değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/995 E., 2023/2034 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çay Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2021/561 E., 2022/52 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocukların her biri yararına aylık. 300,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek Bölge Adliye Mahkemesi'nin gönderme kararı sonrasında sunduğu cevap dilekçesinde özetle; kadının iddialarını kabul etmediğini kadının kusurlu olduğunu iddia ederek kadının davasının reddini istemiş, boşanmaya karar verilemesi halinde ise ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, kadının taleplerinin reddine hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin İlk Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 27.02.2020 tarihli kararı ile özetle; tüm dosya kapsamından, davalının evlilik birliğinin gerektirdiği sorumlulukları taşımadığı, davacıya karşı şiddet eyleminin Çay Asliye Ceza Mahkemesi'nin dosyasının kesinleşmiş hükmü ile sabit olduğu, taraf tanıklarının bu iddiayı ispatlar nitelikte beyanlarının olduğu, davalının ortak çocuklara karşı da şiddet ve hakaret eylemlerinin dosya içerisindeki ceza dosyası ve 6284 sayılı Ailenin Korunması Ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun (6284 Sayılı Kanun) kapsamında verilen değişik iş sayılı dosyası ile ispatlandığı, davalının evlilik birliğinden devamı için üzerine düşen sorumluluklarını yerine getirmediği, maddî ve manevî anlamda evlilik birliğinin devamı için her hangi bir katkıda bulunmadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı tarafın tam kusurlu olduğu, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, ortak çocukların velâyetinin anneye verildiği ve çocuklar lehine iştirak nafakasına hükmedildiği gerekçesi ile; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuklar ... ... ve ...'nın velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların her biri yararına aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve ortak çocuk ...'un reşit olması nedeniyle talep edilen iştirak nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin 27.02.2020 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı erkek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı erkek istinaf dilekçesinde özetle delillerinin toplanmadan karar verildiği, kusur tespiti, davanın kabulünü, aleyhine hükmedilen nafakalar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 12.10.2021 tarihli kararı ile özetle; davalı asile yapılan dava dilekçesi tebliğinin Tebligat Kanunu'nun 21 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 17.06.2019 tarihinde muhtara tebliğ edildiği, ancak komşu isminin bulunmadığı, bu şekilde yapılan tebligatın usulsüz olduğu, davalının cevap dilekçesi vermediği gibi ön inceleme duruşmasına da katılmadığı anlaşıldığından, davalıya dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliği sağlandıktan, dilekçeler aşaması tamamlandıktan ve delil sunma imkanı tanındıktan sonra delil bildirir ise bu deliller toplanarak mevcut dosya kapsamı ile karar verilmesi gerektiğinden, davalının delillerin toplanmadan karar verilmesine yönelik istinaf talebinin kabulü ile sair istinaf sebepleri incelenmeksizin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) inci alt bendi gereğince kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; istinaf ilamı doğrultusunda yargılamaya devam olunduğu taraflara usulüne uygun olarak davetiyelerin tebliğ edildiği dilekçeler aşamasının tamamlandığı, davalı tanıklarının duruşmada dinlendiği, Mahkeme tarafından verilen ilk karardaki gerekçe olan davalının evlilik birliğinin gerektirdiği sorumlulukları taşımadığı, davacıya karşı şiddet eyleminin Çay Asliye Ceza Mahkemesi'nin dosyasının kesinleşmiş hükmü ile sabit olduğu, taraf tanıklarının bu iddiayı ispatlar nitelikte beyanlarının olduğu, davalının ortak çocuklara karşı da şiddet ve hakaret eylemlerinin dosya içerisindeki ceza dosyası ve 6284 sayılı Kanun kapsamında verilen değişik iş sayılı dosyası ile ispatlandığı, davalının evlilik birliğinden devamı için üzerine düşen sorumluluklarını yerine getirmediği, maddî ve manevî anlamda evlilik birliğinin devamı için her hangi bir katkıda bulunmadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, ayrıca istinaf incelemesinden sonra dinlenen davalı tanık beyanlarında da taraflar arasındaki geçimsizliklerine ilişkin bilgi ve görgülerinin olmadığının anlaşıldığı, davalının delil olarak sunduğu savcılık ve ceza dosyaları incelendiğinde, yeterli delil olmaması sebebiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, davalının isnat ettiği kusurları ispat edecek nitelikte ceza dosyasının bulunmadığı, bu haliyle davacı kadına yüklenebilecek bir kusurun olmadığı, tarafların ilk açılan boşanma davasının açıldığı tarihten itibaren ayrı yaşadıkları, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, velâyet hususunda kaldırma ilamından sonra davalı tarafça yeni bir talep sunulmadığı çocukların velâyeti ve iştirak nafakasına dair değişen bir durum bulunmadığından kaldırma ilamı öncesinde verilen hüküm ve gerekçesinde değişiklik olmadığı gerekçesi ile; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuklar ... ... ve ...'nın velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların her biri yararına aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve ortak çocuk ...'un reşit olması nedeniyle talep edilen iştirak nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespiti, davanın kabulü, velâyet ve aleyhine hükmedilen nafakalar yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğe verilen kusurlardan çocuklara hakaret olayının vakıa olmadığı halde bu hususta kusur verilmesinin hatalı olduğu, erkeğe verilen diğer kusurların sabit olduğu, davacı kadının kusurlu davranışlarının ispatlanamadığı gibi davalı erkeğin Çay Noterliği'nin 22.05.2019 tarihli ihtarnamesiyle eve dön ihtarı çektirmekle kadının kusurlu davranışlarını affetmiş sayılacağı anlaşıldığından, erkeğin, kusur belirlemesine yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne karar vermek gerektiği, çocuk ...'ın karar tarihinde yaşı küçük olduğu, inceleme tarihinde reşit olduğu, bu nedenle velâyete ve ... lehine hükmedilen iştirak nafakasına yönelik istinafın konusuz kaldığı anlaşılmakla, erkeğin, çocuk ...'in velâyetine ve ... lehine verilen iştirak nafakasına yönelik istinaf talebi hususunda karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği gerekçesiyle; davalı erkeğin, davanın kabulüne, çocuk ...'nın velâyeti ile bu çocuk için takdir edilen tedbir-iştirak nafakasına, davacı kadın için takdir edilen tedbir-yoksulluk nafakasına, çocuk ... için takdir edilen tedbir nafakasına yönelik istinaf talebinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine, çocuk ... için velâyete ve iştirak nafakasına yönelik istinaf talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve davalı erkeğin kusura yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek temyiz dilekçesinde özetle; kusur tespiti, davanın kabulü, velâyet ve aleyhine hükmedilen nafakalar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının kabulünün gerekip gerekmediği, kadın yararına nafaka takdirinin ve miktarlarının isabetli olup olmadığı, çocuğun velâyeti ve çocuk için hükmedilen nafakanın miktarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanunu’nun 190 ıncı 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 6 ıncı, 166 ıncı, 169 uncu, 175 inci, 176 ıncı, 182 inci ve 336 ıncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davalıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.