"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1302 E., 2023/1495 K.
DAVA TARİHİ : 29.11.2016
KARAR : Bozma ilamına uyularak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; manevî tazminata karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 03.12.1997 tarihinde evlendiklerini, ortak iki çocuklarının bulunduğunu, erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediğini, eşini aldattığını, başka bir kadından çocuk sahibi olduğunu, eşler arasında sosyal ve kültürel farklar bulunduğunu, şiddetli geçimsizlik yaşandığını, evlilik birliğinin yürütülemediğini ileri sürerek tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı 1.000,00 TL tedbir ve iştirak, müvekkili yararına 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 400.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesi sunmamış, yargılama aşamasında davanın reddini savunmuş ve yargılama aşamasına kendisini vekil ile temsil ettirmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Bakırköy 2. Aile Mahkemesinin 01.03.2018 tarihli ve 2016/900 E., 2018/101 K. sayılı kararı ile; erkeğin eşini aldattığı, başka bir kadından çocuk sahibi olduğu, birlik görevlerini yerine getirmediği, boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğu gerekçesiyle tarafların boşanmalarına, velâyetlerin anneye verilmesine, her bir çocuk yararına ayrı ayrı 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 400.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 10.06.2020 tarihli ve 2018/1483 E., 2020/647 K. sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesince tespit edilen kusur belirlemesinin doğru olduğu, ortak çocuklardan Şevval ve kadın yararına hükmedilen nafakalar yönünden kararın isabetli bulunduğu ne var ki diğer çocuk Burak’ın dava tarihinde ergin olduğu, dolayısıyla Burak yönünden velâyet düzenlemesi yapılamayacağı gibi tedbir ve iştirak nafakasına da karar verilemeyeceği ayrıca kadın yararına manevî tazminat şartları oluşmakla birlikte tarafların ekonomik ve sosyal durumu dikkate alındığında hükmedilen manevî tazminat miktarının fazla olduğu gerekçesiyle davalının manevî tazminat ve ortak çocuk Burak'ın velâyet düzenlemesine ve nafakaya yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükmünün kaldırılmasına, davalının sair istinaf itirazlarının reddine, kadın yararına 150.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, ortak çocuk Burak ... için velâyet ve nafaka düzenlemesine ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, bu konularda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin 10.06.2020 tarihli kararına karşı yasal süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Dairenin 27.01.2021 tarihli ve 2020/6806 E. ve 2021/659 K. sayılı kararı ile; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, paranın alım gücüne, kişilik haklarına, özellikle aile bütünlüğüne yapılan saldırının ağırlığına, manevî tazminat isteyenin boşanmaya yol açan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılmasına nazaran davacı kadın yararına hükmolunan manevî tazminatın az olduğunu belirterek hüküm bozulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin 27.05.2021 tarihli ve 2021/256 E., 2021/902 K. sayılı kararı ile; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (6100 sayılı Kanun) ile benimsenen istinaf yolu incelemesi sonrasında artık Yargıtayın tamamen bir hukukî denetim ve içtihat mercii olduğu, temyiz incelemesinde maddîvakıa ve delil değerlendirilmesine girilemeyeceği, sadece hukukî denetim yapılması gerektiği, 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile temyiz incelemesinin kapsamının belirlendiği, bozma sebebi nispi nitelikte ise tespit edilen bozma sebebinin hükmü etkilemesi gerektiği, nitekim karara etki eden yargılama hatası veya eksikliklerin mevcut olması hâlinde bunların bozma sebebi sayılabilmesi için ayrıca hüküm sonucunu etkilemiş olmaları gerektiği, buna karşılık dava şartlarının bulunmaması veya taraflardan birinin davasını ispat için dayandığı delillerin yasal bir sebep olmadan kabul edilmemesi hâllerinin ise mutlak bozma sebebi olduğu, somut olaya gelindiğinde ise Yargıtayca temyiz incelemesi sonucunda 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile düzenleme altına alınan maddî ve manevî tazminat koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkin hukukî denetimin yapıldığı, buna göre davalının kusurlu eylemeleri nedeniyle davacı yararına maddî ve manevî tazminat ödenmesine karar verilmesinin doğru olduğunun Yargıtayın hukukî denetiminden geçtiği, bunun ötesinde tarafların belirlenen ekonomik ve sosyal durumları, tazminata esas fiillerin ağırlığı da değerlendirilerek 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi uyarınca takdir edilen tazminatların miktarlarına yönelik bozma yapılamayacağı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 29.03.2022 tarihli ve 2022/2-141 Esas, 2022/406 Karar sayılı ilâmı ile; kararın 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesine göre temyiz edilemeyecek kararlardan olmadığı, aynı Kanun'un 369 uncu maddesine göre Yargıtay'ın bölge adliye mahkemesi gibi istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı bir inceleme yetkisinden ziyade tarafların ileri sürdükleri temyiz sebepleri ile bağlı olmaksızın kanunun açık hükmüne aykırı gördüğü hususları inceleyebileceği, Yargıtay'ın maddîvakıalara bağlanan sonuçları, taraflar lehine veya aleyhine hükmedilen tazminatların miktarlarını denetlemekle yükümlü olduğu, somut olayda Bölge Adliye Mahkemesinin maddîvakıa ve delilleri doğru belirlemesine rağmen bunlarla varılacak hukukî sonucu yanlış değerlendirmiş bir başka ifade ile hata yapmış olduğu, Daire kararının yerinde olduğu gerekçesiyle; davacı kadın vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Daire kararında gösterilen nedenlerden dolayı bozularak dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
D.Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve 06.10.2022 tarihli, 2022/1252 Esas, 2022/1475 Karar sayısı ile belirtilen kararı ile; 200.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.
E. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin 06.10.2022 tarihli kararına karşı yasal süresi içinde davacı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2.Dairenin 25.05.2023 tarihli kararı ile; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, paranın alım gücüne, kişilik haklarına özellikle aile bütünlüğüne yapılan saldırının ağırlığına, manevî tazminat isteyenin boşanmaya yol açan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılmasına nazaran davacı kadın yararına hükmolunan manevî tazminatın az olduğunu ve bozma ilâmının amacına uygun olmadığını belirterek hüküm bozulmuştur.
F. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesince yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 275.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili; manevî tazminat miktarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili; manevî tazminat miktarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bozma ilâmına uyulmasına karar veren Bölge Adliye Mahkemesinin bozmanın amacına uygun karar verip vermediği, kadın lehine hükmedilen manevî tazminat miktarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu anlaşılmakla; davalı erkek vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen manevî tazminat az olup, bozma ilâmının amacına uygun bulunmamıştır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı erkek vekilinin temyiz itirazlarının reddine,
2.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen manevî tazminatın miktarı yönünden BOZULMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davalıya yükletilmesine,
Peşin harcın istek halinde davacıya iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.