Logo

2. Hukuk Dairesi2024/7327 E. 2024/7335 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, bozmaya uyularak verilen kararda hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile iştirak nafakası miktarlarının hukuka uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bozma ilamına uygun olarak, tarafların kusur oranları, sosyal ve ekonomik durumları ile hakkaniyet ilkesi gözetilerek belirlenen tazminat ve nafaka miktarlarında hukuka aykırılık bulunmadığı değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi'nin bozmaya uyularak verdiği karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/1293 E., 2024/1812 K.

KARAR : Bozmaya uyularak hüküm tesisi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; ortak çocuk yararına aylık 2.000,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına 300.000,00 TL maddî tazminat, 300.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde; davalının çocukları erkeğe karşı doldurduğunu, sürekli hakaret ettiğini, rencide ettiğini, saygı göstermediğini, aşırı kıskançlık gösterdiğini, başka kadınlarla görüştüğünü iddia ettiğini, malların kendi üzerine devri konusunda baskı uyguladığını, cebindeki paranın zaman zaman azaldığını, altın ve paraları habersiz alıp ailesine götürdüğünü, birlik yükümlülüklerini yerine getirmediğini, ev işleriyle ilgilenmediğini, eşiyle ilgilenmediğini, aile sırlarını başkalarına anlattığını, kadın hakları var ararım kodesi boylarsın, seni önceki gibi deliğe tıktırırım cezaevine gönderirim, benim yurt dışından maaşım var, bu maaşla beni kim olsa alır diye devamlı tahrik ettiğini, ortak çocuğa ve kendi çocuklarına sürekli şiddet uyguladığını, çocuğa baskı uyguladığını, sürekli evi terk ettiğini, çay bardağını fırlatarak tehdit ettiğini, Konya'dan ev tutup ayrı yaşamak istediğini, köye dönmek istemediğini söylediğini, tüm bu nedenlerle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, erkeğin sürekli fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, baskı yaptığını, komşu ve arkadaş çevresi oluşturmasını, sosyal paylaşım sitelerini takip etmesini, davalının erkek arkadaşlarının hanımları ile görüşmesini kısıtladığını, sosyal hayatını kısıtladığını, aşırı kıskanç ve güvensiz davrandığını, eş ve çocuklara sürekli hakaret ettiğini, eş ve çocukları köy yaşantısına, köy eğitim standartlarına hapsettiğini, takviye eğitimlerin spor faaliyetlerinin, yüzme kurslarının hayal olduğunu, çocuk Şahin'e şiddet uyguladığını, çocuklara sürekli fiziksel şiddet uyguladığını, ortak çocuk ile görüşmesini kısıtladığını, eş ve çocuklarıyla ilgilenmediğini, ev ve müştemilatın yapımı için kadının 50.000 EURO birikimi ve 900 gram altınını kullandığını, kadının 2 kg altın ve 50.000 EURO parasının erkek tarafından peyderpey kullandığını, eşinin onayı olmadan kasayı kaldırıp altınları aldığını, çiftlik ve çardak için harcadığını, malları kaçırmak için yeğenine devrettiğini, çocukların ihtiyaçlarıyla ilgilenmediğini, yükümlülüklerini yerine getirmediğini, çocuklara baskı uyguladığını, evlilik sayısı konusunda yalan söylediğini, kadını almaya gelmediğini, eşini sürekli tehdit ettiğini, erkeğin adli sicili kabarık birisi olduğunu, tüm bu nedenlerle tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk için aylık 2.000,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, kadın için aylık 2.000,00 tedbir-yoksulluk nafakası ile 300.000,00 TL maddî ve 300.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 14.06.2022 tarihli, 2019/751 Esas, 2022/470 Karar sayılı kararıyla; kadının "mal varlıklarını üzerime yıkarsan geri eve dönerim" dediği, erkeğin "bana zaman ver" dediğinde, sinirlenip erkeğe bardak fırlattığı "pezevenk, şerefsiz kavat gitmiyorum" dediği, "napacak ne bok yiyecek" diye bağırdığı, yine erkeğin kardeşine "kadın hakları var abinizi içeri attırırım" dediği, kadının ev işlerini tam anlamı ile yapmadığı, evin dağınık olduğu, genelde çocukların ev işi yaptığı, çocukların beslenmelerini koymadığı, erkek çay demler misin dediğinde "eliniz ayağınız yok mu kendiniz demleyin" dediği, "şerefsiz" dediği yine kadının erkeğe "markette kızlara para verme ben vereceğim" dediği yine erkekten için "geç geldi geç gitti" diyerek kıskançlık yaptığı, her tartışmalarında "arkamda devlet var" dediği, erkeğin ise; tarafların son ayrılıklarından kısa süre önce kadını darp ettiği, öncesinde de birden fazla kez darp ettiği, kadının oğlunu ve kızını darp ettiği, kadının oğluna koyunları otlatması için baskı uyguladığı, yine kadın ve çocuklara sürekli küfür ettiği, kadına "a.ına koyduğumun, ananı avradını sinkaf ederim, boynuzlu pezevenk" şeklinde sözler söylediği, taraflar yurtdışından gelirken Konya'da yaşanılacağı şeklinde konuşulmasına rağmen kadın ve çocukları köye götürdüğü, köydeki ev yapımı için kadının ziynet eşyalarını kullandığı, kadının kıyafetlerine karıştığı, dışarı gitmek istediğinde erkeğin "ne işiniz var dışarda ben sizi götürür getiririm" dediği, kadını ve çocukları bu şekilde kısıtladığı, kadın telefon ile konuşsa "kiminle konuşuyorsun" dediği, bu şekilde gelişen olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, kadının az kusurlu olduğu, sosyal inceleme raporu doğrultusunda ortak çocuğun velâyeti anneye verildiği, ana ve babadan her birinin, velâyeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahip olduğu, kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzurunun tehlikeye girmediği, çocuğun şimdiki ve gelecek yaşamında velâyeti kendisine verilmeyen ebeveyn ile kişisel ilişkisini sürdürmesinin onun menfaatine olması sebebiyle velâyeti kendisine verilmeyen ebeveyn ile çocuk arasında aşağıdaki şekilde kişisel ilişki tesisine karar vermek gerektiği, boşanma yüzünden kadının yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk için 14.07.2020 tarihinden karar tarihine kadar aylık 350,00 TL tedbir nafakasına, karar tarihinden itibaren aylık 850,00 TL'ye yükseltilmesine, aynı miktarda iştirak nafakasına, kadın için aylık 750,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 47.000,00 TL maddî ve 45.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadının kusurlu olduğunu, gelirinin olduğunu ileri sürerek kusuru, birleşen davanın kabulünü, velâyeti, kadın lehine tedbir-iştirak-yoksulluk nafakası ve maddî-manevî tazminat verilmesini, erkek lehine maddî-manevî tazminat ve tedbir-iştirak nafakası verilmemesi yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kusuru, tedbir-iştirak nafakası ve maddî-manevî tazminat miktarı yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 15.02.2023 tarihli, 2022/2738 Esas, 2023/369 Karar sayılı kararıyla; erkeğe verilen kusurlardan köydeki ev yapımı için kadının ziynet eşyalarını kullandığı hususunun af kapsamında kaldığı ve herhangi bir zorlamanın ispat edilememesi karşısında kusur verilmesinin hatalı olduğu, erkeğe verilen diğer kusurların sabit olduğu, kadına verilen kusurların sabit olduğu, kadının evi birkaç kez terk etmesi sebebinin erkeğin fiziksel şiddet uygulamasından kaynaklandığı için bu hususta kadına kusur verilmemesinin doğru olduğu, tarafların başkaca kusurunun ispatlanamadığı, geçimsizliğe sebep olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu, kadının az kusurlu olduğu, kadının davasının kabulünün doğru ve yerinde olduğu, ortak çocuk ...'nin tarafların ayrıldığı tarihten itibaren yaklaşık 1 yıl kadar baba yanında yaşadığı, sonraki dönemden bugüne kadar anne yanında yaşadığı, çocuğun anne yanındaki ortama alışması, son 3 sosyal inceleme raporunda velâyetin anneye verilmesinin belirtilmesi ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında velâyetin anneye verilmesi doğru ve yerinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, çocuğun ihtiyaçları ve tüm dosya kapsamı nazara alınarak ortak çocuk için iştirak nafakasına karar verilmesinin doğru ve yerinde olduğu, ancak iştirak nafakasının miktarının az olduğu, kadın lehine tedbir nafakası takdirinde bir hukuka aykırılık bulunmadığı, takdir edilen miktarın ise günün ekonomik şartlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına ve hakkaniyete uygun olduğu ancak kadının Hollanda ülkesinden emekli olduğu, düzenli gelirinin bulunduğu halde yoksulluk nafakası verilmesi hatalı olduğu gerekçesiyle erkeğin istinaf başvurusunun kusur belirlemesi ve yoksulluk nafakası yönlerinden, kadının istinaf başvurusunun iştirak nafakasının miktarı yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusur gerekçesinin düzeltilmesine, ortak çocuk için aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiş, tarafların sair istinaf taleplerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairemizin 19.03.2024 tarih ve 2023/3717 Esas, 2024/1908 Karar sayılı kararıyla; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında, davalı-davacı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminatların miktarlarının az olduğu, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'un (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddesinde düzenlenen hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediği, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları dikkate alındığında, velâyeti anneye verilen ortak çocuk yararına takdir edilen iştirak nafakası miktarının az olduğu, Bölge Adliye Mahkemesince 4721 sayılı Kanun’un hakkaniyet ilkesi ile ilgili 4 üncü maddesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerektiği, bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisinin usul ve kanuna aykırı olduğu ve bozmayı gerektirdiği belirtilerek; temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı-davacı kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının miktarları yönünden bozulmasına, davacı-davalı erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tüm dosya kapsamı, mevcut deliller ve bozma ilamı dikkate alınarak, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, erkeğin kusurlu davranışlarının aynı zamanda kadının kişilik haklarına zarar verici nitelikte olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusurun ağırlığı ve hakkaniyet kuralları gözetilerek kadın yararına 300.000,00 TL maddî, 300.000,00 TL manevî tazminat ile tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak velâyeti anneye verilen ortak çocuk yararına boşanma kararın kesinleşmesinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 2.000,00 TL iştirak nafakasına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu olmadığı, kadın yararına tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, uyulmasına karar verilen bozma ilamının gereğinin yerine getirilip getirilmediği, kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenip incelenemeyeceği, kadın yararına hükmedilen tazminat miktarlarının dosya kapsamına, bozmanın amacına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.; 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı-davalı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.