"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/643 E., 2023/880 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kırşehir 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/114 E., 2022/38 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre İlk Derece Mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı davacı-davalı tarafça istinaf yoluna başvurulmamıştır. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına karşı erkeğin davasının kabulü yönünden istinaf yoluna başvurmayan davacı-davalı kadının temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davacı-davalı kadının erkeğin davasının kabulü yönünden temyiz isteminin reddine karar vermek gerekir.
Davacı-davalı kadın vekilinin reddedilen yön dışındaki temyiz itirazlarına yönelik temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin son altı yıldır çalışmadığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, saygı göstermediğini, kendi ailesinin yanına gitmesi için baskı yaptığını, ailesinin yanına gittiğinde ailesinin kadına eziyet ettiklerini, annesinin temizlik ve ev işleri yaptırdığını, babasının silah çektiğini, erkeğin fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, hakaret ve küfür ettiğini, aşağıladığını, maaş kartını aldığını, kredi çekmesi için baskı yaptığını, erkek ve ailesinin çocukları anneye karşı kışkırttığını, kötülediğini, çocuk ...'in sürekli alkol aldığını, babanın çocuğu uyarmadığını, kadın hakkında çevresindeki insanlara başkası ile yakaladıkları ve sokağa attıklarını söylediğini, tehdit ettiğini, ailesiyle görüşmesine izin vermediğini, ters ilişkiye zorladığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, her bir çocuk yararına ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının çocuklara siz benim çocuğum değilsiziniz diyerek psikolojik şiddet ve fiziksel şiddet uyguladığını, ortak çocuklar arasında ayrım yaptığını, çocuk E.'ye ilgi gösterdiğini, erkeğin ailesine karşı çocukları olumsuz yönlendirdiğini, psikolojik şiddet uyguladığını, kadının bir dönem düğünlerde yemek yaptığını, bir gün saçı başı dağınık eve geldiğini, kadını iki erkeğin eve bıraktığını, geç saatlerde telefon görüşmesi yaptığını, gizli kürtaj yaptırdığını, bu nedenle kadından şüphelendiğini ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince asıl davanın reddine, davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin babaya verilmesine, her bir çocuk yararına ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, erkek yararına 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına şiddet uyguladığı, hakaret ve küfür ettiği, çocukları sürekli anneleri karşı doldurduğu, kök ailesinin tarafların evliliğine müdahalede bulunduğu, kadının ailesine, kadının başkasıyla ilişkisi olduğuna dair sözler söylediği, son olaylad çocuk Ö. C. ve erkek şiddet uyguladığı,kadının da ortak çocuk Ö. C’ye şiddet uyguladığı, çocuklara kötü davrandığı ve ilgilenmediği, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına, ortak çocuk Ş’nin velâyetinin babaya, E’nin velâyetinin anneye verilmesine, anne yanında kalan çocuk yararına 400,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin iştirak nafakası, maddî ve manevî tazminat taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, velâyetin babaya verilmesi gerektiğini, velâyeti kendisine bırakılan çocuk yararına iştirak nafaka talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, kadın yararına tazminat koşullarının oluşmadığını, tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, erkek yararına da tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin gerektiğini ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, velâyet tedbir ve iştirak nafakası, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi, kendi yararına tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmemezi yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece belirlenen kusurların doğru olduğu, kadın yararına tazminat koşullarının gerçekleştiği, miktarlarının uygun olduğu; velâyeti babaya verilen çocuk 06.06.2005 doğumlu Ş. yararına tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmemesinin isabetli görülmediği, erkeğin dilekçeler aşamasında yoksulluk nafakası talebi bulunmadığı gibi bu yönde bir ıslahının da bulunmadığı gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci alt bendi gereğince davalı-davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle velâyeti babaya verilen ortak çocuk Ş. yararına dava tarihinden itibaren uygulanmak üzere aylık 500,00 TL tedbir ve boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten ergin olacağı 06.06.2023 tarihine kadar geçerli olmak üzere aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, velâyeti babaya verilen ortak çocuk yararına nafakaya hükmedilmesinin hatalı olduğunu, ekonomik durumlarının hatalı değerlendirildiğini, hükmedilecek dahi olsa tedbir nafakasının başlangıç tarihinin baba yanına gittiği tarih olması gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tedbir ve iştirak nafakası yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, velâyeti kendisinde olmayan ebevyn aleyhine çocuk yararına tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesinin doğru olup olmadığı ile miktarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 182 nci maddesi, 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı-davalı kadının, davalı-davacı erkeğin davasının kabulüne yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Davacı-davalı kadının diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.